Hasan Durucan

Hasan Durucan

ADINI SEN KOY

ADINI SEN KOY

Avrupa kupalarında mücadelemizi sürdürdüğümüz H Grubu'nda Shakhtar Donetsk'in ardından grubun diğer güçlü ve iddialı takımı Braga'yı kendi saha ve seyircimiz önünde misafir ettik. Maça dakikalar kala stadın neredeyse üçte ikisini dolduran taraftarların da heyecanı gözleniyor okunuyordu. Temsilcimizin ikinci kez Avrupa arenasında kendi evinde konuk ettiği müsabakaya bir dönem önce ülkemizin başbakanı, şu anki milletvekilimiz, hemşerimiz Sayın Ahmet Davutoğlu hocamızı kuzeye alt tribünü Nalçacılılar Taraftarlar Grubu içerisinde maçı izleyip Konyalı futbolseverlere, Konyasporlu taraftara desteklerini esirgemediği için teşekkürü kendisine borç biliriz.

Braga karşısında adeta doksan dakika içerisinde iki farklı Konyaspor izledik. Bu iki Konyaspor arasında adeta siyah ile beyaz kadar fark vardı. İstediğimiz, arzu ettiğimiz, heyecanlandığımız, keyif aldığımız Konyaspor'u ilk yarı izledik. Bu Konyaspor maça hakemin başlama düdüğünü çalmasıyla birlikte öyle hızlı ve istekli başladı ki maçın daha ilk dakikasında golün müjdecisi olan etkili bir pozisyonu yaşadık. Yakın bir zamana kadar alışık olduğumuz ilk on dakika bu maçta tekrar hortlayınca Ömer Aki Şahiner'in pasında Miloseviç Braga kalecisi Matheus Lima'yı çalımlayıp meşin yuvarlağı filelerle buluşturunca tüm tribünleri gol çığlıklarına boğdu. Böylelikle temsilcimiz Avrupa kupaları üçüncü maçında tarihindeki ilk Avrupa golünü Braga'ya attı ve bu tarihi golün ismi de Deni Milosevic oldu. Golden hemen sonra Braga dengeyi yakalama gayretine girse de ikinci çeyreğinin sonuna doğru orta sahayı çok hızlı geçmeyi başarınca oyunu üçüncü bölgede tuttuk.

İlk yarı bariz temsilcimizin üstünlüğüyle geçerken ikinci yarıya Ömer Ali Şahiner'in yokluğuyla oyuna başladık. İlk yarının aksine ikinci yarıya çok etkisiz, isteksiz ve bir o kadar da beceriksiz bir görüntü içerisinde başladık. Ömer Ali Şahiner'in eksikliği ikinci yarı resmen bağırdı. Bu kötü oyunla da tabiri caizse ders niteliğinde bir golü kalemizde görünce oyuna hem skor anlamında hem oyun anlamında denge de gelmiş oldu. Yediğimiz bu golden sonra yani altmışıncı dakika itibariyle kesinlikle Aykut Hoca’nın takıma müdahale edip oyuncu değiştirmesi gerekiyordu ki bunu sekseninci dakikaya kadar yapmaması beni çok şaşırttı. Hatta bir ara bu Riad Bajiç ne iş yapar, nasıl tahammül ediyorsun? diye çok mırıldandım.  Geçen sene göstermiş olduğu performans üzerine "Bajic'li Günler" diye attığım bir köşe başlığı bile varken bu sene bu oyuncu nasıl bu kadar vasat olurdu anlam veremiyorum. Ligde kaçırdığı bariz gollerin yanı sıra kupada da etkisiz performans gösteren bu oyuncunun acilen silkelenip kendisine gelmesi gerekir. Yoksa sezon boyunca ben her köşemde bunu isteyerek yapmasam da dozu artırarak Bajic'i eleştirmeye devam edeceğim. İkinci yarının sadece son on beş dakikasında sahada varlığımızı hissettirdiğimiz maçın son on dakikasında oyuna giren Halil İbrahim Sönmez de skora katkı sağlayamayınca Avrupa kupalarındaki ilk puanımızı aldık. Mutluyuz, ülkemizi Avrupa sahnesinde gururla temsil ediyoruz. Hüzünlüyüz, Sporting Braga gibi bundan beş yıl önce Avrupa ikincisi olmuş köklü ve güçlü bir takımı yenememenin burukluğunu yaşıyoruz. Her ne olursa olsun biz kendimizle gurur duyuyoruz. Birlikte nice müstakbel başarılara diye tarihe bugün buradan not düşelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR