8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı

8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Dilimizin tek ihtiyacı onun kıymetini bilecek insanlar ve kurumlardır. Türkçenin konuşma, edebiyat ve bilim olarak yetersizliğinden, fakirliğinden söz eden kimse şayet art niyetli değilse, Türkçeden, Türkçenin zenginliklerinde

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dilimizin tek ihtiyacı onun kıymetini bilecek insanlar ve kurumlardır. Türkçenin konuşma, edebiyat ve bilim olarak yetersizliğinden, fakirliğinden söz eden kimse şayet art niyetli değilse, Türkçeden, Türkçenin zenginliklerinden bihaber demektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumunca, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türkçenin dünyanın en kadim, en yaygın konuşulan ve en zengin dillerinden biri olduğunu belirtti.

Üzerinde konuşulmayı, tartışılmayı gerçekten hak eden bir dile sahip olduklarını vurgulayan Erdoğan, Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig'de "Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dil ile söyler, sözü iyi olursa yüzü parlar." dediğini aktardı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnsan sözünü Yaradanın bizlere en büyük lütuflarından biri olan dil ile hecelere, kelimelere, cümlelere dökerek söylüyor. Bu bakımdan hayatı ve eşyayı anlamlandırdığımız dilimiz, Türkçemiz bizim en büyük güzelliğimizdir. Türk milleti olarak eğer bugün milattan önceki döneme kadar bir yazılı kültür geçmişinden, 2 bin 200 yıllık kesintisiz bir devlet geleneğinden, bin 400 yılı aşan alem şümul bir medeniyet birikiminden söz ediyorsak, bunu dilimize, dil ifade ettiğimiz sözümüze, sözlerimizle nesilden nesile aktardığımız değerlerimize borçluyuz. Öyle ki dil kültürün ve medeniyetin köşe taşıdır desek yeridir. Dilini kaybeden bir toplumun diğer değerlerini koruması çok zordur. Hatta mümkün değildir. Bunun için kültürlere ve medeniyetlere saldırılar önce nereden başlıyor? Dilden başlıyor. Dilini aldığı anda o milleti çökertiyor."

Goethe'nin "Bir millete, o milletin diliyle oynamaktan daha büyük suikast olamaz" dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz işte böyle bir suikasta maruz kalmış bir milletiz. Bu saldırı dilimizle birlikte, onun mütemmim cüzü olan şahsiyetimizi, milli karakterimizi de hedef almıştır. Unutulmamalıdır ki yaşayan bir varlık olan dil, her canlı gibi emek ister, korunmak ister, beslenmek ister, geliştirilmek ister." diye konuştu.

- "Türkçenin tek ihtiyacı"

Türkçenin ne suni teneffüslere ne de diğer dillerin kuralsız istilasına ihtiyacı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Dilimizin tek ihtiyacı onun kıymetini bilecek insanlar ve kurumlardır. Türkçenin konuşma, edebiyat ve bilim olarak yetersizliğinden, fakirliğinden söz eden kimse şayet art niyetli değilse, Türkçeden, Türkçenin zenginliklerinden bihaber demektir." ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde kütüphanesinde eline geçen 10 ciltlik Türkçe sözlüğü karıştırdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlüğün 300 binden fazla kelimeyi ihtiva ettiğini bildirdi.

Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe Sözlüğü'ndeki kelime sayısının 600 bini geçtiğini bildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buna karşılık, bugün dünya dili olarak yere göğe sığdırılamayan İngilizcenin en gelişmiş basılı sözlüğü dahi 230 bin civarında kelimeden oluşuyor." dedi.

Diğer dillerden alınan kelimelerle bu sayıyı milyona kadar çıkaranlar bulunduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu durumda Türkçenin, Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca ve diğer dillerle olan etkileşimini genişleterek bizimde çok farklı rakamlar telaffuz etmemiz mümkündür. Bin yıl önce, Divani Lugatı Türk ismiyle 10 bine yakın kelimeden oluşan sözlüğü bulunan bir dile yetersiz demek bühtanların en büyüğüdür. Bu vesileyle Türkçenin en eski iki büyük kaynağından biri olan bu eseri kültürümüze kazandıran Kaşgarlı Mahmut'u rahmetle yad ediyorum. Diğer önemli eserimiz Kutadgu Bilig gibi bir hazineyi bizlere miras bırakan Yusuf Has Hacib'i de aynı şekilde rahmetle anıyorum."

Yunus Emre'nin sözün ve dilin önemini, "Sözü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz. Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz. Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı. Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz" dizeleriyle aktardığını belirten Erdoğan, Yunus Emre'den Köroğlu'na, Yahya Kemal'den Necip Fazıl Kısakürek'e kadar Türkçenin güzelliklerinin bugüne ulaşmasına vesile olan tüm söz ustalarını andı.

