Başbakan Yardımcısı Şimşek konuştu

Başbakan Yardımcısı Şimşek konuştu
"(Faiz oranları) Cumhurbaşkanımız da söylüyor, Cumhurbaşkanımız da haklı. Bütün mesele bunu nasıl başaracağız, bunu kalıcı bir şekilde, başka sorunlar yaratmadan, faizleri nasıl kalıcı bir şekilde aşağı çekeceğiz?"- "Paranın, faizin yüksek olduğu ülkelere

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, faiz oranlarının düşürülmesi yönündeki taleplere ilişkin, "Cumhurbaşkanımız da söylüyor, Cumhurbaşkanımız da haklı. Bütün mesele bunu nasıl başaracağız, bunu kalıcı bir şekilde, başka sorunlar yaratmadan, faizleri nasıl kalıcı bir şekilde aşağı çekeceğiz?" dedi.

Şimşek, Ankara Sanayi Odası (ASO) mart ayı meclis toplantısında, oda üyelerinin sorunlarını ve taleplerini dinledi.

Küresel ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulunan Şimşek, küresel ve bölgesel anlamda zor bir konjonktürden geçildiğini belirtti.

ASO Meclis üyelerin anlattığı, gündeme getirdiği bazı hususların küresel sorunlar olduğuna işaret eden Şimşek, sanayinin karlılık düzeyi meselesinin sadece Türkiye'nin değil Çin'in de şu anda en büyük sorununu teşkil ettiğini söyledi. Talep yetersizliği konusunun da dünya ekonomisinin karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:

"Talebi canlandırmak için neredeyse millete tabiri caizse helikopterle para dağıtmak lazım. Çünkü faiz bazı ülkelerde eksiye çekildi, bazı ülkeler de açıktan para basıyor. Mesela Avro Bölgesi'nde şu anda ayda 80 milyar avro para basılıyor. 'Sıfıra yakın bir faizle alın bu kaynağı yatırın, yatırım yapın hatta tüketin bir şekilde'. Ona rağmen sıkıntılar var. Dolayısıyla aslında gündeme getirilen birçok husus, genel anlamda, Türkiye'ye özgü bir konular var ama genel anlamda ekonomiye ilişkin gündeme getirilen global anlamda yaşadığımız hususlar."

-"Faiz konusunda Cumhurbaşkanımız haklı"

ASO Başkanı Özdebir ile bazı meclis üyelerinin faizlerin yüksek olduğu, inmesi gerektiğini yönündeki eleştirilerini değerlendiren Şimşek, "Çok haklısınız, Cumhurbaşkanımız da bunu söylüyor, Cumhurbaşkanımız da haklı. Bütün mesele bunu nasıl başaracağımız, bunu kalıcı bir şekilde, başka sorunlar yaratmadan, biz faizleri nasıl kalıcı bir şekilde aşağı çekeceğiz?" diye konuştu.

Faz konusunun önemli olduğunu belirten Şimşek, bu doğrultuda talepleri de haklı bulduğunu söyledi. Şimşek, "Çünkü eğer uzun vadeli ucuz finansmana erişirseniz, tabii ki işinizi daha fazla büyütmeniz ve dolayısıyla ölçek büyüterek küresel anlamda rekabet gücüne erişmeniz söz konusu olacak. Son derece makul talepler. Bütün mesele bunu yaparken başka sorunları nasıl yöneteceksiniz" şeklinde konuştu.

Birçok ülkenin aslında eksi faize geçtiğini belirten Şimşek, ona rağmen sorunun devam ettiğini ifade etti.

Bugün bir taraftan 7 trilyon dolar civarında eksi getiriye sahip devlet tahvilinin bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, bir taraftan ise şirketlerin yaklaşık dörtte birinin, üçte birinin tahvillerinin, Amerikan faiz oranlarına göre 10 puan yüksekte işlem gördüğünü kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Bir taraftan paranın, faizin yüksek olduğu ülkelere gitmesi lazım değil mi? Tam aksine gelişmekte olan ülkelerde faizler yükselirken, gelişmekte olan ülkelerden para kaçıyor. Para nereye gidiyor? Gelişmiş ülkelere gidiyor, faiz sıfır veya eksi olan ülkelere gidiyor" ifadelerini kullandı.

