Başbakan Davutoğlu'nun STK temsilcilerini kabulü

Başbakan Davutoğlu'nun STK temsilcilerini kabulü
Davutoğlu: (5)- "(Sur, Cizre ve Silopi'deki operasyonlar) Van depreminden sonra ne yaptığımızı herkes biliyor. 28 bin konut, bir yıl içinde yeniden bir Van inşa ettik neredeyse şimdi söylüyorum, bu ilçeleri de aynı şekilde inşa edeceğiz. En iyi şekilde, e

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "(Sur, Cizre ve Silopi'deki operasyonlar) Van depreminden sonra ne yaptığımızı herkes biliyor. 28 bin konut, bir yıl içinde yeniden bir Van inşa ettik neredeyse şimdi söylüyorum, bu ilçeleri de aynı şekilde inşa edeceğiz. En iyi şekilde, en iyi imkanlarla ama bundan sonra bir daha bu olayların yaşanmaması için o şehrin sakinlerinin de o şehre sahip çıkıp, 'burada silah istemiyoruz, burada mayın istemiyoruz, burada barikat istemiyoruz, burada çukur istemiyoruz' diye ortak bir ses yükseltmeleri lazım" dedi.

Davutoğlu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Kabulde konuşan Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin ihracatının 3-4 misli arttığını belirterek, bunda katkısı olan iş adamlarına teşekkür etti.

Terör saldırısı olmasa ve iş adamları daha rahat ortamda yatırım yapsa ihracat oranlarının daha da artabileceğine işaret eden Davutoğlu, "Bölge insanı çalışkandır, en zor şartlarda İstanbul'a gider ve İstanbul'un en iyi iş adamları arasına girer bölge insanı. Niye kendi bölgesinde bunu yapmasın ama bırakmadılar, bırakmıyorlar. Onlar bırakmasalar da biz onlara bunu bıraktıracağız. Sizler üzerinde oynanan, demoklesin kılıcı gibi üzerinize tutulan terör baskısını ortadan kaldıracağız" diye konuştu.

İş adamlarına Teşvik Kanunu çıkarılarak önemli destekler verildiğini ve verilmeye de devam edileceğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Daha ne teşvik isterseniz size vermeye hazırız, ne teşvik talep ederseniz, ekonomik olarak ne talep ederseniz yanınızda olmaya hazırız ama sizden ricam, kamu düzeni konusunda da siz bizim yanımızda olacaksınız. Çünkü eğer kamu düzeni olmazsa biz ne teşvik verirsek verelim, biz size ne katkıda bulunursak bulunalım, gerçek anlamda ekonomik hayat canlanmaz. Biz batıdan doğuya iş adamlarını teşvik ederek göndermeye çalışırken birçok iş adamı oraya yatırım, okul, iş getirirken şimdi doğudan batıya yeni bir göç dalgası oluştu. Özellikle Kobani olaylarından sonra, biz bunu görüyoruz. Neden oldu, çünkü Kobani olayları bahane edilerek iş yerleri yakıldı, Van'ın önemli iş adamları niçin bu güzel şehri terk etmek zorunda kaldıklarını biz biliyoruz. Birileri tabiri caizse etnik temizlik benzeri bir ideolojik temizlik yapmaya çalışıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen iş adamlarını bölgeden çıkarmak, çıkmak zorunda bırakıyorlar."

Başbakan Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarından sonra mecliste yangın yerinde gül yetiştirecekleri yönünde söz verdiğini hatırlatarak, kimsenin zararının telafisiz kalmayacağını ifade ettiğini bildirdi. Kısa sürede tüm şehirleri ayağa kaldırdıklarını, yaraları sardıklarını, ne talep ediliyorsa onu gerçekleştirdiklerini anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Diyarbakır'ın o güzel Sur'u, Cizre, Silopi, hepsini bütün evleriyle yollarıyla öylesine yeniden inşa edeceğiz ki herkes buna sadece gıpta duyacak. Van depreminden sonra ne yaptığımızı herkes biliyor. 28 bin konut, bir yıl içinde yeniden bir Van inşa ettik neredeyse şimdi söylüyorum, bu ilçeleri de aynı şekilde inşa edeceğiz. En iyi şekilde, en iyi imkanlarla ama bundan sonra bir daha bu olayların yaşanmaması için o şehrin sakinlerinin de o şehre sahip çıkıp, 'burada silah istemiyoruz, burada mayın istemiyoruz, burada barikat istemiyoruz, burada çukur istemiyoruz' diye ortak bir ses yükseltmeleri lazım."

