2016 yılı bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

2016 yılı bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, HDP'li Paylan'ın Ruhban Okulu'nun açılmasıyla ilgili sözlerine, "Size tamamen katılıyorum, açılması lazım" dedi

TBMM (AA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ruhban Okulu'nun açılması gerektiğini söyleyen HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan'a katıldığını belirtti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2016 yılı bütçesi görüşüldü.

Bakanlık bütçesi üzerinde söz alan CHP Ankara Miletvekili Bülent Kuşoğlu, Türkiye'nin dış politikada tarihinde en fazla sıkıntıya düştüğü ve dibe vurduğu dönemin yaşandığını belirterek, "Ne aktif dış politikamız ne ayaklar üstünde duran demokrasimiz var. Dış politikada perişanız, bu ekonomimizi de etkiliyor. Cumhurbaşkanı’nın, devlet aklıyla yürümesi gereken dış politikayı bireyselleştirmesi, bir çok ülkeyle aramızı bozdu. Rusya ile olan mesele, Cumhurbaşkanı ile onların meselesi haline geldi. Suriye, Irak, İran ile de böyle. 100 yıl sonra aynı hatalara düşüyoruz. Bir an önce bu politikalardan vazgeçmemiz gerekiyor. Bugün sıkıştık. Cumhurbaşkanı'nın,1 Mart Tezkeresi ile ilgili söyledikleri tam bir dönüştür. Ortadoğu bataklığına girmek üzereyiz" diye konuştu.

HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş ise Türkiye'nin Suriye ve Rusya ile ilişkilerinde sorun yaşadığını belirtti. Erdoğmuş, "Suudi Arabistan ve Katar ile bu kadar sıcak ilişkiler nasıl doğdu? Suud yönetiminin zihniyeti bugünkü IŞİD'tir. Zihniyet olarak Suud ile içli dışlı uyumumuz yok. AB, Türkiye'nin gündeminden kalkmıştı. Ne oldu da son günlerde AB üyeliğimiz yeniden tartışmaya açıldı? İster istemez insanın aklına şu geliyor; sanki mülteciler üzerinden yürütülmek istenen AB üyeliği var. Bu sağlıklı olmaz. Bugün elimizde mülteci imkanlarının yarın aleyhimize olmayacağını kim garanti eder" dedi.

MHP İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu da diplomaside çatışmacı bir dil olduğunu, yeni bir anlayışa ihtiyaç duyulduğunu savunarak, AB ile müzakerelerde yeni fasılların açılmasının olumlu olmasına rağmen mülteci konusuyla bağlantılı olmasının üzücü olduğunu ifade etti. İhsanoğlu, Suriye konusunda Cenevre görüşmelerinde Türkiye'nin etkili olmadığını ileri sürerek, Rusya ile ilişkilerde parlamenter diplomasinin kullanılmasını istedi. Büyük ülkelerle ilişkilerin çatışmacı üslupla olmayacağını, olması halinde Türkiye'nin kaybedeceğini anlatan İhsanoğlu, dış politikada yeniden "yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışına dönülmesi gerektiğini söyledi.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise gelecek kuşakların dış politikaya baktığında "AKP öncesi ve sonrasını göreceğini" savunarak, bugün ülkede yaşanan felaketlerin temel kaynağının izlenen dış politika olduğunu ileri sürdü.

Çam, kendilerinin barış, iktidarın savaş dediği iddiasında bulunarak, şöyle konuştu:

"AKP, belli mezhebin, Vahabi ve Selefiliğin sözcülüğü için dış politika yapıyor. AKP'nin dış politikası, Türkiye'nin dünyada ve bölgede saygınlığını sıfırladı, bu da yetmedi ülkemizin teröre destekçisi ülke olarak algılanmaya başladı. Sıfır sorun dediler elde var sıfır komşu. AKP ne yaptı Suriye'de? Diplomatik kanalları kapattı, 'Esad gitsin' saplantısıyla bölgenin cehenneme dönmesine katkı sağladı, terör örgütlerine destek verdi. Suriye'de akan kanı durduracak girişimlerin istenmeyen aktörü oluyoruz. Mezhepçilik başta olmak üzere çağdışı değerleri dış politikanın ana unsuru yapıyorsunuz. Bölgemizdeki devletlerle değil, devlet dışı örgütlerle ilişki kuruyoruz. Türkiye dış politikasını mezhepçi konumla belirleyen ülke haline geldi. AKP'nin izlediği dış politikayla Türkiye, Ortadoğu'da Suudi Arabistan'ın kuyruğuna takılarak belli bir mezhebin sözcülüğüne hapsoldu" dedi.

- "Lozan’ın hiçbir hükmü iç hukuka taşınmamıştır"

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da pek çok ülkenin geçmişte iç çatışma yaşadığı "soycu" bakışı terk ettiğini belirterek, ülkede yaşanan sorunların temelinde soycu ve tekçi bakış açısının etkisi olduğunu, iktidarın Suriye politikasında da mezhepçi ve soycu bakışı esas aldığını, bu nedenle oyun kurucu ve etkileyici noktada olmadığını savundu. Paylan'ın, "Türkiye'de soydaşınız olmayan milyonlarca insan var. Diasporada Anadolu köklü insanlar var. Vatandaşçı bakışa dönmeliyiz. Rum kökenli vatandaşlar niye sizin konunuz? Siz Dışişleri Bakanısınız. Onlar binlerce yıldır bu ülkenin vatandaşı...." sözleri üzerine, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Lozan Anlaşması'nı takip etmek kimin görevi? Dışişleri Bakanlığının görevine giriyor mu, girmiyor mu?" diye sordu.

Paylan, mütekabiliyetin ülke vatandaşına değil, yabancı için söz konusu olabileceğini belirterek, "Bu paradigmadan çıkmamız gerekiyor. Buradaki Rum, Süryani ve Ermeni'ye vatandaş olarak bakma zamanı gelmedi mi? Lozan’ın hiçbir hükmü iç hukuka taşınmamıştır. Açılmamış Ruhban Okulu var. Bırakın Rumlar da dindar toplum yetiştirsin. 13 yıldır açmıyorsunuz" sözlerine Çavuşoğlu, "Size tamamen katılıyorum, açılması lazım" karşılığını verdi.

Ermeni meselesine işaret eden Paylan, "Dedelerim Osmanlıydı, ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Benim acım, yabancı ülke parlamentolarının mezesi olmamalı. Mesele olacaksa, TBMM'nin konusu olmalı. 100 yıldır bu meseleyi çözemediğimiz için yasımızı tutamıyoruz. Doğu Perinçek’in inkarcı saikle yaptığı davaya referans vermenize üzüldüm. İfade özgürlüğüyle değil, Ergenekoncu anlayışla yaptı. Bunu Türkiye meselesi yapalım, acılarımızı usulüne göre kapatalım" dedi.

Türkiye'nin dışarıdaki algısının otoriterliğe giden, savaşın eşiğinde, ifade ve basın özgürlüğü olmayan 3. Dünya ülkesine doğru gittiğini ileri süren Paylan, Türkiye'nin dış politikada fevri hareket ettiğini savundu.

-"İnsani yardım" tartışması

MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta ise Türkiye’nin dış politikasının ülke ve milli menfaat odaklı olmadığını, istikrasızlığın hakim olduğunu ileri sürdü.

İnsani yardım konusunda Türkiye'nin dünyada birinci olmasının güzel ama dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Usta, mazlum, mağdur ve yoksullukla boğuşan ülkelere yardım edilirken Türkiye'nin ayağını yorganına göre uzatmasında fayda olduğunu söyledi.

AK Parti Antalya Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç de insani yardımlar konusunda Türkiye'nin birinci olmasının kötü olmadığını belirterek, "Veren el alan elden üstündür" dedi.

Usta'nın "bir de ayran var" demesine Enç, "Ayranla bunun alakası yok. Siz yardım ettiğiniz sürece güçlüsünüz. Bu kötü bir şey değil" karşılığını verdi.

