Hasan Durucan

Hasan Durucan

ADETTENDİR

ADETTENDİR

Evet utanmıyoruz. Hem de hiç utanmıyoruz. Beşiktaş’tan dört gol yediğimiz için değil, Konyalı iken hala İstanbul takımlarını desteklediğimiz için utanmıyoruz. Demokratik ve hür kararlar verdiğimiz bir ülkede yaşayabiliriz. Ama elimizi vicdanımıza koymak lazım. Bu topraklarda doğup bu topraklarda hala karnımızı doyuruyorsak bu toprağa da bazı konularda vefa borçluyuz. Ne alaka demeyin. Yoğun iş temposu sebebiyle Beşiktaş deplasmanına gidemedim ve maçı canlı yayınlayan bir kafede izledim. Malum ikinci yarıda Beşiktaş’ın temposuna ayak uyduramayan Konyaspor yarım saat içerisinde dört gol yiyerek dört farklı skorla mağlup oldu. Her golden sonra ve maçın bitimine müteakip kafenin içerisinde sevinç çığlıkları vardı. Maçı Konyaspor cephesinden izleyen birkaç kişiyle sanki Avrupa’da başarı elde etmiş edası içerisinde sevinç naaralarıyla galibiyetlerini kutlayan Konyalı Beşiktaşlıları izledim. Üzüldüm. Hatta utandım. Bu takım ne kadar destek görürse o kadar marka değeri yükselir. Her kulvarda yükselen markalarınız olursa yaşadığınız yerden sitem etmek yerine keyf almaya başlarız. Amacım aslında kimseyi yargılamak değil. Sevene de sevmeyene de saygımız var ama biz bizim var ettiğimiz değerlere ne kadar sahip çıkarsak o kadar güçlü oluruz. Neyse felsefe yapmamın pek anlamı yok. 

Adettendir dedik ve yine bir İstanbul takımını doyurmadan bırakmadık. Ligin ilk yarısının son maçında İstanbul Başakşehir Stadı’nda Beşiktaş’ın yani liderin konuğu olduk. Bu sene ligde en iyi oyunu oynayan, derinlemesine pas yapabilen, mücadeleci ve hızlı futbol anlayışını benimseyen Beşiktaş ligin ilk yarısında şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri haline geldi. Hal böyleyken tabi maça da ilgi yüksek oldu. Kendilerine ayrılan yerleri dolduran yaklaşık on dört bin seyirci maçın atmosferini bir nebze daha da yükseltti. Hatta maçın daha birinci dakikasına girmeden stadın ışıkları teknik bir arızadan dolayı yaklaşık altı dakika kesilince Beşiktaş taraftarı krizi fırsata çevirip cep telefonu ışıklarıyla takımlarına olan sevgisini güzel yansıttılar. Gerek İstanbul’dan katılan gerekse Konya’dan temsilcimizi desteklemeye giden taraftarlar ise bu sene en kalabalık deplasman katılımıyla isimlerini tarihe yazdırdılar. 

Oyun anlamında ise ilk yarı başka ikinci yarı sahada bambaşka futbol vardı. Aykut Kocaman da bunu maç sonunda siyah ile beyaz kadar farklıydık derken çok iyi bir dille kinayeli anlattı zaten. İlk yarıda Beşiktaş’ın alışılagelmiş baskısına maruz kalsak da oyunu kontrol etmeyi, dengede tutmayı çok iyi başardık. Genelde sağ kanadı kullanan Beşiktaş temsilcimizin direnci karşısında etkili olamadı. Dengede başlayıp dengede biten ilk yarıdan sonra ikinci yarıya her iki takımda kazanma arzusuyla çıkmıştı ki bizim hevesimiz kursağımızda kaldı. Çünkü maça zaten kötü başlayan Uğur İnceman maç boyunca aynı performansını korudu. Mehmet Uslu’nun Ricardo Quaresma karşısında adeta nutku tutuldu. Son beş maçta dört golü olan Bajic’in maçın 14.dakikasında Ömer Ali’nin ortasında direkten dönen topu dışında sahada göremedik. Mbamba artık bu takımda kendine kesinlikle yer bulur desek de o da takım arkadaşlarına uyunca sessizliğini korudu. Alban Meha’nın yokluğu, Serkan Kırıntılı’nın deplasmanda ev sahibi takıma misafirperverliği tutunca kaçınılmaz sonu kendi kendimize hazırlamış olduk. Böyle goller yenmezdi. Yersen gülerler ve biz de kendi kendimize güldürdük. 

Her takımın iyi olduğu gibi kötü günleri de mutlaka vardır ve hep var olacaktır. Zaten futbolu da bunlar güzelleştirmiyor mu? Niye korkuyorsun Çamdalı, dikine oynayamaz mısın diye kızdığımız anlar da oldu, Serkan bu gol de yenir mi dediğimiz dakikaları da yaşadık. Evet birçoğumuz hücum futbolu oynatmıyor, korkarak oynuyoruz ve hatta bir kaç maç dışında oynadığımız futboldan keyif alamadık diye Kocaman’a serzenişte de bulunduk ama unutmayalım ki bu kadro ile tarihimizin en başarılı ilk yarı performansını yaşadık. Her sene ligin 13.sırasına demir atmış Konyaspor düşer mi kalır mı hesaplarını parmaklarımızla yaparken bu sene ikinci yarı alacağımız dört galibiyetle bu düşüncelerden çok uzaklaşmış oluyoruz. Avrupa mı? Durun be kardeşim. Dün emekliyorduk, yürümeden koşmaya geçilmez. Önce lig sonra kupa var. Neden bizim de bir Türkiye Kupası başarımız olmasın. Zaman, her şeyin ilacıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR