AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (2)

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Şu andan itibaren Kılıçdaroğlu, Türk siyaseti için bir siyasi problem olmanın ötesine geçmiş, bir ahlaki problem haline gelmiştir. Türkiye'nin köklü siyasi partilerinden biri olan CHP'nin başında olması da kuşkusuz büyük bir talihsizliktir." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Sözlerine tüm İslam aleminin Regaip Kandili'ni kutlayarak başlayan Çelik, "Özellikle İslam coğrafyasının bu zor zamanında, sınırlarımızın çok yakınında bu kadar insan mazlum durumuna gelmişken, acı çekerken bu Regaip Kandili'nde hepimizin duaları, hepimizin iyi dilekleri onlarla olacak. Umarız ki bu üç ayların başlangıcı bir vesile olur ve bu mazlumların acısının dinmesi yönünde yeni bir sürece adım atmış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, terörle mücadele konusunda da kahraman asker ve polisin Türkiye'nin demokrasisini, hukukunu, birlik ve bütünlüğünü korumak için kararlı bir şekilde mücadele ettiğine dikkati çekerek, "Bütün dünyanın gözü önünde Türkiye'nin hukukunu korumak için bu kahramanlar canlarını hiçe sayarak son derece önemli bir mücadele yürütüyorlar. Şehitlerimizden dolayı çok büyük üzüntüler duyuyoruz. Hepsine Allah'tan gani gani rahmet diliyoruz. Özellikle bu Regaip Kandili'nde, üç ayların başlangıcında bütün şehitlerimizi Cenabı Allah'ın cennetiyle şereflendirmesini niyaz ediyoruz." diye konuştu.

Ömer Çelik, şehit ailelere de tek tek taziyelerini sunarken, yaralılara da şifa dileklerini ifade etti.

- "Türk siyasi tarihine büyük bir leke olarak geçti"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile ilgili sözlerini anımsatan Çelik, "Türk siyasi tarihine büyük bir leke olarak geçmiş olan Anamuhalefet Partisi Genel Başkanının, Sayın Aile Bakanımıza dönük olarak ifadeleri oldu." dedi.

Çelik, Anamuhalefet partilerinin demokrasilerde son derece istisnai bir yere sahip olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Dünyada anamuhalefet partisi iktidarı denetleyecek, iktidara en yakın aday olarak görülür. O sebeple de kullandığı üslup, politikaları anamuhalefet partisinin her zaman için iddialı olmak durumundadır. Ayrıca iktidarı denetleme konusunda en önemli güçlerden bir tanesidir. Hükümetle, iktidarla yarış halinde olması gereken en önemli güçlerden bir tanesidir."

Dünyada genel olarak da iktidarların, iktidarları dönemlerinde oylarını azaltacağını, anamuhalefetin ise oylarını artıracağını belirten Çelik, "Fakat Türkiye'de tersi oluyor. Türkiye'de iktidar partisi olan AK Partimiz her zaman için desteğini yükseltiyor, Anamuhalefet Partisi ise her zaman toplumdan kopuk, arkasındaki desteğin azaldığı bir siyasi yapı olarak devam ediyor." görüşünü paylaştı.

- "Sorumsuzluk ve özensizlik olarak değerlendiriyorum"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun son üslubunun, bir hanımefendiye karşı kullandığı dili ilk başta bir sorumsuzluk ve özensizlik olarak değerlendirilebileceğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Kendisine bunu düzeltme fırsatı verildiği halde düzeltmedi ve arkasından ısrarla arkasında durmaya devam ettiğini söyledi. Dolayısıyla şu andan itibaren Kılıçdaroğlu, Türk siyaseti için bir siyasi problem olmanın ötesine geçmiş, bir ahlaki problem haline gelmiştir. Türkiye'nin köklü yapılarından, köklü siyasi kurumlarından bir tanesi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin başında olması da kuşkusuz büyük bir talihsizliktir. Bir Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın siyasette hiçbir şeyi temsil edemez noktaya gelmesi, sürekli üst üste seçim kaybetmesine rağmen, sadece statükonun bekçiliğini sürdürmesi, siyasette sadece özensiz, ahlaki açıdan son derece sıkıntılı, siyasi açıdan ise antidemokratik söylemlerle ve üslupla gündeme gelmesi kendisi için büyük bir talihsizlik olduğu gibi ülke için, Anamuhalefet Partisi için de büyük bir talihsizliktir kuşkusuz."

İktidar partisi olarak böyle bir Anamuhalefet Partisi'nden memnuniyet duymaları gerektiğini anlatan Çelik, şöyle konuştu:

"Ama son gelinen noktada Anamuhalefet Partisi'ni bizim karşımızda giderek daha güçsüz kılan, bu sebeple de aslında memnun olmamız gereken bu şahsın bir hanımefendiye, bir kadın bakana dönük olarak, Sayın Aile Bakanımıza dönük olarak kullandığı bu üslup onu artık bir ahlaki problem haline getirmiştir. Yani Genel Başkan olarak Kılıçdaroğlu, Türk siyaseti açısından hem bir siyasi problem hem bir ahlaki problem olmuştur. Bu sebeple de Türk siyaseti açısından da Türk siyasetinin seviyesini aşağıya çeken, Türk siyasetinin konuşulması gereken ana meselelerinin konuşulması karşısında bir sabotaj unsuru olarak duran ve siyasetin uğraşması gereken ana meselelerle ilgili olarak, büyük meselelerle ilgili olarak sürekli ahlaki açıdan asla kabul edilemez üslubuyla demokrasiye karşı sürekli sabotajlarda bulunan bir kişilik haline gelmiştir. Bir kere daha Aile Bakanımıza dönük olarak yaptığı bu açıklamadan dolayı Kılıçdaroğlu'nu kınıyoruz."

Ömer Çelik, CHP'nin içerisinde sağduyulu açıklamaların tarafı olanların bulunduğunu ancak bunların bunu büyütemediklerini kaydederek, "Ahlaki ve siyasi açıdan sorunlu bu açıklamanın hiçbir şekilde kabul edilemez ve muhakkak kınanması gereken bu açıklamanın arkasında durarak Cumhuriyet Halk Partisi de Kılıçdaroğlu ile aynı seviyeye savrulmuş oldu." dedi.

Türk siyasi hayatı içerisinde çeşitli polemikler, sakıncalı sakıncalı üsluplar, kişilere yapışıp kalmış çok söylem hatırladıklarını belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama görüldüğü kadarıyla en vahimlerinden bir tanesi budur. Bir hanımefendiye dönük olarak kullanılan bu üslubun, bir siyasetçiden ortaya çıkması hele de bir genel başkan olarak bunu bir kadın bakana dönük olarak, bir hanımefendiye dönük olarak söylemiş olması, kuşkusuz Türk siyasi tarihinde Kılıçdaroğlu ile beraber anılacak, her anıldığında da ayıplanması ve kınanması gereken bir tablodur."

Ömer Çelik, toplumun değişik kesimlerinden bunu protesto edenlere teşekkür ederek, "Kim olursa olsun kadınlarımızın saygınlığının korunması konusunda partiler üstü ortak bir tutumla davranılması gerektiğinin altını bir kere daha altını çiziyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Azerbaycan ve Ermenistan sınır hattındaki çatışmalara da değinen Çelik, "Türkiye, Azerbaycan'ın haklı davasının her zaman yanındadır." diye konuştu.

Azerbaycan'ın "can Azerbaycan" olarak anıldığını, Türkiye ve Azerbaycan'ın "İki devlet tek millet" olduğunu anlatan Çelik, "Azerbaycan'ın sıkıntısı bizim sıkıntımızdır, Azerbaycan'ın davası bizim davamızdır." dedi.

Çelik, Azerbaycan'ın verdiği şehitlere rahmet dileyerek, şu görüşlerini aktardı:

"Azerbaycan halkına sesleniyoruz ve diyoruz ki sizin şehitleriniz bizim şehitlerimizdir, bizim şehitlerimiz sizin şehitlerinizdir. Hepsini rahmetle anıyoruz. Bugünlerde 'İşgale dur de" şeklindeki kampanyaya bütün teşkilatlarımızla, seçmenlerimizle birlikte güçlü şekilde destek veriyoruz."

