Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Biyoyakıtlar Konya İçin Ne İfade Ediyor

Biyoyakıtlar Konya İçin Ne İfade Ediyor

Geçen ki yazımda ülkemizde yerel enerji arzında darlığı anlatmış, buna cevap verebilmek için de tarım sektörümüzün ve alt yapısının güçlü olduğundan bahsetmiş, bunun için de biyoyakıtları  genel hatlarıyla ele almıştım.

Çevremden bunu okuyan bazı dostlarımızın “iyi ama, Konya için bunun ne önemi var” diye bazı talepleri oldu, buna karşı da bir cevap vermek gerekirdi.

Konya Türkiye tarımında bazı temel ürünlerde (şeker pancarı, buğday, arpa,yağlı tohumlu bitkiler, mısır, yonca yanında hayvansal üretimde) hatırı sayılır bir yere sahiptir. Yaklaşık 4 milyon hektar alanın 2 milyon hektarında tarla tarımı yapılabilmekte, buna rağmen her yıl 600-700 bin hektar alan çeşitli sebeplerle üretim dışı kalmaktadır. Bu oldukça büyük bir değerdir.

Öte yandan ülkemizde kaba yem ve yağ bitkileri üretiminde açığımız vardır. Kuraklık yılları dışında kaba yem ithalatımız yoktur ama, yemeklik için ham yağ ithalatımız, bunun yanında da enerji ithalatımız vardır. İşte yukarıda açığımızın bir kısmına cevap verebilmemiz için bizim tezimiz devreye girmektedir.

Tezimiz, nadasa bırakılan 700 bin hektar tarım alanında hem yağ, hem kaba yem ve hem de tarıma dayalı enerji üretimi yapmanın mümkün olduğu üzerinedir.

Buna göre bir ufuk turu yapacak olursak;

1. En kötü şartlarda bile yetişme imkanı bulan  aspir bitkisini bu büyüklükte bir alanda yetiştirecek olursak, her yıl 250 bin ton bitkisel ham yağ, 500 bin ton yem elde edebiliriz. Bunun parasal değeri 1 milyar TL üzerindedir. İstihdam değeri ise çarpan etkisiyle on binlerce aile üzerinde olabilir

2. Fiğ yetiştirecek olursak 800 bin ton kaba yem elde edebiliriz ki bunun da değeri 400 milyon TL kadardır. Bunları % 50 şer oranında ekersek her yıl yaklaşık 700 milyon TL bir değere ulaşmış oluruz. Bunun diğer ürünlere hiçbir menfi etkisi yoktur. 

Böylece yapacağımız uç üretim planlaması ile hem yemeklik yağ, hem enerji ve hem de kaba yem ihtiyacımızın bir kısmını karşılama imkanına sahip olabiliriz. Buradan elde edeceğimiz bitkisel yağın bir bölümünü ise biyodizel için; diğer bitkisel, hayvansal (kanatlı ve büyükbaş atıklar) ve evsel organik atıkların bir kısmını da biyogaz üretiminde kullanabiliriz.    

Burada en çok sorulan “temel gıda ihtiyacımız olan bitkisel yağı nasıl olur da biyodizel için kullanabiliriz” şeklinde ki soruya cevabımız, “hem yağ ve hem de enerji ithal eden bir ülkede, hem gıdaya ve hem de biyodizele cevap verebilen ve hem de en kötü şartlarda yetişebilen bir bitkiyi üretelim de nereye işlenirse işlensin” şeklinde olacaktır.

Konyalı yatırımcılar için de bu tezimiz ve bunun karşılığı geçerlidir. Beklentimiz her ne değerde olursa olsun 700 bin hektar arazi varlığının milli ekonomiye, istihdama ve bölgemize kazandırılmasının yolunu aramak olmalıdır. Elde edilecek girdi ve çıktının karşılığı olan üretici müşterisi ile dağıtımla ilgili yasal alt yapısı, kuruluş için teknolojisi ve uzmanları da vardır ülkemizde, çok şükür. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR