Başbakan Yıldırım Medya Temsilcileriyle Buluştu

Başbakan Yıldırım Medya Temsilcileriyle Buluştu
Yıldırım: (4)-"Biz mümkün mertebe yani siyasette gerginliğin değil, kucaklayıcılığın hakim olmasını istiyoruz. Bu şekilde bir yaklaşım içerisindeyiz ama kırmızı çizgilerimiz var, değerlerimiz var. O değerlerimize saldırı olursa ona da boynumuzu bükemeyiz,

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Biz mümkün mertebe yani siyasette gerginliğin değil, kucaklayıcılığın hakim olmasını istiyoruz. Bu şekilde bir yaklaşım içerisindeyiz ama kırmızı çizgilerimiz var, değerlerimiz var. O değerlerimize saldırı olursa ona da boynumuzu bükemeyiz, gereken karşılığı veririz." dedi.

Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde medya temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda soruları yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişikliğine ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun "Bu teklif yüzde 98'le kabul edilse bile tanımıyoruz" sözüne kendisinin "Millet de onu tanımaz. Önemi yok, tanısın tanımasın." karşılığını verdiğini hatırlattı.

"Şu anda CHP, kampanyasını yumuşatmış görünüyor." diyen Yıldırım, bunun daha parti kimliği dışında bir kampanya olduğunu ifade etti.

Yıldırım, CHP'nin bu tavrının nedeninin sorulması üzerine, "Bilemiyorum. Bir taktik veren, bir kampanya aklı var diye düşünüyorum ama bu kötü bir şey değil böyle yapılmış olması. Bence kucaklayıcı olmak yani ayrıştırmadan, sertleştirmeden insanları... İşte kandı, hainliktir gibi hiçbir şekilde vatandaşın hoşuna gitmeyen, vatandaşın hiç hak etmediği söylemler olmaması iyi bir gelişme. Demokraside ve ülkenin birliğinin, beraberliğinin muhafazasında bu söylemin daha doğru bir söylem olduğunu düşünüyorum ama ne kadar sürecek bilmiyorum. Onu da zaman içerisinde göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı'nın referanduma ilişkin açıklamalarıyla ilgili soru üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bunun çok yanlış olduğunu düşündüğümüz için hemen istifasını istedik ama ondan sonra tartışmayı sürdürdüler, benim üzüldüğüm o. Belki Kılıçdaroğlu bir şey söylemedi ama altındaki arkadaşlar sürekli onu tekrar gündemde tutmaya devam ettiler. Burada demokraside kalite problemi var. Bir konu söylendi ve anında gereği yapıldıysa artık onu sürekli tekrarlamanın anlamı yok. Öbür türlü bu hassasiyetimizin takdir edilmediği gibi bir sonuç çıkıyor ve sizin de ona göre tavrınız değişiyor."

- "Anketler havada uçuşuyor"

Son durumu gösteren bir anket çalışması olup olmadığı sorusuna Başbakan Yıldırım, "Anketler havada uçuşuyor. Anketten çok bir şey yok. Herkes anketör olmuş vaziyette. Benim buradaki prensibim çok açık ve net. Bu anketlere itibar ederim ancak kendim yaparsam. Gerçek anket 16 Nisan. 16 Nisan'da hepimiz boyumuzun ölçüsünü alacağız." yanıtını verdi.

Yıldırım, "anlamlı bir evet beklediği" şeklindeki ifadesini hangi anlamda kullandığının sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Şimdi 'anlamlı evet' demek yani millet gönlünden ne geçiyorsa, hangisini anlamlı buluyorsa bizim başımız gözümüz üzerinde yeri vardır. Kimisi için anlamlı oran yüzde 80'dir, kimisi için 55'tir. Artık ne verirse. 'Ne verirsen elinle o gider seninle.' diye bir tabir var. Dolayısıyla vatandaşın verdiğine şükretmekten, teşekkür etmekten başka diyecek bir şeyimiz olmaz. Oran veremem. Şu nedenle veremem. Kimin ne vereceğini bilmiyorum ve vatandaşın iradesine önceden bir oran belirlemek bize yakışmaz. Patron vatandaş, seçmen. Onların iradesini yok sayamayız, onlar yerine karar veremeyiz ama anlamlı bir evet beklemek hakkımız, yani talebimiz. Vatandaş eğer bu talebi uygun görür verirse ne ala, vermezse yine de başımız gözümüz üstünde yeri var."

Bütün kararsızların "evet" yönünde oy vermesi için çalıştıklarını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"Niye AK Parti, MHP diye sınırlıyoruz. CHP de var, başka partiler de var. Kampanya süresince kararsız her vatandaşımızın kararlarını oluşturmaları için yardımcı olacağız. Kendi yaptığımız, teklif ettiğimiz değişikliğin faydalarını anlatacağız. Ondan daha ziyade kendilerini dinleyeceğiz. 'Ne istediniz de verilmedi, neyi yapamadınız da bunu getirdiniz?' şeklinde soruları olacaktır veya başka sorular olacaktır. Bunlara cevap vereceğiz. İkna edersek 'evet' diyecek, edemezsek aksine karar verecek. Yani '15 yıldır neye ihtiyacınız oldu da vatandaş vermedi, niye böyle bir değişikliğe gidiyorsunuz?' sorusunun özü bu. Çok yerde soruluyor.

Doğru, AK Parti'ye 2003'ten beri millet desteğini sürdürüyor, hem de her seçimde artırarak sürdürüyor. Bu da doğru. Ancak bu 15 yılın ilk gününden bu tarafa bir değerlendirme yapmamız lazım. Biz vatandaşlarımıza, milletimize verdiğimiz sözü tuttuk ama o kadar büyük badirelerden geçtik ki. Belki bunun 3-5 tanesi kamuoyu tarafından biliniyor. Çok daha fazlası bilinmiyor. Her şeyi biz vatandaşa yansıtırsak, moral bozarsak bu ülkede nasıl iktidar olacağız? Nasıl ülkeyi yöneteceğiz? Biz ilk günden beri, bakın iktidara geldik, 8 Ocak'ta bir muhtıra yedik. Haberiniz var mı bilmiyorum. 2003 yılı 8 Ocak'ta ilk muhtırayı yedik. O gün Diyarbakır'da uçak düştü, gündem değişti ve o muhtıra güme gitti. Bir açın arşivlere bakın. Oradaki söylenenler 27 Nisan'dan çok daha ileri şeylerdi. Ama o gündem olmadı, uçak düştü. Yani biz şeytan taşlamadan vakit bulduğumuz aralarda da iş yaparak bugünlere geldik. Hani derler ya şeytan taşlamaktan iş yapmaya vakit yok. Hem onu yaptık hem onu yaptık. Ona rağmen iş yaptık."

- "Demokrasi dışı dayatmalarla mücadele ettik"

Yıldırım, 15 yıl boyunca sürekli demokrasi dışı dayatmalarla mücadele ederek bugünlere geldiklerinin altını çizdi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu Türkiye'nin kaderi değil. İrade tek olmalı. Vesayet olacaksa tek vesayetin millet vesayeti olması lazım. Onun dışında hiçbir vesayetin, hiçbir demokrasi dışı unsurun halkın seçtiği iktidara baskı yapmaması lazım. Ona hiza vermemesi lazım. Getirdiğimiz sistemin amacı bu. Bakın 2007'de cumhurbaşkanını niye seçemedik? Bugün meydanlarda bas bas bağıran CHP bunun hesabını versin önce, niye bu ülkede cumhurbaşkanı seçtirmedi? Ne eksikti? Çalışan demokrasiyi çalışmaz hale getirdiler. Orada karar aldık, cumhurbaşkanını halkın seçmesi... Sorun ortaya çıkınca kavga edecek halimiz yok, işi sahibine götürdük. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmayan bir iş oldu. Bunun bayraktarlığını, öncülüğünü de ana muhalefet partisi yaptı. Biz de erken seçim kararı aldık. Daha sonra da referandum yaptık ve dedik ki 'madem bize seçtirmiyorsun, millete soralım.' Millet de 'Biz seçeceğiz.' dedi ve cumhurbaşkanını seçti."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.