Adolf, Konya’yı Büyüledi

Konevi Kültür Merkezi’nde gösterimi yapılan, Burak Sergen’in tek kişilik performansıyla seyirciyi büyülediği Adolf Hitler ayakta alkışlandı.

Tek perdelik oyunu, salonu dolduran yüzlerce tiyatro sever ilgiyle izledi. 95 dakika süren oyunda Sergen, ünlü Alman diktatör Adolf Hitler'in sığınakta geçirdiği son 12 saati içerisinde yaşadığı psikolojik bozuklukları, kendi ölüm kararını verirken yaşadığı iç çekişmeleri, görmeye başladığı halüsinasyonları anlatan oyun sırasında Sergen sık sık izleyenlerin arasına girerek doğaçlama şeklinde izleyenlerle konuştu. 13. Direklerarası Seyirci Ödülleri'nde En İyi Tek Kişilik Prodüksiyon Ödülüne layık görülen usta oyuncu Sergen, dünyanın en nefret edilen insanının kendi ölüm kararını verme anını sahnelediği oyunun sonunda dakikalarca ayakta alkışlandı.

Hitler’in Berlin’deki sığınağında geçirdiği son 12 saati konu alan oyun tek bir mekanda ve kısıtlı bir zamanda geçiyor. Böylece Hitler’in demokrasi ile iktidara gelen bir liderden, diktatöre dönüşme sürecini kendi ağzından dinleme şansına sahip oluyoruz. Bu sürecin haklılığını kendi açısından dinlerken, bir sonraki nesillere nasıl faşist bir diktatör olur dersi de vermiş oluyor aynı zamanda elbette. Sebep-sonuç ilişkilerini kurmamıza Hitler, kendi ağzından yardımcı olmaya çalışıyor.

Yazarın, dünyanın en nefret edilen insanı olarak tanımladığı Hitler ile empati kurma şansımız olmadığı için, ne demek istediğini anlayabilmemiz için gayet mantıklı bir yöntem bu. Oyun özünde, “Faşizm kötüdür, ne zaman nerede geleceği belli olmaz. Dikkatli olun” mottosu üzerine kurulu bir oyun. Burak Sergen oyunculuk yeteneğini sonuna kadar kullanması için tam anlamıyla bir biçilmiş kaftan. Zaten kendisi de bu yeteneği sahnede son noktasına kadar ortaya koymaya çalışıyor.

Karakter üzerinde oldukça uzun bir süre çalıştığı, inceleme yaptığı ve emek harcadığı hemen kendini belli ediyor. Hitler’in meşhur toplantılarında halka hitap ederken sergilediği jest ve mimiklerin tamamını Burak Sergen’de de görebiliyoruz. Işık ve ses efektlerinin kullanımı, bombardıman altında bir sığınakta yaşamak zorunda kalan bir insanın ruh halini bizlere oldukça iyi bir şekilde aktarıyordu.

Oyunun bitmesine rağmen sahnede kalarak izleyenlere, "Özgürlük ve demokrasiden ne anlıyoruz?" diye soru yöneltip sohbet eden Sergen, "Çok büyük bir hızla iflah olmaz, bir şekilde tatlı su demokratı olma yolunda ilerliyoruz. Günümüzde bir kişiyi öldürürseniz bunun adı trajedidir.

Milyonlarca insanı öldürülürse bunun adı istatistik oluyor. Sizi uyarıyorum. Faşizmin sağı, solu ne yazık ki yoktur. Faşizm, faşizmdir. Bir gün sabah erken saatlerde kapınız sert sert, uzun uzun ve ısrarla çalınırsa kapıyı açar mısınız? Korkar mısınız? Ne yaparsınız? Evet, bence siz sadece kapıyı açın. Hiçbir kapıyı kapatmayın, demokrasi kapıların açıldığı bir sistemdir. Kapandıkça o demokrasi olmaktan çıkar" dedi. (Emine Şeyma Yıldız)