Avrupa'ya Göç Schengen'i Çatırdatıyor

Avrupa'ya Göç Schengen'i Çatırdatıyor
Yüzbinlerce sığınmacının Avrupa'ya gelmesi Avrupa serbest dolaşım sistemi Schengen'in sorgulanmasına ve bazı ülkelerin sınır kontrollerini artırmasına hatta tel örgüler çekmesine neden oluyor

PARİS (AA) - BİLAL MÜFTÜOĞLU - MURAT ÜNLÜ - Savaştan ve ülkelerindeki şiddetten kaçan yüzbinlerce sığınmacının Avrupa'ya gelmesi AB ülkeleri arasında sınırları kaldırmış olan Schengen anlaşmasının yeniden sorgulanmasına ve hatta bazı ülkelerin birliğin ruhuna aykırı biçimde sınırlarına tel örgüler çekmesine neden oluyor.

Batı Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda ve Lüksemburg'un 1985 yılında insanların ve malların bir ülkeden diğer ülkeye serbestçe dolaşımını sağlamak için imzaladıkları ve uygulanmasına 1995 yılında başlanan Schengen anlaşması halihazırda 26 ülkeyi kapsıyor.

Anlaşma sınır kontrollerini ortadan kaldırdığı için federal bir Avrupa yolunda önemli bir adım ve ekonomik açıdan büyük bir kolaylık oluşturuyor. Diğer taraftan anlaşma üye ülkelere, giriş yapılan ülkede ziyaretçilerin kimlik tespiti ve bagaj aramaları konusunda önemli sorumluluk yüklüyor çünkü Schengen üyesi ülkeye girmiş olan bir kişi Avrupa'da serbestçe dolaşabiliyor.

Schengen anlaşması Soğuk Savaş sonrasının refah seviyesi görece yüksek Avrupasında imzalanmıştı. Fakat altı yıl önce Avrupa'nın yaşadığı ekonomik kriz ve bunun getirisi olarak ulusalcı ve aşırı sağcı partilerin yükselişi Schengen sisteminin sorgulanmasının önünü açtı. Son yaşanan sığınmacı krizi ise bu tartışmaları alevlendirdi.

Son aylarda, ülkelerindeki savaş ve şiddetten kaçan yüzbinlerce sığınmacı, sınırlarda önlemler artmadan Makedonya, Sırbistan, Macaristan ve Avusturya üzerinden Almanya, İsveç, İngiltere gibi ülkelere ulaşmayı hedefliyor. 

Sığınmacıların gelişi konusunda ilk günlerde Avrupa ülkelerinde yaşanan "olumlu" hava, sığınmacı sayısının gittikçe artması üzerine yerini kısa zamanda sınır kontrollerine bıraktı.

Almanya'nın sınır kontrollerini artırma kararının ardından, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Hollanda da sınır kontrollerini artırma kararı aldı. Hatta bazı ülkeler sınırlarına asker konuşlandırdı. 

Diğer taraftan Macaristan artık sığınmacıları yaklaşık 4 metre yüksekliğinde 175 km uzunluğunda bir tel örgüyle karşılıyor. Sınıra çekilen tel örgüleri aşarak ülkeye girmeye çalışanlar "suçlu" olarak değerlendirilip Avrupa genelinde iltica başvuru hakkını kaybedecek.

- "Avrupa içinde sınır kontrolleri Schengen'in ruhuna aykırı" 

AA muhabirinin Schengen sistemi tartışmaları ile ilgili sorularını yanıtlayan Jacques Delors Araştırma Merkezi Yöneticisi Yves Bertoncini, "Schengen sistemini geçici olarak askıya almak yasal düzlemde öngörülmeyen bir durum değil. Fakat Avrupa içinde sınır kontrolleri Schengen'in ruhuna aykırı" dedi.

Avrupa ülkelerinin krizi yönetmekte güçlük çektiğine işaret eden Bertoncini, Avrupa'da şu anda güven ve dayanışma krizi bulunduğunu kaydetti.

Schengen sisteminde sınır ülkelerin mülteci akınıyla başa çıkmakta kapasiteleri ve istekleri konusunda şüpheler bulunduğuna işaret eden Bertoncini, bir ülkenin yabancı polisler yerine kendi polisine güvenmesinin daha mantıklı bir durum olduğunu söyledi.

