Adalet Bakanı Bozdağ hakkındaki gensoru

Adalet Bakanı Bozdağ hakkındaki gensoru
Bozdağ: (1)- "Geçmişte söylediğim bazı lafları, alıp bugün buraya taşımak son derece yanlış. Doğru yaptıklarını gördüğümde onları söyledim, yanlışı yaptıklarını fark ettikten sonra, lehlerine konuştuğum tek bir kelime, cümle yoktur"- "Bir yandan HDP'si bi

TBMM (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Geçmişte söylediğim bazı lafları, alıp bugün buraya taşımak son derece yanlış. Doğru yaptıklarını gördüğümde onları söyledim, yanlışı yaptıklarını fark ettikten sonra, lehlerine konuştuğum tek bir kelime, cümle yoktur. Bir yandan HDP'si bir yandan CHP'si paralel yapının adeta parlamentodaki sözcüsü gibi. Gensoruyu onlar mı verdi, siz mi verdiniz?" diye sordu.

Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda, HDP'nin hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde, hükümet adına söz aldı.

Hakkındaki gensoru önergesinin, herhangi bir somutluğa dayanmadığını ifade eden Bozdağ, tamamen belli bir algı operasyonu çerçevesinde, çarpıtmalardan, asılsız yorumlardan ibaret olduğunu söyledi. Bozdağ, böyle bir önergeyi vermekle ve gensoru gibi ciddi müesseseyi kullanmanın yanlış olduğunu belirtti.

Bozdağ, gensorunun ne olduğu, Anayasa ve İçtüzük'te belli olduğunu, verilen önergenin ise bunların hiçbirine uymadığını dile getirdi.

-"Hukuk devletini geriye mi götürdük?"

Türkiye'nin hukuk devleti olduğuna işaret eden Bozdağ, AK Parti hükümetlerinin, hukuk devletini güçlendirme noktasında çok ciddi reformlara imza atığını söyledi.

Bozdağ, hükümetleri döneminde attıkları adımlarla, yaptıkları reformlarla, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığını sürekli güçlendirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DGM'lerin konuşmaya dahi cesaret edilemediği bir Türkiye'de DGM ve ÖYM'leri kaldırarak hukuk devletini biz geriye mi götürdük, zayıflattık mı? YAŞ ve HSYK'nın meslekten ihraç, memurların uyarma, kınama cezaları karşısında haksızlığa uğrayanın, 'Haksızlığa uğradım' demesini, anayasanın yasakladığı bir Türkiye'de bu yasakları kaldırarak, hak aramanın önündeki engelleri kaldırdık da hukuk devletini zayıflattık mı geriye mi götürdük? Türkiye'de darbe yapanların yargılanmasını engelleyen anayasanın geçici 15. maddesini yürürlükten kaldırarak, darbe yapmış komutanları, milletin yargısının huzuruna çıkararak hukuk devletini, demokratik devleti geriye mi götürdük?

Alkışlanacak, takdir edilecek işler yaptık. Memurlara toplu sözleme hakkı, uluslararası insan haklarına ilişkin anlaşma hükümleriyle iç hukuk hükümlerinin çatışması halinde uluslararası sözleşme hükümlerine üstünlük veren kuralı anayasaya koyarak, hukuk devletini geriye mi götürdük? Kim yaptı bunu? Biz yaptık. Bütün anlaşmaların altına imza koymuşuz, hepsini hukukun üstüne çıkaran adımları biz attık. Kadınlar, çocuklar lehine pozitif ayrımcılığı, kişisel verileri koruma hakkını, anayasa ve hukukumuza biz getirdik. Hukuk devletine böyle sahip çıkılıyor. Darbecilerin önünde, arkasında şak şak yapmakla çıkılmaz. Bunların gereğini yaparak çıkılır."

-"Hukuk devletini güçlendiren düzenlemeler"

Bozdağ, kendilerinden önceki dönemde HSYK ile Cumhurbaşkanı, Yargıtay, Danıştayın doğrudan üye seçme, atama yetkisinin bulunmadığını, kürsüdeki adli, idari yargı hakim ve savcılarının da seçme hakkı olmadığını anımsattı. Bozdağ, sekretaryası, bütçesi, binasının olmadığını, çaycısını dahi adalet bakanlığının verdiğini, teftiş kurulunun adalet bakanına bağlı olduğunu anlattı.

Kendilerinin ise Cumhurbaşkanı, Yargıtay, Danıştay, Adalet Akademisi Genel Kurulu, kürsüde görev yapan adli ve idari yargı hakim, savcılarına doğrudan HSYK'ya üye seçme yetkisini verdiklerini dile getiren Bozdağ, "Hukuk devletini geriye mi götürdük, yanlış mı yaptık? Doğru yaptık. Adalet Bakanının rolünü azalttık, dairelerin çalışmasına katılmıyor, oy verme hakkı yok, sadece belli konularda Genel Kurula başkanlık yapar hale getirdik. Teftiş Kurulu, Adalet Bakanlığına bağlıydı, HSYK'ya bağladık. Kötü mü yaptık, iyi yaptık. Yaptığımız düzenlemeler, yargı bağımsızlığını, kuvvetler ayrılığını, hukuk devletini güçlendiren düzenlemeler olmuştur." dedi.

