Bosna'dan Konya'ya uzanan yol: Aziz Bekir

Bosna'dan Konya'ya uzanan yol: Aziz Bekir
SPORLİFE ekibi olarak Bekir ailesinin konuğu olduk.

Coach Aziz Bekir, eşi Aida Hanım ve birbirinden tatlı dört yumurcak (Emine Zeynep, Esma,  Fatima ve Mesut) bize son derece sıcak bir karşılama yaptılar. Bu neşeli aileyle spor ve yaşam üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

Asıl adı Adis Beciragic olan 1969 Saraybosna doğumlu Aziz Bekir, savaş sonrası Türkiye’ye yerleşme kararı aldığını ifade ediyor. Basketbol kariyeri boyunca Türkiye’de PTT (Türk Telekom) ve Ülkerspor formaları giyen Bekir, antrenörlük kariyerinde ise milli takım yardımcı antrenörlüğünün yanı sıra çok sayıda kulüp çalıştırmış olan Aziz Bekir, TBL’deki temsilcimiz Torku Konyaspor’un başarısı için ter döküyor. Aziz Bekir’i daha yakından tanımak ve tanıtmak için sizleri röportajımızla başbaşa bırakıyoruz.

 

Basketbol hayatınız nasıl başladı?

Esasında ben asılında futbol oynayacaktım. Rahmetli babama futbol oynamak istediğimi söyledim. Beni antrenmanlara gönderdi. Antrenmanlardan çıktıktan sonrada direkt bizi büyük sahaya çıkarttılar ben çok küçüktüm 8-9 yaşlarında. Bir baktım karşı tarafta kale ve biz diğer karşı taraftayız. Koş koş bitmiyor, rakip kaleye bir gol atacaksın yarım saat sürüyor. İyi de futbol oynardım. Sonra eve gelince babama futbol oynamak istemediğimi artık basketbola yönelmek istediğimi söyledim. Yugoslavya’nın en meşhur kulübü olan Bosna takımının alt yapısına seçildim. A takıma kadar geldim. Kaptanlık yaptım. 16 yaşındayken A takımla 1. Ligi’nde oynamaya başladım. Sonra kariyeriniz yükseliyor iniyor derken zaten savaş başladı.

Antrenör olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben İsrail’den döndükten sonra 30 yaşındaydım ve Ülker’deydim. O zaman da 3 tane yabancı oynayabiliyordu. Ben 4. yabancıydım ve sadece Euroleague’de oynayacaktım ve bunu kabul ettim. Bir şartla ama. Seneye yardımcı antrenörlük yapmak istediğimi söyledim. Çünkü ben bilgilerimi paylaşmak istediğimi hissettim. Çok öğretebildiğimi gördüm ve öğretmek olmak hoşuma gidiyor.

img_7832.jpg

Sizce basketbolcu Aziz Bekir mi, yoksa koç Aziz Bekir mi?

Şöyle söyleyeyim şimdiki aklım olsa 45 yaşıma kadar basketbol oynardım. Antrenörlük zor çok zor hem de.

Biraz da özel hayata geçelim. Eşinizle tanışma hikâyenizi bize anlatır mısınız?

Eşimle Saraybosna’da tanıştık. Benim kız kardeşim aracı oldu açıkçası. Bir arkadaş, toplum içerisinde birbirimizi gördük beğendik falan kısa sürdü dersek doğru olur. İkimizin de ikinci evliliği bu. Ben o zamanlar Galatasaray’da antrenörlük yapıyordum. Eşim de İstanbul’a geldi konuştuk ve 1 ay içerisinde evlendik.

Yoğun bir çalışma hayatınızın olduğunu görüyoruz. Bu durum ailenize ne gibi etkileri oluyor? Eşinize, çocuklarınıza vakit ayırabiliyor musunuz?