- Yeni anayasa çalışmaları

Yeni anayasaya yönelik çalışmalarının sürdüğünü, bununla ilgili toplantılar yaptıklarını vurgulayan Çelik, şu bilgileri paylaştı:

"Bu toplantılarda üzerinde durduğumuz temel konular özellikle temel hak ve hürriyetlerin düzenlenmesi konusunda çeşitli kesimlerin, bakış açılarının ne şekilde değerlendirmeleri olduğu şeklindeki kanaatlerini alıyoruz. Ayrıca kuvvetler ayrılığı meselesi üzerinde farklı görüşleri dinliyoruz. Kuvvetler ayrılığının evrensel standartlarda ve aynı zamanda da Türkiye’nin ihtiyaçlarını gözetecek şekilde nasıl düzenlenebileceğiyle ilgili."

Yargı bağımsızlığı ve yargı tarafsızlığının yeni anayasada nasıl düzenleneceğine yönelik de farklı görüşleri dinlediklerini belirten Çelik, "Aynı şekilde denge denetleme meseleleri de Türkiye'de çok tartışılıyor. Denge denetleme konularında da evrensel standartları gözeten bir düzenleme ortaya çıkarmak istiyoruz." dedi.

Çelik, mukayeseli olarak diğer ülkelerin anayasalarını da yeniden incelediklerini ifade ederek, "Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın açıkladığı takvim kendi içerisinde herhangi bir aksama söz konusu olmaksızın ilerlemektedir" değerlendirmesini yaptı.

Geniş tabanlı bir çalışma yürüttüklerini, muhalif kesimleri de dinlediklerini anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"CHP açıklama yaptı ve 'Biz de alternatif teklifimizi, AK Parti’nin verdiği teklif hakkındaki değerlendirmelerimizi sunacağız' dedi. Burada bir tutarsızlık var. Eğer zaten böyle bir çalışma yapacaksanız bunu aslında Uzlaşma Komisyonu masasını dağıtmadan yapabilirdiniz. Yani AK Parti, CHP, MHP, HDP o masa etrafında bunları tartışabilirdi. Fakat ön şart öne sürdünüz ve 'Başkanlık sistemi masaya gelirse biz bu konuları tartışmayız' dediniz ve Uzlaşma Komisyonu masasını devirdiniz. Halbuki zaten bugün ‘Yapacağız’ dediğiniz şeylerin yapılması için orası bir zemindi. Toplumun da bu sürece katılması için de ayrıca bir vesileydi Meclis Başkanlığının inisiyatifinde yürüyeceği için. Aslında çok verimli tartışma yürümüş olacaktı bu çerçevede ama bu CHP tarafından Türk demokrasisinin çeşitli safhalarında olduğu gibi bir kere daha sabote edilmiş oldu. Bundan sonra bir teklifte bulunacaklarsa, bu teklifi kamuoyuyla paylaşacaklarsa hep beraber göreceğiz."

- "Israrla etiketleri çarpıştırmak istiyorlar"

Başkanlık sistemi de parlamenter sistemi de meşru sistemler olarak değerlendiren Çelik, en önemlisinin ise bunların içeriklendirilmesi olduğunu bildirdi.

"Meseleyi başkanlık sistemi-parlamenter sistem şeklinde bir etiket tartışmasına dönüştürmek isteyenler asıl gündemi gözden kaçırıyorlar" diyen Çelik, asıl gündemi kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, temel hak ve hürriyetler düzeni ile yargının tarafsızlığı gibi konuların nasıl düzenleneceğinin oluşturduğunu kaydetti.

Türkiye’yi geleceğe taşıyacak yeni devlet ve toplum yazılımını konuşmak istediklerini açıklayan Ömer Çelik, ama muhalefetin ısrarla etiketleri çarpıştırmak istediğini ifade etti.

(Bitti)