AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (4)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (4)
"Katille yan yana duran, o vatandaşların ölümüne sevinen, o vatandaşların ölümünü kutlayan bir kişinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi vasfını taşıması düşünülemez"- "Bunu kınamayan, ihraç etmeyen, lanetlemeyen partinin de sabahleyin 'demokrasi', akşa

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Katille yan yana duran, o vatandaşların ölümüne sevinen, o vatandaşların ölümünü kutlayan bir kişinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi vasfını taşıması düşünülemez" dedi.

Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cerattepe'yle ilgili soru üzerine Çelik, tek taraflı karar almak şeklinde bir siyasi parti olmadıklarını belirterek, eğer çevre hassasiyetiyle ilgili bir şey varsa Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun zaten heyetleri dinlediğini hatırlattı.

Çelik, çeşitli hassasiyetler ortaya çıktığında birtakım illegal grupların bunu çalmaya çalıştıklarına işaret ederek, "Biz, orada pankart açıp da 'Cerattepe, Cizre'dir' gibisinden birtakım illegal grupların normal vatandaşlarımızın çevre hassasiyetini çalmasına, gasp etmesine, buradan bir proje çıkarmasına müsaade etmeyiz. Ya da bazı siyasi partilerin bu konudaki kışkırtmalarına karşı vatandaşlarımızın hassas olmasını arzu ederiz" ifadesini kullandı.

Orada açık galeri olmayacağını, taşımanın teleferikle yapılacağını anımsatan Çelik, "Birtakım ideolojik grupların ya da birtakım illegal grupların vatandaşın bu hassasiyetini çalıp, bunun üzerinden hükümeti işlemez hale getirme ya da seçilmiş hükümetin, Türkiye'yi yönetme hakkına dolaylı yollardan ortak olma gibi tavırlarına müsaade etmeyiz. Mesele vatandaşın iradesiyse, başımızın üstünde yeri vardır ama yok 'biz Cerattepe'yi, Cizre'ye çeviririz' diyen birisi varsa da ona en sert karşılığı veririz" dedi.

- "TBMM bu ülkenin onurudur''

Toplumda, "dokunulmazlık" konusunda ciddi bir hassasiyet olduğunu, AK Parti'nin bundan sonraki tavrının ne olacağı yönündeki soruya Çelik, bir teröristin taziyesine giden kişinin, TBMM'de herhangi bir işinin olmadığı cevabını verdi.

Çelik, bir katilin katliamına destek veren bir kişinin yaptığı davranışın, milletvekili vasfıyla en ufak bağdaşır bir tarafının bulunmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Terör, herhangi bir şekilde mazur görülecek bir şey değil, bir insanlık suçudur. Sen gidiyorsun, bu kadar insanı öldüren, bombayla patlatan bir katilin cenazesine, taziyesine gidiyorsun, ondan sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi sıfatı... Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir katilin taziyesine giden kişiler tarafından kirletilmeyecek kadar yüce bir makamdır, yüce bir mekandır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu ülkenin onurudur, bu onuru hiç kimsenin kirletmesine müsaade edilmez.

Katille yan yana duran, o vatandaşların ölümüne sevinen, o vatandaşların ölümünü kutlayan bir kişinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi vasfını taşıması düşünülemez. Bunu kınamayan, ihraç etmeyen, lanetlemeyen partinin de sabahleyin 'demokrasi', akşam 'barış' deyip, sabahla akşam arasında yüzlerce kere terörü övme tavrı, tamamen insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olma tavrıdır."

Çoğulculuktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Çelik, terörün çoğulculuk, ifade hürriyeti konusu olmadığının altını çizdi.

Çelik, "Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu milletin en onurlu mekanıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisi gazi meclisidir, Türkiye Büyük Millet Meclisi şerefli bir yerdir. Bir katilin taziyesine giden bir kişinin, Türkiye Büyük Millet Meclisini kirletmemesi gerekir, buna müsaade edilmemesi gerekir" dedi.

- "Sayın Baykal'ın eleştirilerini de dikkate alırsak"

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ'ın istifası ve partide yaşananlarla ilgili soruya karşılık Çelik, diğer siyasi partilerin iç işlerine karışmak istemediğini belirtti.

Çelik, bir siyasetçi olarak MHP'deki gelişmeleri görünce aklına, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti'den bir diğer parti çıkacak, Meclis'te 5 parti olacak" sözlerinin geldiğini bildirdi.

Neredeyse MHP'den yeni bir partinin çıkacağına işaret eden Çelik, AK Parti'nin nasıl çalıştığını düşünenlerin öncelikle kendi partilerine bakması gerektiğini vurguladı.