Usta, sataşma gerekçesiyle söz alarak, "Burada alan el miyiz, veren el miyiz ona bakmak lazım. 220 milyar dolar alanız, 6 milyar dolar vereniz. Bunun için sözlü söz arıyorsanız, 'ayranı yok içmeye' sözünün daha uygun olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Birleşimi yöneten Komisyon Başkanvekili İbrahim Turhan'ın "bu size yakışmadı" demesine Usta, "yakışmayacak bir şey yok" karşılığını verirken Enç ise "Hangi hadisi nerede kullanacağımı sizden mi öğreneceğim? Ulema mısınız?" diye tepki gösterdi.

AK Parti Kars Milletvekili Selahattin Beyribey ise Usta'ya, "Söylediğiniz sözden dolayı hanımefendiden özür dilemeniz lazım. Çünkü yakışmadı. oraya konuşarak söylediniz, o lafı size iade ediyorum" demesine, Usta, "Bu laf hanımefendiye söylenmiş bir şey değil" dedi. Beyribey ise Usta'ya, "Bana bak memleket müsteşarı, bana bak. Bu laf ne lafı?" şeklinde bağırdı.

Turhan, tartışmaya müdahale ederek milletvekillerini sakin olmaları için uyardı.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Beyribey'e "şekerin düştü herhalde" dedi.

-"PYD'yi terör örgütü görüyor musunuz, görmüyor musunuz?"

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da Suriye'de vekalet savaşının söz konusu olduğunu belirterek, "AB ile mülteciler üzerinden pazarlık yapılmamalı. Cihadçıları ayırıyorum. Suriye'den gelen insanlar bizim misafirimizdir. AB, gelen insanlara çöp insan olarak, biz ise kardeşimiz olarak bakıyoruz" dedi.

AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu'nun, CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'ı işaret ederek, "DAEŞ tarafından kaçırıldığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar büyük devlet olduğunu ifade eden konsolosumuz, CHP'den milletvekili olduktan sonra bölgeyle ilgili politikaları eleştirerek 'Türk askerinin orada ne işi var' diye fikir beyan ediyor" demesi CHP'lilerin tepkisine yol açtı.

Yılmaz'ın "bilmeden konuşuyorsunuz" demesine Kavcıoğlu, "Türkiye'ye içeride ve dışarıda 'ne olursa olsun karışmayın, barıştan yanayız' diye bir politika yok. Balkanlarda Türkiye etkisi AK Parti'den sonra etkili oldu" dedi.

MHP'li Günal da Kavcıoğlu'na, "TİKA, Dışişleri sizden önce de vardı" dedi. CHP'li iki milletvekilinin yurtdışında katıldığı toplantıda PYD'nin terör örgütü olmadığını ifade ettiğini belirten Kavcıoğlu, "CHP, PYD'yi terör örgütü olarak görüyor mu, görmüyor mu?" diye sordu.

CHP'li Öztürk Yılmaz, sataşma gerekçesiyle söz alarak, Kavcıoğlu'na, "Daha önce siyasetçi miydim ki görüş açıklayayım? Şimdi siyasetçiyim. Ne zamandan beri bürokratlar görüş açıklıyor? Yoksa sizin alışık olduğunuz tarzda, bürokratlar da siyasetçiler gibi mi davransın. Ben şu anda siyasetçi koltuğunda oturuyorum. Bu ülkeyi seviyoruz. Bu Dişişleri bizim dışişlerimiz, bürokrasi de bizim bürokrasimimiz. Benim 20 yılım geçti burada. Ben neyi eleştireceğimi bilmiyor muyum? Kobani'nin kurtarılması gündeme geldiğinde Peşmerge Türkiye sınırından gittiğinde kime yardım etti, PYD'ye yardım etmedi mi? Siz onun cevabını verin. Siz uçuyorsunuz, bizim de uçmamızı istiyorsunuz" dedi.

CHP'li Erdoğdu da Kavcıoğlu'na tepki göstererek, "Ne bağırıyorsun? Yeter senden çektiğimiz. Ne anlayıştan ne nezaketten anlıyorsun. Seni çekmek zorunda mıyız biz? Senin hakaretini mi çekeceğiz. Başından sonuna konuşman hakaret..." dedi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.