Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu: (4)

Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu: (4)
"(Diyarbakır'daki terör saldırısı) Birileri gelip Diyarbakır'ın içinde terör eylemi yapıyorsa aslında hedef bütün Diyarbakır'dır, Diyarbakır'ın huzurudur"

 Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Diyarbakır'da polislere lokantada çorba içtikleri sırada terör örgütü mensuplarınca düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin, "Birileri gelip Diyarbakır'ın içinde terör eylemi yapıyorsa aslında hedef bütün Diyarbakır'dır, Diyarbakır'ın huzurudur" dedi.

AA Editör Masası'na konuk olan Yılmaz, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, kendisinin de aralarında bulunduğu heyetin Cizre'ye alınmamasını "seyahat özgürlüğünün engellenmesi" olarak nitelendirdiğinin hatırlatılması üzerine Yılmaz, Cizre'de ve bazı bölgelerde terör örgütünün silah ve bombalarıyla sivil halkın içine girerek, farklı bir iddia ortaya koyduğunu söyledi. Yılmaz, dünyada hiçbir devletin böyle bir şeye müsaade etmeyeceğini belirtti.

Son dönemde yapılan eylemlerde, özellikle sivillerin içine girildiğini anlatan Yılmaz, "Amaç bir anlamda sivillerin hayatını zorlaştırmak ve zarar görmelerini sağlamak diye düşünüyorum. Biz hükümet olarak bu konuda çok hassasız, operasyonların bu kadar uzun sürmesinin de en önemli sebeplerinden birisi budur aslında. Yani halkımıza, sivillere zarar gelmesin, bu arada da elinde silah halkın içine giren birtakım unsurlar da oralardan temizlensin, orada yaşayan insanımızın emniyeti, huzuru için temizlensin. Burada yapılmaya çalışılan budur. Orada silahlı birtakım unsurlar olmasa, bombalamalar, yolu kazıp içine mayın döşemeler, bunları yaşar mıyız? Cizre'de yaşadıklarımız. Bunun müsebbibini iyi görmek lazım, terör örgütü gelmiş, halkın arasına girmiş, elinde silah yolu kazıyor, bombalar yerleştiriyor, buna hiçbir şekilde kayıtsız kalınamaz" diye konuştu.

Burada olumsuz olarak gerçekleşen her şeyin sorumlusunun terör örgütü olduğunu vurgulayan Yılmaz, yapılacaksa terör örgütüne karşı çağrı yapılması gerektiğini söyledi. Devletin görevinin, gidip orayı silahlardan, bombalardan temizlemek ve halkın emniyetini sağlamak olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Böyle bir ortamda siyasilerin AK Parti'li de olabilir bu grup, başka bir partiden de olabilir, oraya girmelerine güvenlik güçleri müsaade edemez. O insanların emniyeti için müsaade edemez. Bakanların, milletvekillerinin oraya girdikleri zaman başlarına bir şey geldiğinde bunun hesabını nasıl vereceğiz? Dolayısıyla orada normal olmayan şu anda bir ortam var, güvenlik riskinin çok yüksek olduğu bir ortam, burada da güvenlik güçleri gerekli tedbirleri almak durumunda. Ama şunu çok açık bir şekilde söyleyebilirim, elimizden gelen tüm gayreti, sivillerimizin zarar görmemesi için harcıyoruz, harcamaya da devam edeceğiz. Sivillere olan hadisenin gerçek sorumlusu da terör örgütüdür."

Diyarbakır Silvan'da bombanın askeri araç geçtikten sonra patlatıldığına ve 12 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybettiğine dikkati çeken Yılmaz, "Bunu niye gündeme getirmiyor birtakım çevreler, bu çocuğun hayatını kaybetmesine yol açanları niye lanetlemiyorlar, niçin sivillerin olduğu mahalde böyle bir bombayı yerleştirenlere, bu insanlık dışı hadiseyi nasıl yaparsınız demiyorlar" diye sordu. Yılmaz, maalesef böyle bir farklı tavır gördüklerine işaret ederek, "Bizim çok net olmamız lazım, 'ama, fakat, lakin'  deyip bir tavır koyarsak bu olmaz. Teröre karşı kim yaparsa yapsın, kime karşı yaparsa yapsın, nasıl meşrulaştırmaya çalışırsa çalışsın, net ve ilkesel bir tavır sergilememiz lazım" ifadelerini kullandı.

Terörün, Türkiye'ye uzun yıllardır ağır bedeller ödeten bir hastalık ve bela olduğunu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bu beladan kurtulması gerektiğini bildiren Yılmaz, "Bizim normal siyaset yapmamız, normal yaşam koşulları içinde ülkemizin gelişmesini, daha fazla demokratikleşmesini desteklememiz lazım. Bu sadece hükümetin, belli bir partinin görevi değil, tüm partilerin, siyasi görüşlerin, sivil toplumun, medyanın, akademik dünyanın, bu toplumu oluşturan kim varsa, iş dünyasının herkesin görevi var burada. Topyekun tavır koymamız lazım teröre" değerlendirmesinde bulundu. Terörün sadece Türkiye'nin değil dünyanın da sorunu olduğunu vurgulayan Yılmaz, dünyada da Türkiye'de de toplum olarak buna sağlıklı, doğru ve demokratik bir tepki ortaya konulması gerektiğini, Türkiye'nin bunu başaracağını söyledi.

Uluslararası düzeyde terörle mücadele için daha etkin işbirliği oluşması gerektiğini dile getiren Yılmaz, burada çok samimiyet olduğunu göremediklerini ifade etti. Dünyada herkesin terörü lanetlediğini ancak uluslararası işbirliğinin yeterli düzeyde olmadığına dikkati çeken Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde yapmamız gereken en önemli işlerden biri de aslında daha fazla uluslararası işbirliğiyle terörle etkili mücadele etmek diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

- "Türkiye hiçbir zaman 90'lı yıllara dönmeyecektir"

Terörle mücadelede 1990’lı yıllara dönüş olacağı yönünde endişelerini ifade edenler olduğu anımsatılarak, böyle bir ihtimal olup olmadığı sorusuna Yılmaz, elinde silah olmayan sivillerin terörün kurbanı olduğunu, bunun görülmesi ve tepki ortaya konulması gerektiğini belirtti.

Yılmaz, Diyarbakır'da bir lokantada çorba içen polislere yönelik terör saldırısına ilişkin, "Birileri gelip Diyarbakır'ın içinde terör eylemi yapıyorsa aslında hedef bütün Diyarbakır'dır, Diyarbakır'ın huzurudur. Hiçbir fark gözetmeden bunu söylüyorum. Bir insanımız şu partiye oy vermiş olabilir, bir başka kardeşimiz başka partiye oy vermiş olabilir. Bunlar siyasi rekabettir ama birileri gelip Diyarbakır'ın içinde bu eylemleri yapıyorsa burada hedef bütün Diyarbakır'ın huzurudur" dedi.

Başbakan Yardımcısı Yılmaz, hangi partiye oy vermiş olursa olsun orada oturan insanların hedef alındığını, dolayısıyla bütün Diyarbakır'ın teröre hayır demeyi başarabilmesi gerektiğini söyledi. Trafik polislerine yönelik hain saldırılar yaşandığını anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu trafik polisleri niçin oradalar, bütün Diyarbakır'ın trafik emniyeti için oradalar. Diyarbakırlıların yaşam kalitesini artırmak için oradalar. Aslında saldırdıkları Diyarbakır'ın huzuru, Diyarbakır'ın emniyeti, Diyarbakır'a yönelik hizmetler, bunu diğer iller için de genelleyebilirsiniz. Asıl hedefledikleri, saldırdıkları bu. Oradaki insanın hem yaşam kalitesini aşağıya çekmeye çalışıyorlar, adeta 'burada yaşamayın, gidin' gibi bir mesaj veriyorlar. Orada, doktor gelmesin, nitelikli personel gitmesin, sermaye, turist gitmesin, ticaret olmasın, bütün bunların arayışı içinde olduklarını düşünüyorum. 1990'lı yıllara dönüş hadisesi, Türkiye hiçbir zaman 90'lı yıllara dönmeyecektir. Bunu herkesin net bir şekilde görmesi lazım. Eski Türkiye geride kaldı. Biz artık yeni Türkiye'den bahsediyoruz. 90'lı yıllara dönmemiz için çaba sarf eden terör örgütüdür. Onu yapmaya çalışıyor, özüne bakarsanız. Türkiye bu kadar mesafe aldı, ekonomisini, demokrasisini, uluslararası itibarını farklı bir yere taşıdı. Şimdi terör örgütü ve arkasındaki yapılanmalar Türkiye'yi geriye çevirmeye çalışıyorlar, 90'lı yıllara, daha öncelere geri çevirmeye çalışıyorlar ama Türkiye bu tuzağa düşmeyecek. Biz bir taraftan terörle kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz, diğer taraftan demokratikleşmeye devam edeceğiz. Bunu herkesin böyle bilmesi lazım. İkisini aynı anda yapacağız. Hem kamu düzenini sağlayacağız, hem de gayri meşru, yasa dışı unsurlarla kararlı ve çok yönlü bir şekilde mücadele edeceğiz, diğer taraftan da halkımızı terörden kesin çizgilerle ayırt edip demokratikleşmeye devam edeceğiz."

Demokratikleşmenin muhatabının bütün toplum olduğunu dile getiren Yılmaz, hep birlikte demokratikleşmeye, kalkınmaya ve gelişmeye devam edileceğini, hiçbir şekilde de 1990'lı yıllara geri dönüşün olmayacağını söyledi.

Kendisinin o bölge insanı olduğunu, 1990'lı yılların ne anlam ifade ettiğini çok iyi bildiğini anlatan Yılmaz, birilerinin o havayı oluşturmaya çalıştığını ama o tuzağa Türkiye'nin ve hükümetin düşmeyeceğini bildirdi.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.