- "Yatırım yapmıyorlar, yatırımları engelliyorlar"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı illere gittiğinde belediye hizmetlerinden ötürü hicap duyduğunu aktardı. Bazı belediyelerin merkezi hükümetten aldıkları gelirleri yatırıma dönüştürmemesini eleştiren Davutoğlu, şunları söyledi:

"Mardin Büyükşehir Belediyesinin toplam gelirlerinin yüzde 96,7'si merkezden veriliyor, kendisi gelir üretmiyor, toplam gelirinin yüzde 96,7'si merkezi bütçeden gidiyor. Türkiye ortalamasında bu yüzde 66,7. Peki verdik, helali hoşolsun, ne yapmışlar bu parayı bakın. Personel gideri yüzde 62,6, yatırım gideri yüzde 7. Arkadaşlar yüzde 7 ile yatırım yapılan yerde personel yüzde 62 alabilir mi? O güzelim Mardin, yolları, altyapısı yenilenmeyecek mi, bu yüzde 62'lik personel gideri kime gidiyor, bunu sorma hakkı bizim var, çünkü bu ülkenin her bir köşesinden topladığımız vergileri, sizlerin vergilerinizi onlara veriyoruz. Türkiye ortalamasını da söyleyeyim, Mardin'de yüzde 62,6'sı personel gideri, Türkiye ortalamasında belediyelerin personel gideri yüzde 11,7. Yani ne bileyim Konya, Trabzon belediyesi, Malatya belediyesi yüzde 11,7'sini personele ayırırken, Mardin belediyesinin ne personel ihtiyacı var ki yüzde 62'sini ona ayırıyor. Çünkü orada terör odaklanıyor. Yatırım gideri yüzde 7. Yüzde 7 yatırım gideri olur mu, çünkü Türkiye ortalamasının yatırım gideri yüzde 46,9. Yani diğer belediyeler miktarının yüzde 46,9'unu yatırıma verirken anlaşılan Mardin belediyesinin hiç yatırım ihtiyacı yok ki harcamıyor."

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini örnek gösteren Davutoğlu, gelirin yüzde 83,5'lik kısmının merkezi hükümetten geldiğini, personel giderinin yüzde 26, yatırım giderinin ise yüzde 20 olduğunu kaydetti. Yatırım yapılmamasını sorgulayan Davutoğlu, "Çünkü yatırımlarını halka hizmet için değil, mayınlara, barikatlara ayırmak için kullanıyorlar" ifadesini kullandı.

Van Büyükşehir Belediyesinin de merkezi yönetimden aldığı payın yüzde 71,6, personele ayırdığı miktarın yüzde 40 ancak yatırımlara ayırdığı kısmın ise sadece yüzde 10 olduğunu ifade etti.

Bu tür belediyelerin hem hizmet etmediklerini hem de hükümetin yaptığı hizmetleri engellediğini vurgulayan Davutoğlu, "Hizmeti engellerler, bizim hizmetlerimizi, altyapıyı bombalarlar, iş makinelerini yakarlar, iş adamlarını tehdit edip, sürmeye kalkarlar, verdiğimiz kaynakları yatırıma değil, halka hizmete değil, yandaş gördükleri terör örgütü mensuplarına 'personel gideri' diye harcarlar, sonra da dönüp, 'öz yönetim' diye bir şeyden bahsederler" dedi.

