2. Türkiye-Afrika STK ve Düşünce Forumu İstanbul Deklarasyonu

2. Türkiye-Afrika STK ve Düşünce Forumu İstanbul Deklarasyonu
TASAM tarafından "Afrika'da Enerji, Gıda, Su Güvenliği ve İnsani Kalkınma" ana temasıyla düzenlenen "2. Türkiye-Afrika STK ve Düşünce Forumu" İstanbul deklarasyonu açıklandı- Deklarasyonda, Türk - Afrika ilişkilerinde karar alıcılara ve politika süreçleri

İSTANBUL (AA) - Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından 21-22 Nisan'da Sivil Global 2016 Zirvesi kapsamında "Afrika'da Enerji, Gıda, Su Güvenliği ve İnsani Kalkınma" ana temasıyla düzenlenen "2. Türkiye-Afrika STK ve Düşünce Forumu" İstanbul deklarasyonu açıklandı.

TASAM'dan yapılan açıklamada, foruma, Türkiye'nin yanı sıra 40 Afrika ülkesinden resmi, sivil, özel çeşitli disiplinlerin temsilcilerinin katıldığı belirtildi.

Türkiye ve Afrika ülkeleri arasında süregelen yakınlaşma ve iş birliği eğiliminin, yüksek düzeyde stratejik iş birliği olarak tarif edilebilecek bir seviyeye eriştiği ifade edilen açıklamada, bu tür güçlü bir iş birliği bağlamında, gerek Türkiye ve Afrika ülkelerindeki kuruluşlar arasında gerekse karşılıklı sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında sürdürülebilir ortak kurumsallıkların hayata geçirilmesine önemli katkı sağlamak amacıyla forum kapsamında çeşitli toplantıların gerçekleştirildiği aktarıldı.

Foruma ilişkin yayınlanan deklarasyonda, Türkiye çapında çeşitli üniversitelerde Afrika kıtasına yönelik araştırma - geliştirme çalışmaları yürütmek üzere birimler oluşturulmasına rağmen, özellikle akademik nitelikli çalışmaların dolayısıyla gerek jeo-politik ve jeo-stratejik gerekse felsefi düşünce temelli çalışmaların henüz yeterli düzeyde olmadığının tespit edildiği kaydedildi.

Küresel enerji sorunları ve Afrika enerji güvenliğinin sağlanması çerçevesinde Afrika Birliği, Afrika Enerji Vizyonu, Afrika Altyapı Geliştirme Programı (PIDA), Türkiye - Afrika İlişkileri ve G20 Herkes İçin Enerji hedefleri gibi alt başlıklarla devam eden forumda, gelecek yarım asırlık süre zarfında, Afrika Birliği’nin stratejik politika planı ve kıtanın sosyo-ekonomik dönüşümü çerçevesinde 2063 Gündemi’ne vurgu yapıldığı anlatıldı.

Küresel düzeyde sanayileşmenin bir sonraki aşamasına uyumu açısından Afrika’nın gerek ham madde gerekse insan kaynağı bakımından büyük bir potansiyel barındırdığı buna bağlı olarak kıtanın giderek dünyada daha fazla ilgi odağı haline geldiği vurgulanan deklarasyonda, buna karşın Afrika’nın, Dünya Ekonomik Forumu (2015) verilerine dayanılarak 621 milyon kişilik nüfus diliminin elektrik imkanlarından halen yoksun olduğu belirtildi.

- "Afrika kıtasındaki enerji üretimi ve kalkınma"

Afrika’nın sanayileşmesinin önündeki en önemli engellerden birinin enerji üretimi olduğu aktarılan deklarasyonda, enerji üretim tesislerinin yetersizliği ile tesis kurulum ve geliştirilmesine ilişkin zorlukların altı çizildi.

Deklarasyonda, gerek bölgesel düzeyde gerek kıta çapında kalkınma yönünde politika ve stratejilerin ulaşım, enerji, bilgi-iletişim teknolojileri ve ortak sınırlara sahip su kaynaklarına ilişkin altyapı programlarının geliştirilmesi hedeflerine değinildi.

Şu an itibariyle Afrika’da neredeyse her ülkenin güçlü bir biçimde kentleşme eğiliminde olduğu ve ülkelerin yeşil kamusal alanlar, kamusal park ve bahçelerin düzenlenmesi için kapsamlı politikalar geliştirilmeye çalıştığı belirtilen deklarasyonda, ormanlık alanların korunması ve güçlendirilmesinin başta sağlık olmak üzere ulaşım, enerji, su ve kentsel atıkların tahliyesi gibi genel olarak altyapıyla ilgili konularla aynı başlık altında düşünülmesi gerektiği hatırlatıldı.

Nijerya örneği üzerinden su, gıda, enerji bağlamında kıtadaki güvenlik sorunlarına dikkat çekilerek, yakın tarih çerçevesinde, toplumsal istikrarı dolayısıyla genel olarak kalkınmayı engelleyen en önemli faktörlerden biri olarak terör olayları gösterildi.

Türk - Afrika ilişkilerinde karar alıcılara ve politika süreçlerine etkide bulunma konusunda Türkiye-Afrika sivil toplum kuruluşları olarak ortak bir "görev gücü" oluşturulmasının gereği vurgulandı.

Afrika’da su güvenliğinin özellikle kentleşme alanlarında tehdit altında olduğu belirtilen deklarasyonda, hızlı nüfus artışı, yetersiz planlama, kirlilik, çarpık kentleşmeye ilişkin mücadelenin iyi yönetilememesi ve kaynakların sınırlı oluşunun yol açtığı talebe dayalı rekabet, Afrika’da suyu ve su güvenliğini tehdit eden faktörler olarak sıralandı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.