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'daki terör saldırısının ardından hükümetin istifa etmesi yönündeki çağrısının sorulması üzerine ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin iyi yönetilip, yönetilmediğine vatandaş karar verir. İnsan bir konuda bir başka siyasi partiyle ilgili, hükmetle ilgili değerlendirme yaparken kendi içerisine bakar. Şu anda problem CHP'nin bir önceki genel başkanını Sayın Baykal'ın eleştirilerini de dikkate alırsak, CHP'nin nasıl yönetildiğiyle ilgili bir tartışma izliyoruz. CHP'de çok önemli sesler 'aslında CHP'nin iyi yönetilmediğini' söylüyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun herhangi bir şekilde Türkiye'yi yönetme tecrübesi yok. Hiçbir zaman hükümette yer almadı. Onun performansını ölçebileceğimiz tek yer şu anda Genel Başkan olduğu için, Sayın Kılıçdaroğlu'nun partisini nasıl yönettiğiyle ilgilidir."

- "Türkiye sadece koalisyonla hareket eder"

Bir gazetecinin, "Terörle mücadele konusunda DAEŞ'e yönelik operasyonlar da devam ediyor, koalisyon güçleriyle Suudi Arabistan uçaklarının geldiğini biliyorduk. Bugün bir açıklama daha yapıldı, yarın Suudi Arabistan'a ait dört uçak daha gelecek. Bununla ilgili neler paylaşırsınız?" sorusuna Çelik, şu yanıtı verdi:

"Çeşitli yorumlar çıkıyor. Türkiye müdahale edecek mi? Türkiye, Suudi Arabistan ile Katar birlikte kara operasyonu yapacak mı? Gibi. Aslında bütün bu tartışmalarda sorulmak istenen bu. Bunu daha önce de söyledik, Türkiye'nin bir, iki, üç ülke şeklinde bu tip bir planlaması yok. Türkiye koalisyonla birlikte hareket eder. O da, koalisyonla birlikte hareket eder dediğim de şu, illa koalisyon bir karar aldı, biz ona katılırız diye bir şey yok. Kararı görür Türkiye, değerlendirir. Burada da üç şeye bakar, Türkiye'nin ulusal çıkarlarına milli güvenliğiyle ilgili çıkarlarına bakar, Türkiye'nin Suriye politikasındaki vizyonuyla uyumlu olup olmadığına bakar. En sonunda kuşkusuz Suriye halkının geleceği için nasıl bir sonuç doğuracağına bakar. Bu çerçevede değerlendirildikten sonra ancak koalisyonun içerisinde Türkiye'nin böyle bir adım atması söz konusu olabilir. Şu aşamada da böyle bir şey yok. Bu hareketliliklerin, Türkiye'nin Suudi Arabistan, Katar ya da başka ülkelerle daha küçük çaplı birliktelikler kurarak herhangi bir şekilde bir operasyon ya da kara operasyonuna gireceği gibi yorumlanması doğru olmaz. Türkiye sadece koalisyonla hareket eder. O da önce koalisyon böyle bir iradeye sahip mi, sahipse nasıl bir karar alacak. Türkiye'nin kendi değerlendirmesi açısından buna bakılır uygun görülürse de onun içine girilir. Dolayısıyla tek başına ya da küçük birlikler halinde bir inisiyatif beklememek lazım."

- "En önemli kurucu siyasi dinamiklerinden"

"11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün AK Parti kurucu listesinden çıkarıldığına" ilişkin bir soruya karşılık Çelik, bu haberlere şaşırdıklarını söyledi.

Oradaki listenin AK Parti'nin kurulurken İçişleri Bakanlığı'na verilen kurucular kurulu listesi olduğunu aktaran Çelik, o dönemde milletvekillerinin kurucular kurulunda olmadıklarını, listenin içerisinde yer almadıklarını hatırlattı. Çelik, dolayısıyla 11. Cumhurbaşkanı Gül'ün de o listede bulunmadığına dikkati çekti.

Çelik, şunları kaydetti:

"İnternet sitesi güncellenirken arkadaşlar bazı yerlerde eski belediye başkanlarının isimlerinin yazıldığını, bazı yerlerde milletvekili listesinde karışıklıklar yapıldığını, bazı yerlerde başka ifadeler olduğunu görürken, topyekün güncellenirken bütün bu listeler genel sekreterliğimizden alınıyor, resmi belgeler neyse o resmi belgelere göre düzenleniyor. Tabii ki bu, sadece İçişleri Bakanlığına verilen kurucular kurulu listesi olduğu için orada Sayın 11. Cumhurbaşkanımız yok. Fakat Sayın 11. Cumhurbaşkanımız AK Parti kadroları içerisinden çıkmış bir cumhurbaşkanı ve başbakan olarak, ta o zaman AK Parti'nin kuruluşundan itibaren en önemli kurucu siyasi dinamiklerinden bir tanesi. Bir devlet ve siyaset adamı olarak da AK Parti ile olan bağı tartışılmaz, AK Partililiği tartışılmaz, AK Parti ile olan bağının gücü ve niteliği hiç bir şekilde bu tartışmalara indirgenemez. O tartışma sadece kurucular kurulu listesinin güncellenmesiyle ilgili tartışma. Yoksa 11. Cumhurbaşkanımızın bu siyasi hareketin kurucu dinamiklerinden olması, bu siyasi hareketin en önemli aktörlerinden birisi olmasıyla ilgili bir tartışma yapılması söz konusu olamaz, o israf olur."

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.