Japonya'nın 40 yıllık tahvil getirisinin yüzde 0,4-0,5 civarına düştüğüne değinen Şimşek, "Şimdi bu aslında küresel ekonominin ciddi bir güven bunalımının, ciddi bir önünü görememe sorunuyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor" dedi.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'de şirketlerin ve hanehalkının daha çok tasarruf etmesi gerektiğini belirterek, "Daha çok tasarruf edersek sistem büyüyecek ve böylece mevduat faizleri bu kadar aşırı yükselmeyecek. Mevduat faizleri bu kadar aşırı yüksek olmazsa o zaman da bankalar daha makul düzeyde faizle kredi verecek." dedi.

Şimşek, Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gelişmiş ülkelerde ciddi yapısal sorunların bulunduğunu, gerek hanehalkının gerek kamunun gerekse şirketlerin borcunun yüksek olmasının büyüme üstünde getirdiği sınırlar olduğunu söyledi.

Dünya ekonomisinin tekrar canlanabilmesi, sorunları çözmek için hem Türkiye'de hem de küresel ölçekte reform yapılması gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Reform yapmak da çok zordur, reform yapmak imkansız değildir ama son derece zordur." diye konuştu.

Dünya ticaretinde ciddi daralma olduğunu anlatan Şimşek, hem küresel ticaretin dolar cinsinden düştüğünü hem de küresel gayri safi yurt içi hasılanın gerilediğini ifade etti.. Şimşek, küresel risklere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Küresel ekonomik para politikasında bir ayrışma söz konusu. Bu yılın başında çok belirgindi ve dünya 2016 yılına çok kötü bir havada, atmosferde başladı. Bir taraftan emtia fiyatları düşüyor, bir taraftan Fed faiz artıracak beklentisi güçlü bir şekilde... Bir taraftan diğer bazı bölgelerde faiz indirimi, parasal genişleme bir taraftan küresel büyümeye ilişkin ciddi endişeler, piyasalarda çok büyük oynaklık, volatilite yaşandı. Şimdi son birkaç haftadır hava iyileşti. İyileşmesinin arka planında küresel büyümeye ilişkin endişeler zirveyi buldu, küresel büyümeye ilişkin beklentiler dibe vurdu. Bu anlamda 'Fed artık eskisi kadar faiz artırmayacak, küresel dolar likiditesi bu kadar sıkışmayacak' denildi. Emtia fiyatları biraz toparlandı. Gelişmekte olan ülkelere az da olsa para akışı başladı. Fakat temel sorunlar yerinde duruyor, temel sorunları bir çözüm üretilmedi. Esas olanlara odaklanmamız gerekiyor."

- "Merkez Bankası piyasaya ciddi kaynak veriyor"

ABD dolar endeksinin bütün para birimlerine göre ortalama olarak son 30 yılın zirvesine çıktığını ve risk algısının birçok gösterge itibarıyla yükseldiğini anlatan Şimşek, emtia fiyatlarının hızlı bir çöküşe girdiğini ancak son bir buçuk ay içerisinde bir miktar toparlanma söz konusu olduğunu, bunun gelişmekte olan ülkelere yönelik beklentileri iyileştirdiğini kaydetti.

Merkez bankalarının bilançolarını katladığına işaret eden Şimşek, bu kapsamda ABD Merkez Bankasının bilanço büyüklüğünü 5 kat artırdığını söyledi.

Bugün aslında birkaç yıl öncesine göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) da piyasaya ciddi kaynak verdiğini dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:

"TCMB, şu anda piyasaya 100 milyar lirayı yüzde 8,85 ortalama faizle veriyor. Fakat ona rağmen burada siz yüzde 19 faizden bahsettiniz. Çünkü marjinal mevduatın faizi çok yükseldi. Yani son topladığınız mevduatın faizi yüzde 14'lerde. Yani banka TL cezbetmek için, yüzde 14 civarında faiz veriyor. Ortalama mevduat faizi belki bu kadar yüksek değil ama son toplanan önemli. Son toplandığımız mevduatın maliyeti önemlidir. Bazı arkadaşlar 'bankaların karlılığı yüzde 24' dedi. Geçen sene ortalama öz kaynak karlılığı yüzde 11 civarında. Yani hiç bu kredi işine girmeseler, parayı topladığı gibi Hazinenin iç borçlanma senetlerine yatırsalar, şu anda kısa vadeli faizler yüzde 10'un üzerinde. Dolayısıyla resim görüldüğü gibi değil."

- "Bankalar ile sanayi birbirini tamamlıyor"

Bankalar ile sanayinin birbirini tamamlayan iki önemli bileşen olduğunu vurgulayan Şimşek, finans sektörünü bankaların domine ettiğini söyledi. Şimşek, "Bankaların sağlıklı olması sanayiciye destek olması açısından olmazsa olmazdır. Hem bankacılık sektörü sağlıklı olacak hem sanayiyi destekleyecek." dedi.

Sorunun tasarrufların yetersizliği olduğunu belirten Şimşek, Türkiye'de şirket ve hanehalkı tasarruflarının yetersiz olduğunu dile getirdi. Milli gelire oran olarak kamu tasarruflarında muazzam bir iyileşme sağladıklarına işaret eden Şimşek, kamunun bu anlamda evini düzene koyduğunu, tasarruflarını artırdığını belirtti.

Türkiye'de hanehalkının da şirketlerin de daha çok tasarruf etmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, daha çok tasarruf edilmesi durumunda sistemin büyüyeceğini, böylece mevduat faizlerinin bu kadar aşırı yükselmeyeceğini kaydetti. Şimşek, "Mevduat faizleri bu kadar aşırı yüksek olmazsa o zaman da bankalar daha makul düzeyde faizle kredi verecek." diye konuştu.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'de halka açıklık oranının çok düşük olduğuna dikkati çekerek, "Bugün birçok şirket sermaye piyasasının yollarına hiç aşina değil, o yolları hiç yürümek istemedi. Halbuki borç yerine ortak almak, halka açılmak daha doğru bir stratejidir" diye konuştu.

Şimşek, Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, sermayenin güçlenmesi için daha çok katma değeri yüksek ürün üretilmesi gerektiğine işaret etti.

Şimşek, "Siz eğer sermayenizi artırırsanız, sanki piyasadan borç almışsınız gibi her sene o sermayeye bir faiz uygularız. O faizi siz vergi matrahınızdan düşürebilirsiniz. Sermaye artırın, daha çok kar edin. Devlet, sermaye artırırsanız vergisinden vazgeçiyor. Hep şikayet ediliyordu" dedi.

Kar marjı yüksek, bilgi yoğun, teknoloji yoğun ürün üretilmesinin zor olduğunu belirten Şimşek, halka açılmanın, sermaye bulmanın kolay kısmı olduğunu söyledi. Vatandaşa 100 lira tasarruf etmesi halinde 25 lira devlet desteği imkanı sunduklarını anımsatan Şimşek, faizler düşükken vatandaşa bu kadar cömert Ar-Ge ve tasarruf desteği sunulmasının önemine dikkati çekti.

Şimşek, "Faizler niye yüksek? Bankalar mevduat toplar, sonra o mevduatı kredi olarak verir. Şu anda kredilerin mevduata oranı, mevduat 100 liraysa, krediler 120 liraya çıkmış. Fakat şimdi kimse dışarıdan borç vermiyor. Borç vermeyince faizler yükseliyor" şeklinde konuştu.

- "Çok iyi gidiyoruz, çünkü temellerimiz sağlam"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin tek çıkış yolunun yapısal reformlar olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Her platformda sizin mutlaka çok yüksek sesle gündeme getirmeniz gereken, takip etmeniz gereken husus, bütün platformlarda olmazsa olmazınızın kalıcı, yapısal reformlar olması lazımdır. Reform yapmak zordur. Sıkışmadan, problem yaşamadan, krize girmeden reform yapmak çok zordur ama imkansız değildir. Reformların yol haritası çok güçlü olarak var. Biz 2-3 yıldır, 2013 ortasından beri çok kapsamlı bir reform programı hazırladık. Şimdi uygulamaya koyacağız, koyuyoruz. Biz de sizden istirham ediyoruz, lütfen muhalefet partilerine uğrayın, onlarla bir araya gelin ve onlara deyin ki 'Bu memleketin sorunlarının kalıcı bir şekilde çözümü için şu hükümetin getirdiği reformlara destek verin, yapıcı olun.' Bu hızla bu reformları yapmak kolay değil. 2 yıl seçimle gitti. 2014'te iki, 2015'te iki seçim. Ona rağmen çok iyi gidiyoruz, çünkü temellerimiz sağlam."