Schengen'in AB'nin kurucu beş ülkesi tarafından araba ve tır geçişlerini kolaylaştırmak için ortaya atıldığına ve temelinde ekonomik sebepler bulunduğuna dikkati çeken Bertoncini, "Sığınmacı akınına çözüm bulunursa sınır kontrolleri en fazla birkaç ay sürer. Daha uzun süre Avrupa'ya ekonomik açıdan zarara yol açacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Alınacak önlemlerin sığınmacı akınını engelleyip engellemeyeceği konusunda da değerlendirmede bulunan Bertoncini, "Schengen'i iptal etmenin tek avantajı göç akınına karşı ülkelerin halkları için psikolojik bir rahatlama olacaktır. Fakat sığınmacıların sınırları geçmesini engelleyeceğinden emin değilim" ifadelerini kullandı.

- "AB için ağır bir kriz ama üstesinden gelemeyeceği büyüklükte değil"

Avrupa Komisyonu eski Özel Danışmanı ve Robert Schuman Vakfı Başkanı Jean-Dominique Giuliani, Avrupa'da şu anda kafa karışıklığının hakim olduğunu belirterek, "Göç akını AB için ağır bir kriz ama üstesinden gelemeyeceği büyüklükte değil" dedi.

Göçün kaynaklarına işaret eden Giuliani, "Göçe neden olan Ortadoğu'daki istikrarsızlığı bitirmediğimiz sürece AB düzeyinde kesin çözümler bulmamız mümkün değil. AB'nin Türkiye'yle de işbirliği yaparak Suriye'de çözüme katkı sunması gerekir" ifadelerini kullandı.

AB'de her ülkenin eşit olmadığına dikkati çeken Giuliani, şunları kaydetti:

"Sığınmacı politikaları konusunda birkaç ülke inisiyatif alırsa diğerlerinin onları siyaseten takip etmesi gerekecek. Fransa ve Almanya böyle bir girişimde bulunabilir. Şu anda AB genelinde karmaşaya sebep olan bir diğer durum da göç konusunda ortak politikaların olmaması. Bu kriz, dolayısıyla AB ülkelerinin göç politikalarında uyum içinde hareket etmesi gerekecek."

Diğer taraftan Avrupa, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en büyük sığınmacı kriziyle karşı karşıyayken Birlik üyesi ülkeler arasında sığınmacı sorununun nasıl çözüleceği konusunda net bir mutabakat bulunmuyor.

Son olarak Avrupa Parlamentosu dün, 120 bin sığınmacının AB ülkelerine yerleştirilmesine yönelik Komisyon teklifini oy çokluğuyla kabul etti. Teklif, 22 Eylül'de yapılacak Adalet ve İçişleri Konseyi'nde görüşülecek.

AB Konseyi 14 Eylül'deki toplantısında da, Yunanistan ve İtalya'da bulunan 40 bin sığınmacının AB ülkelerine dağıtılmasına onay vermişti.

Ancak Uluslararası Göç Örgütü'nün son verilerine göre bu yıl Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşan göçmenlerin sayısı 464 bine ulaştı. 

Analizcilerin yaptığı değerlendirmelerde, Schengen sisteminin yakın zamanda terk edilmesinin mümkün olmadığı, bunun Avrupa içindeki ekonomik hareketliliğe çok zarar vereceği ve ülkelerin sınırlarını korumak için harcamalarını artırmalarına neden olacağı belirtiliyor.

Diğer taraftan sığınmacı akınıyla başa çıkma konusunda ise, savaştan ve ülkelerindeki şiddetten kaçarak, hatta ölümü göze alarak bir yolculuğa çıkmış olan insanları tel örgüyle durdurmanın pek mümkün olamayacağı, daha kurumsal önlemler alınması gerektiği değerlendirmesi yapılıyor. 

Bununla birlikte Schengen anlaşmasının zayıflatılmasının aynı zamanda Avrupa'nın temel değerlerinden olan seyahat özgürlüğünün de zarar görmesi anlamına geleceği ifade ediliyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.