Beyaz yakadan bal arısına: Eski finans uzmanı arıcılık yapıyor

Beyaz yakadan bal arısına: Eski finans uzmanı arıcılık yapıyor
Mersin'de uzun yıllar bir bankada yönetici olarak çalıştıktan sonra hobi olarak başladığı arıcılığı meslek haline getiren Barbaros Yeşilgün, "Bu kararı vermemde en büyük faktör öncelikle çocuklarıma doğal bal üretmekti" dedi.

Mersin'de uzun zamanlardan beri bir bankada yönetici olarak çalıştıktan sonra hobi olarak başladığı arıcılığı meslek haline getiren Barbaros Yeşilgün, "Bu kararı vermemde en büyük nokta öncelikle çocuklarıma doğal bal üretmekti" dedi.

Mersinli 36 yaşındaki Barbaros Yeşilgün, uzun yıllar finans sektöründe çalıştı. Bu zamanda evlenen iki çocuk sahibi Yeşilgün, bir yandan bankada yönetici olarak çalışırken, diğer yandan da doğal yaşam arayışı içerisine girdi. Bu esnada hafta sonları hobi olarak arıcılık gerçekleştiren Yeşilgün, bir süre daha devam ettiği "beyaz yakalı" olarak isimlendirilen işinden ayrılarak arıcılık yapmaya başladı.

iha-20240422aw187374-4-t-001.jpg

"BU KADARINI HAYAL ETMEMİŞTİM ŞUAN 250 KOVANA KADAR KOVANLARIMIZI YÜKSELTTİK"

Mezitli ilçesine bağlı Kuyuluk mevkiinde arıcılık yapan Yeşilgün, şu anda 250 kovanla Toros Dağları'nda bal üretimi yaptığını söyledi. Yaklaşık 9 yıldır arıcılık yaptığını belirten Yeşilgün, Mersin'de arıcılık yapan birçok işletme olduğunu ifade etti. Bunların büyük bir bölümünün gezgin arıcı olduğunu dile getiren Yeşilgün, "Biz de bu gezgin arıcılardan biriyiz. Bu kararı vermemde en büyük faktör öncelikle çocuklarıma doğal bal üretmekti. 3-5 kovanla başladığım bu serüveni kademeli olarak 40-50 kovan derken 250 kovana kadar yükselttik" diye konuştu.

iha-20240422aw187374-7-t.jpg

''GELİRİMİZ GAYET İYİ İŞLETMEMİZİ BÜYÜTTÜK''

Yeşilgün, bankada yönetici pozisyonunda çalıştığı zamanlarda ciddi bir maaş aldığını belirtti. Aldığı ayrılık kararının sonra maaş anlamında ilk etapta panik yaşadığını anlatan Yeşilgün, "Çünkü arıcılık sektöründe bir sene boyunca mücadele edip bir kere hasat alabiliyorsunuz. Senede bir defa gelir elde ediyorsunuz. Bu sağladığınız gelirle de bir sene boyunca geçinmeniz gerekiyor. Aylık bir gelir elde eden biri olarak bu şekilde bir gelir türüne geçince ilk önce bir panik yaşadık ama ardından arılarımız bizi hiçbir şekilde eli boş göndermediği için dağlardan elde ettiğimiz gelirle ciddi manada işletmemizi de büyüttük, gelirimiz de bizlere yeter oldu" dedi.

Arıcılığın bazı yıllar verimli, bazı yıllar ise daha az verimli bir sektör olduğunu vurgulayan Yeşilgün, bu sebeple "ak akçe kara gün içindir" düşüncesiyle yaşamak gerektiğine işaret ederek, "Mesela iki sene önce çok yüksek bal tonajı oldu, iyi bir gelir elde ettik. Ama bir önceki yıl çok az tonaj oldu ve kemer sıkmak zorunda kaldık. Fakat totalde baktığımız zaman bankacılık hayatında elde ettiğim gelirden daha yüksek bir gelir elde ettiğimi açıkça ifade edebilirim" diye konuştu.

iha-20240422aw187374-5-t.jpg

''EN BÜYÜK MUTLULUK DOĞAL YAŞAM ARAYIŞI''

Arıcılığa başladıktan sonra hayatında yaşanan değişimden de bahseden Yeşilgün, şöyle devam etti:

"Önce şehrin kalabalık trafiğinden, gürültüsünden, egzoz gazlarından, kirliliğinden uzak kalmak olağanüstü bir duygu. Her sabah barakamın önünde çiçeklerin arasında, arılarımın sesleriyle uyanıyorum. En önemlisi sağlıklı bir hayat sürüyorum, temiz havadayım. Sürekli yaylalarda temiz, doğal sular içiyoruz, doğal besleniyoruz. Ve en büyük karımız aslında bizim mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamamız. Yani maddiyat bizim işte ikinci planda. Yapmış olduğumuz bu işte en büyük avantajımız doğal hayatta yaşamamızdır."

"KENDİMİ AKVARYUMUN İÇERİSİNDE YAŞIYOR GİBİ HİSSEDİYORUM"

Uzun yıllar bankacılık yapmış biri olarak kendisini "akvaryumun içerisinde yaşıyormuş" gibi nitelendiren Yeşilgün, "Her sabah bankaya gelip bir camekanın içerisinde müşterilerimi ağırlıyordum" dedi.

Kendisi gibi doğal yaşamı seçmek isteyenlere tavsiyelerde bulunan Yeşilgün, şunları kaydetti: "Herkese tavsiye ederim. Böyle beyaz yakalı olup da "ben bir şeyler yapmak istiyorum, artık kendi işimi yapacağım, doğal hayata geçeceğim" diyen arkadaşlar kesinlikle korkmasınlar. Ama şu da var; öncesinde benim bankacılık hayatımda yaptığım gibi bu işi iyi bilen bazı üreticilerin yanında hafta sonları kendilerini geliştirsinler. Hangi sektörde, hangi meslek dalında olursa olsun, hafta sonlarında bu tarz aktivitelerde bulunarak, kişisel kabiliyetlerini geliştirsinler. Bu kabiliyetlerini geliştirdikten sonra kendi işletmelerini kuracak güveni zaten yakalayacaklardır. Bu kararın akabinde de işlerine dört elle sarılsınlar ve görecekler ki çok mutlu ve çok iyi kazançlar elde edecekler. Kesinlikle korkmamalarını tavsiye ediyorum."

Kaynak:İhlas Haber Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.