Anayasa değişikliği teklifi Genel Kurulda

TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda dördüncü madde üzerinde görüşmeler yapılıyor.

Söz konusu madde ile Anayasanın "TBMM'nin Seçim Dönemi" başlıklı maddesi, "TBMM ve Cumhurbaşkanının Seçim Dönemi" olarak değişiyor.

Düzenleme seçimlerin 4 yılda değil 5 yılda bir yapılmasını, cumhurbaşkanı seçimlerinin de 5 yılda bir olmasını ve iki seçim için aynı gün sandığa gidilmesini, süresi biten milletvekilinin yeniden seçilebilmesini, cumhurbaşkanı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde belirtilen usule göre ikinci oylama yapılmasını içeriyor.

Madde üzerinde MHP Grubu adına konuşan Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Anayasanın ilk dört maddesinin kaldırılacağı iddiasının asılsız olduğunu belirtti.

MHP olarak devletin çöküş sürecinde olduğunu, Türkiye'nin etrafında ateş çemberi bulunduğunu gördüklerini ifade eden Büyükataman, "Canlı bombalar, bomba yüklü ölüm araçları aramızda dolaştırılıyor. Türkiye bölünsün mü, vatan elimizden kayıp gitsin mi? Ya onurlu, bağımsız millet olarak yaşayacağız ya da küresel oyunlara boyun eğerek bölünme ve parçalanmaya teslim olacağız." dedi.

Kendileri için önceliğin Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü ve bin yıllık kardeşlik hukukunun muhafazası olduğunu vurgulayan Büyükataman, "Türkiye sahipsiz ve kimsesiz değildir. Bizim için vatan deryadır, haşmettir. Vatan teferruat değil, esastır. Geçici heves değil, kalıcı kuşatıcı bir şuurdur." ifadelerini kullandı.

HDP Grubu adına konuşan Mardin Milletvekili Erol Dora da sağlıklı bir anayasa tartışması için olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması gerektiğini savunarak, AK Parti'nin getirdiği anayasa değişiklik teklifinin de başkanlık sistemi değil, kuvvetlerin tek kişinin elinde toplandığı bir sistem olduğunu öne sürdü.

Bu teklifle Anayasanın rafa kaldırılacağını, cumhurbaşkanının 600 milletvekilinden oluşacak Meclisi tek başına kontrol edecek yetkiye sahip olacağını, yasama denetiminden azade kılındığını iddia eden Dora, "Cumhurbaşkanı yargıyı tek başına şekillendirecektir. Bu teklifle demokrasi ve hukuk devletinin göz bebeği olan kuvvetler ayrılığı kavramı siyaset literatüründen çıkarılmaktadır." diye konuştu.

CHP Grubu adına konuşan Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, teklife göre cumhurbaşkanının tüm üst düzey atamaları tek başına yapabileceğini ifade ederek, bu yetkinin Meclisin onayına tabi olması gerektiğini söyledi.

Türkiye'yi yaklaşık 15 yıldır tek başına yöneten AK Parti'nin 12 Eylül darbe hukukunu mevzuattan temizlemediğini iddia eden Erkek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunları yapsaydınız Türkiye'nin önünü açardınız. Toplumsal barış ve huzurumuz hiçbir dönemde olmadığı kadar ciddi tehdit altında. Egemenliği şahsileştirmek Cumhuriyete ihanettir. Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değildir. Bizim cumhuriyetimiz bir fazilettir, erdemdir, aynı zamanda siyasi bir rejimdir, ulusal egemenliktir. Onun için sonuna kadar egemenliğimizi, demokrasimizi, istiklalimizi koruyacağız."

AK Parti Grubu adına konuşan Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin ise görüşmeleri devam eden dördüncü maddenin Meclis seçimleri ile cumhurbaşkanı seçimlerinin aynı gün yapılmasına imkan sağlayacağını dile getirerek, Meclis seçimlerinin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi süreci ve nedenini anlattı.

Şahin, 10 yıl önce Meclis seçimlerinin 5 yıldan 4 yıla indirilmesine ilişkin düzenlemenin o dönem parlamentoda bulunan eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun teklifi üzerine yapıldığını, anayasa değişiklik paketinin dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmemesi için de bu teklifi AK Parti olarak kabul ettiklerini kaydetti.

O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın genel seçimin 5 yıldan 4 yıla indirilmesinin içine sinmediğini dile getirdiğini, kendisinin de böyle düşündüğünü anlatan Şahin, şimdi bunu düzeltme imkanı bulduklarını ifade etti. Kimin cumhurbaşkanı olacağına, parlamentoda kimin çoğunlukta olacağına milletin karar vereceğini vurgulayan Şahin, "Bu millet diktatörlük getirecek hiçbir yasal düzenlemenin arkasında durmaz. Dolayısıyla milletimize güveneceğiz. Millete gideceğiz." değerlendirmesinde bulundu.