Birleşmiş Milletlerin 1992 yılından buyana her yıl aralık ayı içinde toplanan İklim Değişikliği Zirvesi”, bu sene BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un “ Acil Zirve” çağrısıyla 23 Eylül 2014 salı günü ABD’nin New York kentinde 69.Genel Kurul kapsamında 120′den fazla devlet ve hükümet başkanının katılımıyla gerçekleştirildi.

“BM İklim Değişikliği Zirvesinde” Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Çevre ve Şehircilik Bakanı, Dış İşleri Bakanı ve uzmanlardan oluşan bir heyetle en üst düzeyde temsil edildi.

Birleşmiş Milletler nezdinde evrensel yeni bir iklim anlaşmasının müzakerelerinin yapıldığı görüşmelerde; Gelecek yıl Paris’te gerçekleştirilecek olan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Konferansı’nda sonuçlandırılması öngörülen yeni iklim anlaşmasının müzakerelerine ivme kazandırmak için ülkelerin beyanları ele alındı.

Zirvede yapılan beyanlarda, ülkelerin vizyonlarının anlatılması, 2020 sonrası iklim rejimine yönelik taahhütlerin ortaya konması, ulusal ölçekte planların açıklanması ve Yeşil İklim Fonu ve bu bağlamda “İklim Faaliyetleri için Ekonomik Durum ve Dünyanın Geleceği" konularında görüşler en üst düzeyde ortaya kondu.

Türkiye adına Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın zirve üyelerine hitaben yaptığı konuşmada  “Türkiye’nin 1990-2012 döneminde, iklim değişikliği ile mücadelede hayata geçirdiğimiz politikalar sayesinde, salım miktarından yüzde 21 oranında düşüş sağlandığını; 2011-2023 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planı doğrultusunda yenilenebilir enerjinin toplam enerji üretimindeki payını yüzde 30’a yükseltmeyi ve ekonomideki enerji yoğunluğunu yüzde 20 azaltmayı hedeflediklerini; yine bu dönemde enerji verimliliğini artırmayı ve orman alanlarımızı 1,3 milyon hektar genişletmeyi öngördüklerini belirterek, gelişmekte olan bir ülke olarak yeni sistem kapsamında alacağımız finansman ve teknoloji destekleri, Türkiye’yi iklim değişikliği ile mücadelede daha güçlü kılacaktır.”dedi.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin, tüm tarafları kapsayacak, adil ve her ülkenin sosyo-ekonomik göstergelerine, gelişmişlik düzeylerine,  imkan ve kabiliyetlerine, tarihi sorumluluklarına göre kendi belirleyeceği sera gazı azaltma hedeflerine dayalı esnek bir sistemin oluşturulması yönünde bir tutum benimsediğini. Yükselen bir ekonomi olan Türkiye’nin de yer alacağı ve tüm ülkeleri kapsayacak yeni bir İklim Anlaşması ile “Esnek, dinamik, güçlü, kapsamlı ve adil” yeni bir döneme ihtiyaç olduğunu vurguladı ve  “Türkiye Elini Taşın Altına Koymaya Hazır” mesajını tüm dünyaya verdi.

 Norveç Göçmen Konseyi tarafından zirveye sunulan raporda ise; 2013 yılında İklim Değişikliğinin yol açtığı doğal afetler yüzünden dünyada 22 milyon kişinin göç ettiğini (bu rakam savaşlar nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda olanların 10 katı) ;küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin dünyanın her bölgesinde farklı şekillerde hissedildiğini ve gerekli önlemler alınmaz ise iklim mültecisi sayısının daha da artabileceği belirtildi

Uluslararası alanda yoksullukla ilgili çalışmalarıyla ünlü İngiliz Oxfam şirketinin raporuna göre son 5 yılda iklim değişikliğinden 650 milyon kişi etkilenmiş ve yaraların sarılmasının ekonomik maliyeti ise yarım trilyon doların üzerinde.

 Son yıllarda meteorolojik olaylardan kaynaklanan doğal afetlerin hem sayısında hem de sıklığında ciddi artışlar meydana geldi. Sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetler gelişmiş, gelişmemiş demeden bütün ülkeleri etkilemektedir. Konya kapalı havzasında da iklim değişikliğinin çevresel etkileri her yıl artarak hissedilmektedir.

Bu bakımdan iklim değişikliği ile mücadelede yeni bir rejime ihtiyaç var. Bu rejim ise ülkelerin mevcut sistemlerini gözden geçirmeleri ve iklimi etkileyen faaliyetlerde ciddi ve radikal değişikliğe gitmelerini zorunlu kılıyor.

Bu bağlamda 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında girmeyi hedefleyen Türkiye’nin son 20 yılda karbon emisyonu artış hızındaki gelişmeler  göz önüne alınırsa Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkemiz adına verdiği sözler gerçekten çok önemlidir.

Bu konuda ülkemizin “İDEP/ İklim Değişikliği Eylem Planı”nın gerçekleşmesinde sadece devletin ilgi kurum ve kuruluşlarının yanı sıra özellikle sanayici ve iş adamlarımız, sivil toplum örgütleri ve sorumlu bireyler olarak herken taşın altına elini koyması gerekiyor.

Mübarek kurban bayramınızı tebrik ederim. Kalın sağlıcakla.

ÇEVRE SÖZÜ; Geleceğin Anahtarı, İklim Değişikliğine Uyumda Saklı.