Bugün Türkiye'nin bütün olumsuzluklara ve sıkıntılara rağmen çok iyi yol aldığını ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

"Yarın öbür gün açıklanacak, Türkiye muhtemelen yüzde 4 veya biraz üzerinde büyüdü. Gelişmekte olan ülkeler, Latin Amerika'da büyümediler 0,3 küçüldüler. Gelişmekte olan ülkelerin iki katından daha hızlı bir şekilde Türkiye büyümüştür iki seçime rağmen. Bütçesinde geçen sene dengeyi sağlamıştır. Geçen sene Avrupa standartlarındaki bütçe sıfır açıkla kapanmış. En son ne zaman böyle bir şey görülmüş Cumhuriyet tarihinde. Osmanlı'nın da Türkiye'nin de en büyük sorunlarından bir tanesi bütçenin iki ucunun bir araya getirilememesi meselesidir. Türkiye, böyle bir konjonktürde, iki seçimin yapıldığı bir yılda, etrafımızda büyük çatışmaların yaşandığı bir ortamda, gelişmekte olan ülkeler, Çin ve Hindistan hariç, iki katından hızlı büyüyor, 800 binin üzerinde insana, vatandaşa iş buluyor, cari açığını aşağı çekiyor, bir tek enflasyon yukarı doğru. Fena bir yıl olmadı ama yetmez. Çünkü biz iddialı bir ülkeyiz, büyük hedeflerimiz var. Bu büyük hedefleri gerçekleştirmek için yeni nesil reformlara ihtiyacımız var."

- "Muhalefet sudan sebeplerle hayata geçmesini engelledi"

Esnek çalışma düzenlemesinin Meclis'te beklediğini anlatan Şimşek, bunun engellenmesi için muazzam çaba harcandığını söyledi. Basit düzenlemelerin bile hayata geçirilmesinin haftalar aldığını vurgulayan Şimşek, "Muhalefet partilerinin sudan sebeplerle bunların hayata geçmesini engellediğini" dile getirdi.

Kalıcı çözümler olmadan Türkiye'nin yeni bir sıçrama gerçekleştirmesinin mümkün olmadığına işaret eden Şimşek, geçen sene 530 milyar dolardan fazla paranın gelişmekte olan ülkelerden kaçtığını, bu durumun tamamen gelişmekte olan ülkelere yönelik beklentilerin kötüleşmesinden kaynaklandığını bildirdi.

Şimşek, Türkiye'nin son 10-15 yılı fena geçirmediğini belirterek, "Kişi başına milli gelirde Avrupa ile arayı 20 puan kapatmışız. Keşke her 10, 15 yılda 10, 15'er puan kapatabilsek. Seçim yok, siyasi açıdan bunları söylemiyorum. Türkiye bütün sıkıntılarına rağmen iyi bir performans ortaya koymuş... Hedef önümüzdeki 10 yılda bir 20 puan daha kapatmak. Bunu reformlarla başaracağız" diye konuştu.

Türkiye'de 6,7 milyon vatandaşa iş bulduklarını fakat buna rağmen işsizlik oranının yüzde 10'un üzerinde olduğunu anlatan Şimşek, işgücü piyasasına yönelik reformlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Şimşek, "Bunu yapan ülkeler başarılı ülkelerdir. ABD ve İngiltere. Bugün işsizlik oranı yüzde 5-6 civarında. Niye çünkü esnek işgücü piyasalarına sahipler. Kıta Avrupasında niye yüzde 10 civarında, iki kat? Çünkü Kıta Avrupası katı işgücü piyasası düzenlemelerine sahip. Tekerleği niye yeniden keşfedeceğiz?" ifadelerini kullandı.

Kıdem tazminatı düzenlemesine ilişkin de Şimşek, "Bu sorunun çözülmesi gerekmiyor mu? 'Bu soruna el atarsanız, şunu yaparız, bunu yaparız' diye tehditler yapılıyor. Biz daha çok kişi çalışsın, hak ettiği alın terini zamanında alsın, kıdem tazminatını da alsın, diyoruz. İşte bu nedenle Türkiye'nin reforma ihtiyacı var" şeklinde konuştu.

25 sektörel dönüşüm programlarının en önemlilerinden birinin sağlık olduğunu dile getiren Şimşek, gelecek ay IMF toplantısı için gideceği ABD'de, Türkiye'de sağlıktaki dönüşümü anlatması için geçen yıl katıldığı Harvard Üniversitesi Danışma Kurulunun toplantısında da yer alacağını kaydetti.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.