AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (3)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (3)
"Parlamentoların demokratik siyasete verdiği bu dokunulmazlık hakkı korunacaktır. Teröre destek vermek, eylemli destek vermek bunun istisnasıdır. Basında okuduğumuz gibi 'şu konuda şu karar verildi, şu isimlerle konuşuldu ya da şöyle bir mekanizma üzerind

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Parlamentoların demokratik siyasete verdiği bu dokunulmazlık hakkı korunacaktır. Teröre destek vermek, eylemli destek vermek bunun istisnasıdır. Basında okuduğumuz gibi şu konuda şu karar verildi, şu isimlerle konuşuldu ya da şöyle bir mekanizma üzerinde 'AK Parti çalışıyor' gibi ifadeleri açık bir şekilde yalanlıyorum. Öyle bir şey yok" dedi.

Çelik, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Dokunulmazlıkların kaldırılması kriterinin ne olacağı ve AK Parti'nin gündeminde milletvekilinin tutuksuz yargılanmasına ilişkin bir çalışmanın olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, "Basında okuduk, bugün tutuksuz yargılanma. Bu konu zaten düzenlenmiş bir konu. Bununla ilgili bir çalışma ya da bir gündem yok. Dokunulmazlık kaldırıldığı zaman sürecin nasıl işleyeceği ile ilgili düzenleme açık. Anayasa Komisyonu, Karma Komisyon burada bir takım işlemler üstleniyor" dedi.

Dokunulmazlık konusunda partilerin grup kararı alması gibi bir şeyin söz konusu olmadığını belirten Çelik, AK Parti'nin pek çok toplantısında bu konudaki görüşlerin dile getirildiğini aktardı.

- "Parlamentonun haysiyetini kirleten tutum içine girmektedirler"

Dokunulmazlığın parlamentolara verilmiş bir hak olduğunu ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Bu hak demokratik siyasetin savunulması, demokratik siyasetin, terör, yargısal aktivizm ya da militarizm karşısında herhangi bir saldırıya uğramaması için, parlamentonun korunması bakımından. Zaman zaman olur ki parlamentolara yargısal aktivizm ile müdahale edilir. Başka vesayet biçimleri ile müdahale edilir. Jüristokrasi'nin çabaları ile müdahale edilir. Bu parlamentoların demokratik siyaset hakkının korunması için verilmiş bir zırhtır, bir güvencedir, demokratik bir kazanımdır. Bu demokratik kazanıma bu gözle bakmak gerekir. Bu demokratik siyasetin korunması için verilmiş bir haktır.

Birileri demokratik siyasetin korunması için verilmiş bu hakkı, terörün insanlığa karşı işlenen suçun katillerin himaye edilmesi için kullanıyor. Üstelik de buna dönük olarak eylemli olarak bu desteği veriyorsa, kuşkusuz onlar parlamentonun şeref ve haysiyetini kirleten bir tutum içine girmektedirler. Parlamentolara verilen demokratik siyaseti korumak için bu güvenceye de leke sürmektedirler."

Anayasa etiği ve siyasi etiğin gözetmesi gereken ahlaki ve vicdani kriterlerin sessiz kalınmaması gerektiğine işaret eden Çelik, dünyanın hiçbir parlamentosu, hiçbir demokratik ülkesi ve hukuk devletinin de bu duruma sessiz kalamayacağını vurguladı. Çelik, şöyle devam etti:

"Ne şekilde olur, parlamento buna hangi gündemle karar verir, Anayasa Komisyonu ve Karma Komisyon bu süreci nasıl yönetir, teknik mekanizmaları belli olmakla birlikte buna komisyonların başkanları, üyeleri karar vereceklerdir. Biz, 'bu kararı aldık şu kararı aldık' deme noktasında değiliz. Grup kararı alınma gibi bir şey söz konusu da değil. Parlamentoların demokratik siyasete verdiği bu dokunulmazlık hakkı korunacaktır. Teröre destek vermek, eylemli destek vermek bunun istisnasıdır. Basında okuduğumuz gibi 'şu konuda şu karar verildi, şu isimlerle konuşuldu ya da şöyle bir mekanizma üzerinde AK Parti çalışıyor' gibi ifadeler açık bir şekilde yalanlıyorum. Öyle bir şey yok. Basına yansıyan isimler, mekanizmalar tartışma konuları şeklinde bunlar doğru değil. Burada prensipler söz konusudur. Bu prensiplerin nasıl işleyeceği ileri günlerde gerçekleşecektir.

