Ünzile Girişgin

Ünzile Girişgin

14 Mart - Tıp Bayramı

14 Mart - Tıp Bayramı

70 yaşlarında bir Allah dostu amcayı ziyaret ettiğim zaman bana hekimliğin kutsallığını ve karıkoca çok güzel müjdelere nail olduğumuzu anlatır. Saad bin ebi Vakkas zengin bir ensardır. Varını yoğunu bu din uğruna harcamıştır. Bir sefer dönüşünde 70’ e yakın kılıç darbesi aldığını ve kanamanın durdurulamaması nedeniyle şehit düştüğünü söyler.(yaşlı amca) Cenazesini Peygamber Efendimizle birlikte, sahebe i kiram efendilerimiz ve melekler kaldırmıştır. Mezarlık dönüşünde bir ses işitilir. Tabibi kulübine ya rasülallah… Yaşlı amcanın tam Arapça metni aktardığı gür bir ses yankılanır. Sahabe büyüklerimiz, Peygamberimiz’ in arkadaşları sorarlar “Ya Rasulallah neydi o ses?” Peygamberimiz(sav) “Cebrail aleyhisselam tabiblere müjdeler iletti. Gün gelecek öyle tabipler yetişecek ki bu damarlar tamir olacak ve hastalar şifa bulacak. Hastaların şifasına çalışan tabiplere müjdele ki onlara şefaat hakkı verilmiştir.” Amca ” Kızım hekimlik çok yüce bir makamdır. Allah herkese doktor olmayı nasip etmez. Ben çok istedim ama makine mühendisi oldum. Kadın doktorlar kadınlara, erkek doktorlar erkeklere kıyamet gününde şefaat edecekler.” der ve hastaya harcadığımız her dakikada ibadet halinde olduğumuzu söyler. 

Şefaat aslında çok zor bir işmiş. Biz sanırız ki ‘sen gel, sen gel’ deyip hesapsız cennete girmeye vesile olmak. Oysa şefaat etmek demek tıpkı dünya hayatındaki gibi ahiret hayatında da yardım etmek, kendini feda etmek ve Yaratıcı ile birlikte vakit geçirme mükafatını görmek ve yaşamak anlamına geliyormuş.

Bu yıl tıp bayramında meslektaşlarım ve tıp mesleği icra etmek isteyen genç kız ve oğullarımız için aklımdan hiç çıkmayan bu müjdeyi iletmek istedim.

Mesleğimizin zorlukları, insanlarımızın giderek kadir kıymet bilmemesi, siyasetin çıkarcı yöntemleri karşısında aciz  kalmak bir yana bu mesleği Allah rızasını kazanmak, zorda kalmış olan her insana tüm gayretimiz ve salih niyetlerimizle yardım etmenin uhrevi güzelliklerini hatırlamak….

İnsanların çoğu dünyevi makam ve para yönüyle bu mesleğe bakar. Çoğu kişi üniversite sınavında milyonlarca genç arasında ilk 5000-10000 arasına giremediği için kıskanır. Çok okuduğunuz için bilgi dağarcığınız, üstünüz başınız özenli ve temiz olduğu için dış görünüşünüz, hastanelerde en üst makamda yer aldığınız için konumunuz, çalışma azminizden dolayı fiziksel performansınız, ilminizden- hastalarınızın size değer vermesinden aldığınız güçle kendinize duyduğunuz özgüveniniz kıskanılır. Seveniniz, size dua edeniniz kadar da çekemeyeniniz olur.

Meslektaşlarıma güzel niyetlerini bozmadan bu mesleğin sadece bu dünyası olmadığını ahiret için de bir kazanım olduğunu, şükredecek büyük nimetlere nail olduğumuzu ve Allah ü Teala’nın bu yolda bize yardım edeceğine inandığımı iletmek isterim.

20 yıllık hekimim ve son 5,6 yılda işimi yaparken imanım olmasa çok zorlandığımı, yapmamayı bile düşündüğüm zamanlar olduğunu hekimlerden sorumlu olan sağlık bakanlığımıza ve tabip odamıza duyurmak; tıp balosu yaparak,  hekimlere yemek vererek hekimlik mesleğinin icrasının kolaylaşmadığını ve hekimlerin sıkıntılarının aşılmadığını da vurgulamak zorundayım.

İnançlarımızdan güç alırız ve sabrederiz. İlme değer vermeyen, ilmi aşağılayan, önemsizleştiren, halkını seven, çabalayan insanların sözlü ve bedensel şiddete maruz kalmasının sorumluları her kimse bu kadar hekimin ve onların sıkıntılarını paylaşan ailelerinin kulluk haklarını sırtına yüklenip dünya hayatını terk edecekler.

Ben vicdanen çok rahatım. Meslek hayatımda hastalarım için daima en iyisini istedim, şifa bulmaları için ilmimi, beynimi, ellerimi ve ayaklarımı, gecelerimi, hafta sonlarımı seferber ederken yüreğimden de samimi dualar çıktı. Kadın olsun erkek olsun tüm hastalarımı ve hasta yakınlarını kardeşim, dostum olarak telakki ettim. Hastalarımıza bir şey olmasın, şifa bulsunlar, mutlu olsunlar diye kendimi parçalayıp yeri geldi yardımcı personelle, yeri geldi idarecilerimizle kötü oldum. Meslektaşlarımın bir tekine bile zarar gelebilecek hal ve hareketten kaçındım. İstemeyerek bir iki küçük hatam oldu ve telafi etmek için çok çaba sarf ettim. 

Maalesef dünyevi hırslarımız, hastalarımız bizi daha çok sevsin ya da benim başıma bir şey gelmesin de başka bir hekimin üzerine kalsın diye uyanıklık yapmak, iftira etmek bu mesleğin kutsallığını yok etmektedir. Ameller niyetlere göredir. Bu mesleği icra eden tabipler şayet iman sahibi iseler üzerlerine aldıkları diğer meslektaşlarının haklarını ve hastalarına karşı savsaklamak gibi bir ihmalin hesabını da düşünmekle mükelleftirler. Cebrail Aleyhisselam’ın müjdesi samimi, çalışkan, dürüst hekimler içindir. Herkese şirin görüneyim, önüme gelene rapor vereyim, etliye sütlüye karışmayıp tüm riskleri başkalarına yıkayım, başımdan def edeyim, meslektaşım hata yapsın, rezil olsun diye tetikte bekleyen hekimler için değildir herhalde….

Tüm meslektaşlarımı sevgiyle selamlarım…Şükürler olsun bir yılı daha kazasız, belasız geride bıraktık..

Dr. Ünzile GİRİŞGİN Medline Hastanesi Kadın Doğum Uzman

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ünzile Girişgin Arşivi
SON YAZILAR