Merhum Ali Fuat Başgil'in Türkiye Türkçesini, "her kelimesinde asil bir milletin en az bin yıllık tarihinin biriktirdiği, mana ve hatıralar bulunan lisan şekline girmiş, milli ruhumuz" olarak tarif ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bilimde, teknolojide, ekonomide, sanayide ve her alanda muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için mücadele ederken, dilimizi, milli ruhumuz olarak görüp, sahiplenmek mecburiyetindeyiz. Her konuda olduğu gibi medeniyet mücadelesinde de öncü olanın mefhumları, ifadeleri baskın çıkar. Bilgisayarı siz keşfetmişseniz, ona dair mefhumlar sizin dilinizle şekillenir, tescillenir. Siyasette, ekonomide, bilimde ürettiğiniz görüşler, düşünceler, mefhumlar sizin dilinizle yaygınlaşır. Mesela İbni Haldun'un 650 yıl önce ifade ettiği Asabiye, Ümran, Bedavet, Hadaret, Mülk, gibi mefhumlar, bugün de sosyal bilimlerin temel mefhumları arasındadır. Dilimizle ilgili bazı güncel sıkıntıları tartışırken, bu genel umumi manzarayı gözardı etmemeliyiz. Küresel düzeyde faaliyet gösteren teknoloji firmalarının Türkçeyi görmezden gelmeleri veya özensiz şekilde kullanmaları tabii ki hepimizi üzüyor."

- F klavye hatırlatması

Bilgisayarlarda harf ve imla işaretlerinin yerlerinin Türkçeye göre düzenlendiği F klavye kullanımını dahi yaygınlaştıramadıklarını vurgulayan Erdoğan, klasik olarak kabul edilen edebi eserlerin yeterince ilgi görmediğinden, onların ayarında yeni eserler üretilemediğinden de şikayet edildiğini aktardı.

"Sosyal medya mecralarında, televizyon dizilerinde, gençlerin kendi aralarındaki konuşmalarında, Türkçenin nefasetine ve zenginliğine aykırı bir çoraklığın hüküm sürdüğünden muzdarip değil miyiz?" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimizin yeteri kadar önem vermediği Türkçe konusunda başkalarının hassasiyet göstermesini bekleyemeyiz. Dilimizle birlikte milli ruhumuzun da zayıfladığı gerçeğini kabul etmeli ve bu konudaki tedbirleri ona göre hep birlikte almalıyız. Dilimizin zenginliklerini kucaklayan zenginliklerinin tamamını kucaklayan bir anlayışla Türkçemize sahip çıkacağız." dedi.

Kurultay çalışmalarının hayırlı faaliyetlere vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, Üstün Hizmet Ödülü'nü takdim edecekleri 12 Türkoloğu da tebrik etti.

- Programdan notlar

Program öncesi, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca hazırlanan "2017 Türk Dili Yılı" tanıtım filmi izlendi. Türkçenin geçmişten günümüze tarihi yolculuğunun yansıtıldığı 10 dakikalık filmde, Orhun Abideleri'nin görüntüsü eşliğinde, "Taşa kazınan sözlerle başlar her şey" mesajı verildi.

Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lügati Türk adlı eserinin, Türkçe'nin köşe taşlarından olduğu vurgulanan videoda, Yusuf Has Hacib, Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Aşık Paşa ve Karamanoğlu Mehmet Bey'in eserlerinden alıntılar aktarıldı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 12 Temmuz 1932'de Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurarak, Türkçe'nin dünya dilleri arasında hak ettiği yeri alması için gereken çalışmalara öncülük ettiği hatırlatılan videoda, atasözleri, deyimleri, ninnileri, manileri, türküleri ve şarkılarıyla Türkçenin, dünyanın mecazi ifade gücü en yüksek dillerinden biri olma özelliği taşıdığına vurgu yapıldı.

Görüntülerde, 2017 yılının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayelerinde "Türk Dili Yılı" ilan edildiği belirtildi.

Görüntü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İngilizce, "Başbakan olduğunuz zaman diğer ülkelerin başbakanlarıyla hangi dilde konuşacaksınız?" sorusuna, "Türkçe konuşacağım" yanıtını vermesiyle sona erdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından 2017 Yılı Türk Diline Hizmet Ödülü'ne layık görülen uluslararası isimlere ödüllerini verdi.

Ödül alanlar arasında 95 yaşındaki Nevşehirli Türkoloğ Prof. Dr. Zeynep Korkmaz da yer aldı.

8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'na, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs,Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin ile 33 ülkeden ve Türkiye'nin çeşitli illerinden davetliler katıldı.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.