İstanbul’da çok güzel bir yerde yaşıyorduk. Evimiz Sultan Ahmet Camisi’nin hemen yanında. Fakat İstanbul çok yıpratıcı bir şehir. Orada insan ailesine vakit ayıramıyor. Özellikle bizim 3. çocuk olduktan sonra Anadolu’da bir yere yerleşeceğimize karar verdik. Sonra eşime dedim ki bu Konya çok güzel bir yer. Biz buraya yerleşebiliriz dedim o da çok sevindi. Konya’da insanın daha rahat yaşadığını gördük. Elimden geldiğince eşime evde yardımcı olmaya çalışıyorum.

Çocuklarınızla nasıl vakit geçirirsiniz?

Akşam idmanları 7 gibi bitiyor. 8 civarında evde oluyorum. O saatte bizim çocuklar uyumaya hazır, pijamayı giyiniyorlar. Bizde onların odasında annesiyle yapboz yapıyoruz. Benimle de spor hareketlerini çok iyi yapıyorlar. Zıplıyoruz, atlıyoruz, koşuyoruz. Emine Zeynep’le ders çalışıyoruz.

Konya’da gitmekten hoşlandığınız yerler var mı?

Evet. Dışarıya çıkmaya çalışıyoruz. Buradaki sitemizde parklar çok güzel. Çocuklarla birlikte parka gidiyoruz. Ayrıca ailece kahvaltıya gitmeyi seviyoruz. Kısıtlı zamanlarımızda ise alışveriş merkezlerine gitmekteyiz.

Çocuklarınızın sporla ilgilenmesini, sporcu olmasını ister misiniz?

Tabiki isterim. Hayatımızın bir parçası olması gerekiyor. Profesyonel olacaklar mı bilemiyorum. Kızlarımın daha doğrusu büyük kızımın büyük bir yeteneğinin olduğunu düşünmüyorum. Yüzmeyi çok sever. Yüzücü olabilir. Jimnastik olabilir çünkü çok korkusuzca hareket edebilen biridir. Oğlanın da fiziği çok basketbola yakın olacağını görüyorum. Ama daha zamanı var küçükler. Üst seviyede sporcu olmalarını isterim.

img_7839.jpg

İlk çocuğunuz doğduğunda, kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?

2009 yılında milli takım yardımcı antrenörüydüm. Ankara’da bir turnuvaya katılmıştık. Gece yarısı eşim beni aradı. Ben hastaneye gidiyorum başlıyor doğum diye. Sabah uçağı ile yanlarına gittim. En başta büyük bir mutluluk. İkincisi insan çocuğa sahip olduğunda çok farklı bir duygu hissetmeye başlıyor. İnanılmaz bir şey. Şoktaydım ben.

Evdeki Aziz Bekir’i anlatır mısınız bize? Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Uyuyorum. Eskiden çok kitap okurdum. Son birkaç senedir yaptığımız işin de verdiği psikolojik baskı ve yorgunluk nedeniyle ağırlıklı olarak dinlenmeye çalışıyoruz. En sevdiğim ortam ev ortamıdır.

Gündemi takip ediyor musunuz?

Evet, takip ediyorum. Türkiye’nin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Yugoslavya gibi Türkiye’yi de parçalamak istiyorlar. Bu çok net görünüyor zaten. Saraybosna’daki savaşta gördüm ki savaş çıkarmak isteyen güçler istediklerinde çıkartıyorlar. Türkiye’nin tek şansı var o da birlik ve beraberlik. Bu şekilde güçlü olmak. Türkiye’deki bütün siyasi partilerin özellikle Türkiye’yi seviyoruz diyenlerin beraberliği sağlamaları gerekiyor.

img_7842.jpg

Sosyal Medya’yı takip ediyor musunuz?