- Öz yönetim iddiaları

Türkiye’de en büyük yerel yönetim devriminin büyükşehir yasasıyla yapıldığını söyleyen Davutoğlu, Türkiye'deki bütün büyükşehirlere her türlü imkanların verildiğini dile getirdi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:
"13 yıl içerisinde yerel yönetimlerde ne yaptınız ki bu halka ne hizmet sundunuz ki şimdi Türkiye'nin anayasal sistemine alternatif bir sistem teklif edip, 'Biz buraları daha iyi idare edebiliyoruz' diyorsunuz. Haydi bunu dediniz, Meclis'te, her yerde fikir olarak her şey söylenebilir… Ama işte buradan hepinizin başkenti olan Ankara'dan sesleniyorum, 'Kim ne yaparsa yapsın bu ülkede herhangi bir, ülkenin herhangi bir bölgesini, bir şehrini, bir ilçesini, bir sokağını dahi Türkiye'deki genel anayasal yönetim sisteminin dışında herhangi bir yönetim iddiasıyla ortaya çıkamaz. İsteyen burada her şeyi tartışabilir ama kimse, kendisinden menkul bir iddiayla silahlarla mayınlarla şu ya da bu ilçeyi, o ilçe halkına da neredeyse haram ederek, Suriye’deki benzer görüntülerin içerisine sokamaz."

Şu ana kadar Cizre’de, Silopi’de Sur’da veya herhangi bir yerde evini terk etmek zorunda kalan vatandaşlara kira yardımı yapıldığını anlatan Davutoğlu, hiç kimsenin aç ve açıkta olmadığını, "Ben evimden ayrılmak zorunda kaldım ama kira yardımı almıyorum" diyenlerin de talepleri doğrultusunda ödeme yapılacağını belirtti.

Sur’daki esnafa da kademeli olarak 5’er milyonluk telafi anlamında yardımlar gönderildiğini dile getiren Davutoğlu, daha fazlasını da yapacaklarını sözlerine ekledi.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnşallah Diyarbakır dünyanın örnek şehirlerinden birisi haline gelecek. Cizre, Silopi, Türkiye’nin Ortadoğu’ya, Mezopotamya’ya bakan kapıları olacak. Bunların hepsini hep beraber gerçekleştireceğiz. Sürdürülebilir bir huzur için, orada ekonomik hayatı canlandırmak için, oradaki üniversiteler, liseler, ilkokullar, hastaneler, havaalanları, bütün yolları halkın hizmetinde her an 7 gün 24 saat hiçbir güvenlik kaygısı olmadan, hizmete sunabilmek için gece gündüz çalışıyoruz, çalışacağız. Biliniz ki Türk ve Kürt çocukları sizlerin huzuru için orada şehit düşüyor. Bazı şehitler bir Kürt annenin bağrına gidiyor, bir hançer gibi sarılıyor, bazıları da Türk annesinin… Bazıları Türkçe ağıt yakıyor, bazıları Kürtçe. Ben bütün bu şehitlerimize rahmet diliyorum. Onların analarına, o şehit analarının o güzel Türkçe ve Kürtçe ağıtlarına ben de katılıyorum. Ve en başta söylediğim şekliyle, Ağrı'yı daha da görkemli kılmak için, Fırat'ı, Dicle'yi daha da bereketli kılmak için, Diyarbakır'ı, Mardin'i o bizim güzel şehirlerimizi, peygamberler şehri Şanlıurfa’yı ve bütün güzel şehirlerimizi dünyanın gelip ziyaret ettiği, her türlü şiddetten, baskıdan, terörden arındırılmış, demokratik hak ve özgürlüklerin en iyi şekilde yaşandığı şehirler haline dönüşmesi için gece gündüz çalıştık, çalışıyoruz, çalışacağız."

Önceki gün Medine ve Mekke ziyaretlerinin olduğunu anlatan Davutoğlu, Kabe'ye de girdiğini ve burada ilk duasının devleti ve milleti için olduğunu ifade etti. İlk duasının, "Ya Rabbi bizim kardeşliğimizi daim kıl" şeklinde olduğunu anlatan Davutoğlu, ilk duasının ne şahsına ne de ailesine yönelik olduğunu belirtti.

Duasında, "Ya Rab, bize öyle bir kudret öyle bir merhamet ver ki kudretimizle bütün mazlumları koruyalım, merhametimizle bütün mazlumlara bağrımızı açalım" ifadesini kullandığını dile getiren Davutoğlu, konuşmasının sonunda, "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin, birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin" dedi.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.