Bakan Bozdağ, bu adımlar sonucu Türkiye'de çok olumlu gelişmeler olduğu gibi AİHM nezdindeki karnelerinin de değiştiğini kaydetti. Bozdağ, 31 Aralık 2012'de 16 bin 876 olan derdest başvuru sayısının, 29 Şubat 2016'da yüzde 50 azalarak, 8 bin 500 olduğunu bildirdi.

Bunların, attıkları adımların son derece başarılı, doğru adımlar olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Bozdağ, yargı bağımsızlığının, hukuk devletinin ayrılmaz vasfı, tartışmasız bir konu olduğunu belirtti. Bozdağ, yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanıldığına işaret ederek, hakimlerin görevlerinde bağımsız olduğunu, görevlerini anayasa, kanun, hukuka bağlı, vicdani kanaatleriyle yaptığını söyledi. Bozdağ, bağlılıklarının sadece anayasa, kanun, hukuka bağlı olması gerektiğini dile getirerek, "Onun dışındaki bütün bağlılıkları reddetmek, yargı bağımsızlığının ayrılmaz bir vasfıdır. Bir hakim, savcı eğer vicdaniyle anayasa, kanun, hukuka bağlı hareket etmiyorsa, o zaman ideolojiye başka başka şeylere, konjonktüre bağlı hareket edebilir ki böylesi biri bağımsız olamaz, böylesi bir vicdan adalete vesile olamaz." diye konuştu.

-"Sizi kurtarmaz"

Adalet Bakanı Bozdağ, herkesin konuştuğu sırların olduğunu, bazı hakim ve savcıların, Türk milleti adına yargı yetkisini anayasa, yasa, hukuka bağlı bir vicdani kanaatle kullanmak yerine Paralel Devlet Yapılanması adına hareket ettiği, dosyaların nasıl karara bağlanacağını Pensilvanya veya Pensilvanya adına hareket edenlere sorulduğu iddialarının ayyuka çıktığını söyledi.

Bu iddiaları en çok dile getirenlerin kimler olduğunu soran Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Bu davalara bakan savcılara savcı, yargıç dediğim için üzgünüm. Onurlu, güvenilir vicdan sahibi yargıç ve savcılardan özür diliyorum. Buradan bütün milletime bir söz veriyorum, ne kadar süre geçerse geçsin bu davaları sürdüren, adaleti katleden bu savcılar, yargıçlardan eninde sonunda hesabını soracağım." dediğini hatırlattı.

Bozdağ, CHP'nin Kılıçdaroğlu'nun da imzasıyla Paralel Devlet Yapılanmasıyla ilgili bazı konulara ilişkin 2005'te Meclis araştırma önergesi verdiğini ifade ederek, Kılıçdaroğlu'nun daha sonraki dönemde bazı yargıç, savcılara sahip çıkan bir yaklaşımın olduğunu belirtti.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da açıklamalarından örnek veren Bozdağ, bunları itham etmek için söylemediğini, kendisinin geçmişte söylediği bazı lafları, alıp bugün buraya taşımanın son derece yanlış olduğunu söyledi. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sizi kurtarmaz. Doğru yaptıklarını gördüğümde onları söyledim, yanlışı yaptıklarını fark ettikten sonra, lehlerine konuştuğum tek bir kelime, cümle yoktur. Ama bakın bunları söyleyenler, bir yandan HDP'si bir yandan CHP'si paralel yapının adeta parlamentodaki sözcüsü gibi. Gensoruyu onlar mı verdi siz mi verdiniz? Adalet Bakanı olarak Türk yargısı hakkındaki ayyuka çıkmış bu iddiaları duymamam, konuşmamam yargıda olup görmezden gelmem görevimi yapmamam anlamına gelir ki bu anayasa ihlali olurdu. Adalet Bakanı olarak ben vazifemi yaptım. Anayasa, kanunlara, hukuka, yargı bağımsızlığına sahip çıktım. Bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğim. Bugünlerde Paralel Devlet Yapılanması lehine konuştuğum cümle, kelime bulamayanlar, geçmişteki defterleri karıştırıp, oradan lehine cümleler söylüyorlar. Bugün ne söylediğimizi değil geçmiştekileri söylüyorlar. Ben onlara diyorum bu kirliliğin içine batmışları, geçmişteki laflar temizlemez. Sizin de bizim de yargı içerisindeki öbeklenmiş bu paralel yapıya karşı hep beraber mücadele etmemiz lazım."

Bakan Bozdağın konuşması sürerken, bazı CHP'li milletvekilleri cep telefonlarını havaya kaldırarak, Bozdağ'ın daha önce attığı "twitter mesajlarını" gösterdiler.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.