Alaaddin çevresine Bedesten modeli

Alaaddin çevresine Bedesten modeli
Büyükşehir Belediyesi şehrin özellikle tarihi ve turistik bölgelerindeki eski ve yıpranmış siluetinin yenilenmesi için çalışmalarına hız verdi

Büyükşehir Belediyesi şehrin özellikle tarihi ve turistik bölgelerindeki eski ve yıpranmış siluetinin yenilenmesi için çalışmalarına hız verdi. Bedesten’te yapılan tarihi çalışmanın ardından Başkan Akyürek’in talimatı ile şimdi Alaaddin tepesi çevresinde de yeni restorasyon çalışmalarına başlanacağı öğrenildi.

TEPENİN TARİHİ

Alâeddin Tepesi, 450 x 350 metre boyunda 20 metre yüksekliğinde bir höyük olarak eski ve protohistorik yerleşim birimi.

1941 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan kazılar sonucu tepedeki ilk yerleşimin MÖ 3000'lerde, Erken Tunç Çağında başladığı anlaşılmış. Bu dönemden sonra sırasıyla Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim yeri olarak kullanılmaya devam edilmiş. Tepede Alâeddin Camii, Selçuklu sarayının kalıntıları ve Kılıç Arslan Köşkü bulunuyor. İlk yerleşimlerin MÖ 3000'li yıllarda, Erken Tunç Çağında yapıldığı bilinen Alâeddin Tepesi; sonraları Hititlere ev sahipliği yaptı. Hitit Krallığı'nın MÖ 1190'da yıkılmasının ardından Friglerin egemenliğine girdi. Bu dönemde tepeye "Kawania" ismi verilmiş. Friglerin ardından bölge Lidyalıların eline geçti. MÖ 547 yılında Lidya Krallığı'nı yıkan Ahameniş İmparatorluğu döneminde ise Kapadokya satraplığına bağlı bir kent olmuş.

Kawania, eski Yunancada "Kaoania" olarak telaffuz edilmekte imiş. Bu dönemde kentin adını, ses benzerliğinden ötürü Yunancada "tasvir" anlamına gelen "İkonion"a bıraktığı tahmin edilmekte. Doğu Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü dönemde İkonion, çevresindeki geniş bir bölgenin idari merkezi konumunda olur. Bu dönemde tepeyi çevreleyen surlar yenilenirken, sur dışına da bazı yapılar inşa edilir.

11. yüzyılın sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olan Konya bu tarihten sonra ilk ve tek saldırısını Üçüncü Haçlı seferi esnasında alır. Roma Cermen İmparatorluğu İmparatoru Friedrich Barbarossa 1190'da, ordusunu dinlendirmek için şehri ele geçirir. Kısa süre sonra ise şehir, Selçuklular tarafından geri alınır.

Tepe daha sonraları ise Osmanlı İmparatorluğu ve ardından kurulan Türkiye'nin sınırları içerisinde yer alır.  Üstünde bulunan yapılar zamanla büyük ölçüde yıpranır. Tepede yer alan ve günümüze kadar ulaşan en önemli yapı, tepenin kuzeyindeki Alâeddin Camii ve kümbetleridir. Yapımı 1220 yılında tamamlanan bu cami, adını Selçuklu sultanı I. Alaeddin Keykubad'tan alır. II. Kılıç Arslan tarafından yaptırılan avludaki büyük kümbette, II. Kılıç Arslan dahil sekiz sultanın mezarı bulunmakta. Yine Selçuklular döneminde tepenin kuzeyine bir saray yaptırılmıştı. (Uğur Özteke)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.