Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

“Bu adam casus, hemen vuralım”

“Bu adam casus, hemen vuralım”

TARİHE YOLCULUK (92)

 

KEMAL ESVAB ANLATIYOR: “Delibaş Mehmed’in arkadaşları,  Şükrü Doruk için “Bu adam casus. Bunu hemen vuralım” diyorlar. Birisi, kurtarıyor. Delibaş Mehmed, Doruk’u esir alıyor.  Mehmed Efendi’nin anası üç gün samanlıkta saklıyor. Doruk’u tevkif edilmekten son anda Fahreddin Paşa kurtarıyor.”

 

Konya’nın tanınmış ailelerinden Dorukzâde Mehmed Efendi’nin oğlu Şükrü Doruk’un hayatını ve hatıralarını, yeğeninin oğlu 87 yaşındaki Kemal Esvab’dan dinlemiştik. Bu sohbette Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve Hasan Özücan da vardı.

Şükrü Doruk’un, Fahrettin Altay’la 1920’deki Konya isyanında tanıştıklarını bize anlatan Kemal Esvab Bey, “Rahmetli Atatürk, Fahrettin Paşa’yı gönderiyor. İki şık var. Ankara’yı mı tasvip edeceksiniz, İstanbul’u mu? O zaman memleketin eşrafları Taçbaşlı Ali Amca, Babalık matbaası Mazhar Amca daha birçokları var. En gençleri de rahmetli Doruk dedemiz. Gitmiş Fahrettin Paşa’yı arabayla almış gelmiş. Fahrettin Paşa şunu söylüyor: İstanbul’u mu destekliyorsunuz? Ankara’yı mı? Fakat, şöyle bir durum var. Allah rahmet eylesin Celaleddin İmer bizim tarih hocamızdı. Kubilay’ın babası. Biz onunla sınıf arkadaşıyız. Kubilay’a da söylemiştim.

Konya isyanı hakkında çok önemli bir kitap hazırladılar. Fakat basamadılar. Celaleddin İmer Konya İsyanı’nın iç yüzünü bilen bir insandı.

kemal-esvab.jpg

Allah rahmet eylesin Zeynel Abidin Efendi’ye önemli bir para gelmiş. İstanbul’u destekliyorlar. Bunun üzerine fikirleri soruluyor. Hepsi İstanbul diyor. Rahmetliye (Şükrü Doruk’a) sıra geliyor. Benim memlekette kereste alıp satmaktan başka bir şeye (siyasete) aklım ermez. Ben bilemem, demiş.

Fahreddin Paşa, peki anlaşıldı diyor. Paşa, bana müsaade diyor.

Toplantıdakiler, Paşam sizi bırakalım diyorlar.

-Beni kim getirdiyse, o götürür diyor. Beraber gidiyorlar.

Daha sonra Delibaşı Mehmed Efendi, Alibeyhöyüğü köyünde dedemleri arkadaşı aslında. O köyde cami yapılmış, caminin kerestesini vermişler. Bir gün oturuyorlar. Yarın gitsem de Mehmet Efendi’yi hem ziyaret etsem hem de kereste parasını alsam gelsem, diyor. Ertesi günü arabaya (at araması) atlıyor ve gidiyor. Yolda kalabalıkla karşılaşmış.

Aslında o kalabalık cepheye, Kurtuluş Savaşı’na gidecek. Fakat gelen para burdakileri tırs çeviriyor. Gelen paradan o zavallıları da haberleri yok.

O kalabalıklardan biri Şükrü Doruk’u görünce diyor ki, “Bu adam casus. Bunu vuralım” diyor. Tüfeği çekiyor tam vuracağı zaman uzun boylu bir adam, geliyor “Ulen ben onu tanıyorum. O adam casus olmaz” diyor ve tüfeği kaldırıyor.  Tüfek patlıyor. Kaldırmasa gitti. Onun üzerine Mehmed Efendini küçük kardeşi Ömer, “Abi ne işin var senin burda” diyor.

Doruk da;

-Ben sizi ziyarete geldim. Benim bu işlerden haberim yok.”

Ömer, ağabeysini çağırıyor. Mehmed Efendi;

-Şükrü Bey, sizin burada ne işiniz var…

-Ben seni görmeye geldim…

 

DELİBAŞIN ANNESİ ŞÜKRÜ DORUK’U ÜÇ GÜN SAMANLIKTA SAKLIYOR

Mehmet Efendi;

-Sen bizim esirimizsin, diyor.

Kardeşi Ömer’e de;

- Git bunu anama teslim et. Muhafaza etsin, diyor.

Üç gün samanlıkta saklamış annesi. Şükrü Doruk ortada yok. Eyvah öldü diyorlar.

Üç gün sonra çıkıp geliyor.

sukru-doruk.jpg

ŞÜKRÜ DORUK’U FAHREDDİN PAŞA KURTARIYOR

Daha sonra Konya İsyanında, Delibaş Mehmed Efendi’nin arkadaşları olması dolayısıyla tevkif edilmek isteniyorlar. Fahreddin Paşa mâni olmuş. Hatta rahmetli Ali dedem gazetede ismini görmüş. Hükümetin oradaki Merkez Çarşısı, o zaman Jandarma İl Alay Komutanlığıymış. Orada millet toplanıyor.  Kalabalıktan birisi, Ali ağa sen niye geldin?

- Oğlum gazetede ismimi gördüm, diyor. Yok yok seninle bir ilgisi yok, sen git diyorlar.

Bu arada bir Binbaşı,

-Bir dakika. Alâkası olmayanın burada ismi olmaz. Gel bakayım…” diyor ve içeriye alıyorlar

 Ali dedem bir sene Bitlis’te sürgün kaldı.

 

YARIN: Zeynel Abidin ve Delibaş Mehmed’in bilinmeyen yanları…

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR