Acil’ler hayatın en önemli parçası

Acil’ler hayatın  en önemli parçası
Dünyada Acil Tıp üzerine yazılmış ilk kitabın yazarı dünyaca ünlü ve ödüllü Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Başar Cander, PUSULA TV’de Acil Tıp’ın önemi üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Dünyada Acil Tıp üzerine yazılmış ilk kitabın yazarı dünyaca ünlü ve ödüllü Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Başar Cander, PUSULA TV’de Acil Tıp’ın önemi üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “Aciller, doğumhane ve morg yolunda mutlaka uğranması gereken bir birimdir” diyen Cander, Acil Servis’te çalışmayı tam bir çılgınlık olarak özetledi

 

 

 

 

PUSULA TV’de ilgiyle izlenen UĞURLU GÜNDEM’in konuğu dünyada Acil Tıp üzerine ilk kez kitap yayımlayan isim olarak öne çıkan, bu alanda ödüller alan, dünyaca ünlü hekimimiz, Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Başar Cander oldu. Acil Tıp’ın önemini, “Dikkat ederseniz Aciller, doğumhane ve morg yolunda mutlaka uğranması gereken bir birimdir. Hayatımızın en önemli anlarının yaşandığı yerdir” dedi.

2 BİN YILLIK GEÇMİŞİ VAR

2 bin yıllık geçmişi olan Acil Tıp’ın ayrı bir branş olmasının kendilerini mutlu ettiğini söyleyerek açıklamalarına başlayan Prof. Dr. Cander, “Acil Tıp, ilk kez Amerika’da kuruldu ve oradan dünyaya yayıldı. Kuruluş serüveni de oldukça ilginç. Vietnam Savaşı’nda yaralı insanların kurtarılma oranlarının New York’ta kurtarılan insanlardan daha fazla olduğu tespit edilmiş. Böylelikle Acil Tıp’ın önemine varılmış. Ama dünyanın her tarafında Acil Tıp yok.

Örneğin Almanya’da halen kurulmadı. Orada farklı bir sistem var. Kan kaybında ya da diğer acil durumlarda Acil Tıp Uzmanlığı’nın önemi ortaya çıkıyor” dedi.

TÜRKİYE’DE 24 YIL ÖNCE KURULDU

Ülkemizdeki Acil Tıp’ın seyrine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Başar Cander, “Türkiye’de Acil Tıp’ın 24 yıllık bir hikayesi var. Bugün gelinen noktada 2 bin civarında Acil Tıp uzmanımız var. Uzmanlık sınavlarında en çok kadro Acil’e açılıyor. Ama çok az tercih edilen bir branş. Sıra dışı olmak isteyen, rutine razı olmayan isimler daha çok Acil’i tercih ediyor. Acil’ci yerinde duramayan insandır. Biz merdivenleri bile 2’şer 3’er çıkarız. Bunun yanı sıra sürekli gelişim içinde olmalıyız. Konya’nın tamamını ancak yüksekte görebilirsiniz. Dolayısıyla acil tıp eğitimi hep zirveye tırmanış, yükseğe çıkmaktır. Yükseğe çıkmak her zaman zordur, geniş bir eğitim alanı vardır” diye konuştu.

BU ATMOSFERDE ÇALIŞMAK ÇILGINLIK

Acil doktorlarının mesleki zorluklarından da bahseden Cander, “Acil hayatınızın birçok dönemini kapsar. Acil’den ayrılma şansınız yok. Bir de hastayı kurtarma stresi var. Bu atmosferde çalışmayı kabul etmek çılgınlık. Devletin bu noktada teşvikleri gerekiyor. Diğer branşlardan kimse Acil’de nöbet tutmaya yanaşmaz hatta mahkemelik durumlar bile oluşur. Acil’e verilen önemi dünyada daha fazla. Orada Acil Tıp’ı teşvik için diziler bile çekilmiş, Acil’de çalışanların özlük hakları iyileştirilmiş. Ama ülkemizde bu nedenler çok oluşmuyor. Bakanlıkla görüşmeler yapıyoruz. Sözleşme ve özlük hakkında iyileştirmeler oldu. Kısmen de olsa sorunlar çözülse de bu uzun vadeli değil. Çünkü para her şey değildir. Bu branşın dezavantajları var. Örneğin Acil doktorunun özel muayene açma durumu yok. Orta ve uzun vadeli çözümler şart. Uzun nöbet saatleri sorunu çözülmeli. Asistanlık döneminde bu sorun aşılıyor ancak ileriki yaşlar için problem çıkarıyor. Bunun için acil tıp uzmanlarının özel hak ve statüler kazanması şart” dedi.

ACİL’LER GEREKSİZ YERE MEŞGUL EDİLMEMELİ

Acil’deki yükü de rakamlarla açıklayan Başer, “120 milyon bandında acil vakanın altından kalkan bir ülkeyiz. Burada doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının büyük fedakarlığı söz konusu. Birinci, ikinci ve üçüncü derece acil servisler var. Eğitim Araştırma Hastaneleri daha çok ayakta tedavi ağırlıklı iken Tıp Fakülteleri ağır vakaların geldiği hastanelerdir.

Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne bin 500’e yakın hasta girişi var. Meram Tıp’a ise 300 kişi gelirse bunun 150-200’ü sedye ile gelen ağır vakalardır. Tıp Fakültelerine kritik hastalar gelir. Bunlar yaşayacak mı ölecek mi stresinin yaşandığı hastalardır. Acil’deki hizmetin iyileştirilmesi noktasında doktorların çabası nasılsa Acil hizmetlerinin aksamaması için vatandaşlarımızın da hassas olması gerekiyor. Normal bir hasta da Acil’e geliyor. O an belki kalbi durmakta olan bir hastanın olabileceği düşünülmeli ve Acil’ler gereksiz yere meşgul edilmemeli” şeklinde konuştu.

ŞİDDET SARMALINDAN KURTULMALIYIZ

Acil Tıp’taki mesleki gelişim ve hasta yakını-doktor ilişkilerinin önemini de vurgulayan Başar Hoca, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz de mesleki gelişim çok önemli. Yeni gelişmeler iyi takip edilmeli. Her branş belli bir şeyi takip ederken biz her şeyi takip etmek zorundayız. Acil servisler, doğumhane ve morga giden yolda mutlaka geçilmesi gereken bir yerdir. Hayatımızın en önemli anlardan birisidir. Bu bilinçle hareket edip, Acil hizmetlerinin daha sağlıklı yapılabilmesi için el birliğiyle çalışmalıyız. Hepimiz acil servisini önemini anlamalıyız. Hepimizin aynı tarafta olduğu hasta, hasta yakını ve doktor tarafından mutlaka bilinmeli. Yaşadığınız an hayatımızın en önemli anıdır. Biz bu ana ne kadar hazırız. Hayati bir anda insanın aklında ne olur. İnsan o anda ne isteyebilir. Empati yapıyorum. Herhalde yapılacak müdahalenin en iyi olmasını, cihazların en iyi olmasını ister. Çünkü hayat söz konusu. O anda kimse araba, ev düşünemez. Bu Acil’in önemini ortaya koymaya yetiyor. Beklemeyi de öğrenmeliyiz. Hayati fonksiyonları riskte olan insanlara öncelik verilmeli ve buna saygı gösterilmeli. ‘Benim hastama neden bakılmıyor’ diye doktora şiddete başvuruluyor. Şiddet sarmalından kurtulmalıyız. Şiddetin medeniyetimizde yeri olmamalı. Bunun yolu da eğitimden geçmekte. Bir çocuğun şiddet anında bir afet anında, bir olağanüstü baskı anında ne yapması gerektiğini bilmesi gerekiyor. Buna göre yetiştirmeli, eğitmeliyiz.”

2015’TE HİNDİSTAN’DAN “LİDERLİK ÖDÜLÜ”

Son olarak başkanlığını yaptığı Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) hakkında bilgi veren Prof. Dr. Cander, “Ulusal hatta uluslararası bir kuruluşuz. Meslek derneğiyiz ve bilimsel bir kuruluşuz. Acil Servislerin iyileştirilmesi için gerekli çabaları gösteriyoruz. Bürokratik engellerin aşılması için çalışıyoruz. Sürekli organizasyonlar yapıyoruz. Kurslar düzenliyoruz. Çok geniş bir alanda çalışıyoruz. Her türlü eğitimi teşvik etmek zorundayız. Çünkü çok geniş bir sahaya hakim olan bir çalışma sahamız var. Uluslararası kongreler düzenliyoruz.

Bütün bilimsel gelişmelerin masaya yatırıldığı 25 ülkenin katılımıyla uluslar arası kongre yapıyoruz. Bunun Türkiye’nin öncülüğünde yapılması bizim için gurur vesilesi. Yurt dışından Acil tıbbı yönetmek konusunda yaptığımız çalışmalarla ödül almaktayız. 2015’te Hindistan’da “Liderlik Ödülü” aldık. Şuan ki durum itibariyle biz acil tıbbı öğretecek, ihraç edecek durumdayız. Bu bizim şahsımızda ama Türkiye’ye gelen ödüldür” diye konuştu. (Muhammed Oya)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.