Hiç kimse katilleri himaye edemez. Hiç kimse masum insanları öldüren Türkiye'nin meşru güçlerine saldırı düzenleyen terör örgütünün, PKK'nın bir üyesi gibi çalışamaz. Ona eylemli destek verme tutumu içerisinde olamaz."

- "Cumhurbaşkanımızla ilgili ifadeler gazetecinin kendi ifadeleri"

Ömer Çelik, ABD'nin dış politika dergisi Atlantic'te ABD Başkanı Barack Obama'nın, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında 'beceriksiz, otoriter" ifadelerini kullandığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine, yaklaşık 10 sayfalık söz konusu makaleyi okuduğunu söyledi.

Makalede birçok liderle ilgili Obama'nın ifadelerinin tırnak içerisinde verildiğine işaret eden Çelik, şöyle devam etti:

"Tırnak içerisinde verilen şunu gösteriyor ki doğrudan Sayın Obama'nın ifadesidir. Fakat Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili ifadeler böyle değil, kendisinin yorumu olarak, gazetecinin kendisinin algısı olarak, oraya şey yapılmış. Bir başka haberde de yalanlandığı Sayın Cumhurbaşkanımızın 'kilit ortak' olarak ifade edildiği ortaya çıktı. Kuşkusuz Türkiye ile Sayın Cumhurbaşkanımızla, Sayın Obama arasında da bu görüşmeler sık bir şekilde sürüyor. Bu şekildeki bir ifade hiçbir şekilde kabul edilemez. Doğru da değil zaten, tam tersine Türkiye demokrasisiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2002 yılından bugüne kadar gösterdiği performansla, İslam dünyası içinde bütün dünya için örnek teşkil edecek bir demokratik performans ortaya koymuştur. Dolayısıyla bu bir başka kaynakla görüşmüş, yalanlanan bu haberin ve "kilit ortak" olarak ifade edildiği söyleniyor. Netice itibariyle hiçbir şekilde doğru kabul edilemeyecek bir açıklamadır. Hiçbir şekilde doğru kabul edilemeyecek bir ifadedir. Bu ifadenin o gazeteci tarafından bu şekilde aktarılmasını da bu haberin yapılmasını da kınıyoruz. Süreç içerisinde daha güçlü bir yalanlama gelmesini de bekliyoruz."


- "İvedi bir şekilde gelmesini bekliyoruz"

Avrupa Birliği tarafından 3 milyar avronun ne zaman gönderileceğine ilişkin bir soru üzerine ise Çelik, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin bir mülteciler meselesine indirgenmesini arzu etmediklerini söyledi.

Türkiye'nin bölgedeki son gelişmelerle kıymet ve öneminin daha da ortaya çıktığını vurgulayan Çelik, "Avrupa Birliği'nin Türkiye ile daha reel ilişkiler kurması ve Türkiye'nin burada Avrupa Birliği ile müzakere yürüten bir ülke olarak bu reel ilişkiler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir" dedi.

Yapılan son zirvede bir takım prensip kararların alındığına dikkati çeken Çelik, "18 Mart'ta zannediyorum yeniden bir zirve olacak. Bu zirvede daha da netleşecektir. Bunun bahsettiğiniz miktarın son derece ivedi bir şekilde gelmesini bekliyoruz ama şu anda size kesin bir tarih ifade edemem. 18 Mart'la birlikte daha net bir şekilde ortaya çıkabilir, ilgili arkadaşlar açıklayabilir" ifadelerini kullandı.

"Türkiye bu parayı alacak, bunun karşılığında Avrupa'dan gelecek herkesi buraya alıp, bir açık hava hapishanesi ya da bir insan toplama kampı gibi işler görecek" gibi haberler gördüğünü aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Böyle bir şey söz konusu değil. Oradan iade edilen bir mülteciye karşılık, buradan da bir mülteci gidecek. Dolayısıyla Avrupa, Türkiye'nin maddi yükünü paylaştığı gibi mültecilerin misafir edilmesiyle ilgili fiziki yükünü de paylaşacaktır. 'Fiziki yükü Türkiye paylaşsın, bunun karşılığında para verelim' gibi bir analiz ve değerlendirme bu bakımdan yanlış olur. Bunu sadece para meselesi olarak değil, mültecilerin, ölümden kaçan bu insanların misafir edilmesi, can emniyetlerinin korunması için Avrupa'nın Türkiye ile birlikte ortak sorumluluk alanına girmesi şeklinde değerlendirmek gerekir."

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.