Sıfır. Hiç takip etmiyorum çünkü birisi hakkımda güzel yazarsa hoşuma gider, birisi kötü yazarsa hoşuma gitmez. Bunlardan kendimi korumak için takip etmiyorum. Basketbolda bir sıkıntım olsa sevdiğim, güvendiğim antrenörlerim var. Ercüment Sunter, Murat Özyer, Bogdan Tanjevic, Oktay Mahmuti, Ertuğrul Erdoğan gerekirse Çetin Yılmaz. Onlar benim abilerim. Onlar basketbol içerisinde antrenörlük açısından benim görmediklerimi çoktan gördüler. Utanmadan ararım sorarım ne düşünüyorlar diye. Onlar bir şey yazarsa okurum. 35 senedir basketbolun içindeyim ve 25 yaşındaki biri gelip beni yerden yere vuracak ben ona sadece gülerim. Ama Ercüment Sunter yerden yere vursa utanırım ve düşünürüm.

Müzikle aranız nasıl?

Türk musikisi dinlerim yani ilahi ve tasavvuf müziği derler onu dinlerim. Başka bir şey dinlemem. Eskiden rock dinlerdik ama yaşlananınca bakıyorsun ki tüm bunlar boş.

Yemek yapmayı biliyor musunuz? En sevdiğiniz yemek?

Yok bilmiyorum. Tek yaptığım şeyler makarna ve yumurta. Ama eşimin yemekleri çok güzel. Evlendiğimde 98 kiloydum şimdi 112 kilo. Sanırım bu her şeyi açıklıyor. Allah razı olsun beni de mutfağa sokmuyor. En sevdiğim yemek biber dolması. Makarna ve börek çeşitlerini de çok severim.

img_7846.jpg

Sizce bu sezon TBL’de kim şampiyon olur?

Galatasaray şu an favori olarak görüyorum. Onun arkasından Fenerbahçe Ülker, Anadolu Efes geliyor. Bu 3 takımı favori olarak görüyorum.

Hem Avrupa’da Hem de Türkiye’de en beğendiğiniz koç?

Türkiye’de benim tarzıma yakın olduğu için Oktay Mahmuti’yi beğeniyorum. Avrupa’da ise David Blatt diyebilirim.

En beğendiğiniz oyuncular kimler?

Türkiye’de Kerem Gönlüm, Sinan Güler diyebilirim. Avrupa’da da Juan Carlos Navarro beğendiğim bir oyuncu.

Küçüklüğünüzde bir idolünüz var mıydı?

Büyüdüğüm bir takımda Kepez’de antrenörlük yapan Sabit Hadzic vardı. Ben çocukken o oyun kurucuydu. Onun gibi oynamayı isterdim.

Takımın durumundan memnun musunuz?

Evet, çok iyi bir kadro kurduk ve sezonu iyi yerlerde bitireceğimize inanıyorum. Sezona iyi başladık ve iyi gittiğimizi de düşünüyorum. Benim derdim takımı maksimuma çıkartmak. Oyuncularım ellerinden geleni yapıyor. Bu yüzden çok memnunum. Her oyuncumdan çok memnunum.

Özellikle Sean Williams’ı sizden dinlemek isteriz. Nasıl bir oyuncudur?

Çok iyi yürekli, ilginç bir karaktere sahip bir insandır. Bir kere çok yetenekli. Bu sene takımı kurarken Sean ve Troy’un üzerinden kurduk. Bel kemiğimiz. Sezon başında kaptanlık verdik ki sorumluluğu artsın diye. Saha içinde iyi fakat özel hayatını düzene sokarsa daha iyi yerlerde olabilir. Saha dışında düzelirse büyük oyuncu olabilir. Bizde bu yüzden onu zorluyoruz.

Bir hayat felsefeniz var mıdır?

Hiç olmak. İsteğimiz bu. Her şey geçicidir bunun bilincinde olmalıyız. Aslında hepimiz koskocaman bir hiçiz.

Türkiye adına sporda ve normal hayatta birlik ve beraberliğin olmasını umut ediyorum. İnşallah da öyle olur. Taraftarlarımızı sezon boyunca maçlarımıza bekliyoruz. İyi maçlar izlettirip ligde sürprizler yapacağız. (SEDA ERCİŞ)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.