“Benim için neler yapıldığı değil, neler yapılabileceği önemli”

“Benim için neler yapıldığı değil, neler yapılabileceği önemli”
AK Parti Milletvekili Aday Adayı Harun Akdere: AK Parti’yi partiden ziyade “kutlu bir yürüyüş” olarak görüyorum.

AK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı Avukat Harun Akdere 1970 yılında Almanya’da doğmuş. İmam Hatip Lisesi’nde öğrenimini tamamlamış ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanarak Konya’ya yerleşmiş. Evli ve iki çocuk babası olan Akdere, çok küçük yaşlarda Avrupa Milli Görüş Teşkilatı ile tanışarak siyasete atılmış. Ömrünün hiçbir evresini siyasetsiz geçirmemiş. Bu aşk öyle bir sarmış ki dört bir yanını, bu uğurda 28 Şubat sürecini cezaevinde geçirmiş. Verdiği haklı mücadele sonrasında beraat ederek siyasete devam etmiş. Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olmasıyla birlikte AK Parti’den milletvekili aday adayı olmaya karar vermiş. O günden beri inandığı yolda en iyi şekilde mücadele eden Akdere’nin, “Kazansam da kazanmasam da AK Parti’nin bir neferi olarak sonsuz bir bağlılıkla hizmet etmeye devam edeceğim” derken gözleri parlıyordu. Kendisiyle yaptığımız samimi söyleşiden en özel incileri sizlerle paylaşıyoruz.

Röp: Emine Şeyma Yıldız

1-055.jpg

Siyasetle nasıl tanıştınız?

Küçük yaşlarda Avrupa Milli Görüş Teşkilatı ile tanıştım. Köln teşkilatında görev alan babamın yanında kendimi geliştirdim. Böylece siyasete aktif bir şekilde girdim.

Üniversite yıllarınızda da siyasetle iç içe oldunuz mu?

Öğrencilik yıllarımda siyasetle aşırı derecede iç içeydim. Hatta öyle bir aşktı ki, öğrencilik yıllarımın büyük çoğunluğunu cezaevinde geçirdim. 28 Şubat sürecini de cezaevinde geçirdim. Yaklaşık üç yıllık bir tutukluluk sürecim oldu beraat ile sonuçlanan.

Milletvekili aday adayı olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?

Ahmet Davutoğlu Hocamızın başbakan adayı olarak gösterilmesiyle birlikte Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğini gördüm. Hocamızın restorasyon süresi dediği dönemde, yemin ederek başladığı konuşmasında kadim medeniyetimizin yeniden ihyası ve inşası için çaba gösterilmesi gerektiğini anlatmıştı. Ben de bu anlamda bahsettiği sürece katkı sağlayabileceğimi düşündüm ve Temmuz 2014’de AK Parti’den aday adayı olmaya karar verdim.

2-051.jpg

Neden AK Parti?

Başka bir partiden siyaset yapabileceğimi düşünmüyorum. AK Parti’yi partiden ziyade “kutlu bir yürüyüş” olarak görüyorum. Bu anlamda ümmetin umut bağladığı bir hareketin içinde bulunmayın kutsal bir görev olarak gördüm.

Türkiye’de 6 binin üzerinde, Konya’da ise 206 milletvekili aday adayı çıkaran bir AK Parti var. Böyle bir rekabet ortamı içerisinde kendinizi nerede görüyorsunuz?

Öncelikle şunu belirteyim, ben ilginç bir aday adayıyım. Çünkü benim ortağım da AK Parti Milletvekili Aday Adayı… Her şeyden önce bunu bir yarış olarak görmüyorum. İnşallah 25. Meclis bu ülkede büyük bir dönüşüme imza atacak, çözüm sürecini tamamlayacak, anayasal değişikliği yapacak, başkanlık sistemine geçecek. Bu anlamda seçilip seçilemeyeceğimi düşünmeden “ben de varım” diyerek ortaya çıkmak bir zorunluluktu. Bu sorumluluğun bilinciyle aday adayı olarak müracaat ettim.

AK Parti’nin Konya’dan çıkardığı milletvekili sayısı sizce yeterli mi? Yetersiz mi?

200-300 arası bir beklenti vardı. Konyalı bir Başbakanımızın olması vesilesiyle yüksek bir rakam da tahmin ediliyordu. Önceki yıllara göre artış oldu. Tüm Türkiye’de artış olduğu için şaşırtan bir durum değil. Bana göre daha fazla aday adayı çıkabilirdi.

3-037.jpg

Mecliste 400’ü hedefleyen AK Parti bu sayıyı bularak İç Güvenlik Yasası’nı getirmeyi hedefliyor. Sizce başarabilecek mi?

Anayasa değişikliği için zaten 367 sayısı yeterli… AK Parti 400’ü zorlayabilecek bir kapasiteye sahip. Türkiye’deki tek ciddi hareket AK Parti sonuçta, neden başaramasın?

Her milletvekili aday adayının “seçilirsem bunu yapacağım, şunu yapmayacağım” gibi vaatleri vardır. Ama siz vaatlerden ziyade seçim sürecini bir dava olarak görüyorsunuz. Nedir sizin davanız?

Beni neler yapıldığı değil, neler yapılması gerektiği ilgilendirir. Bir vekil adayı yerel için proje üreten değil, yerel için üretilmiş projelerin takipçisi görevinde olmalıdır. Benim davam yeni anayasa ve başkanlık sistemi… Anayasa değişikliği ile hürriyet ve otorite dengesinin sağlanacağı, her vatandaşın kendini rahatça ifade edebileceği ve güvende hissedeceği toplumsal bir hayat öngörülmektedir. Bu öngörü kapsamında davamı en iyi şekilde sürdüreceğime inanıyorum. Başkanlık sistemiyle yasama, yürütme ve yargı organları arasında ahengin sağlanabileceği, daha etkin karar alma ve uygulama yeteneğine sahip bir yapının oluşacağını düşünüyorum.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.