Mehmet Önal

Mehmet Önal

Bu Çocuk Kimin?

Bu Çocuk Kimin?

Bir sosyal medya çılgınlığı almış başını gidiyor. İnsanımızın teknolojiye olan adaptasyonunu da göz önüne alacak olursak, bu çılgınlığın sonu gelecek gibi de görünmüyor.

Son dönemde gündemi önemli ölçüde işgal eden sosyal medya programlarından birini örnek olarak ele alalım ve bu örnek üzerinden devam edelim. Yazılım olarak bakıldığında, bu tip yazılımlar mühendislik dehası filan değildir. Ülkemizde benzeri yazılımı yapacak binlerce yazılımcı vardır. Peki, neden bizden bu tip yazılımlar çıkmaz? Bu soruyu şimdilik bir kenara koyalım.

İnternet ve sosyal medya ile ilgili en büyük yanılgılardan biride sınırsız özgürlük yanılgısıdır. İnternet üzerinde istediğiniz sitelere girebilirsiniz. Sosyal medyada sahte ve takma isimlerle hesaplar oluşturabilirsiniz. Haber sitelerine takma isimlerle yorumlar yapabilirsiniz. Bunları yaparken kim görecek? Kim bilecek diye düşünürsünüz? Oysaki internet üzerinde yaptığınız her işlem takip edilmektedir. Yaptığınız her işlem, bir iz bırakmakta, sizinle ve tercihlerinizle ilgili veriler depolanmaktadır.

Ne demek istediğimi bir örnekle anlatayım. Sizlerde bu söylediğimi hemen test edebilirsiniz. İnternet kullanıcıları tarafından yaygın olarak kullanılan bir alışveriş sitesine girin. Satın almak üzere bir ürün seçin. Mesela bu ürün çocuk bezi olsun. Ürünü almanıza gerek yok sadece bu ürünü inceleyin. Sonra bu siteyi kapatıp yine popüler haber sitelerinden birine girin. Bu sitede size az önce incelediğiniz çocuk bezi reklamını gösteriyor mu? Bir bakın bakalım.

Ya da popüler arama motoruna bir şeyi aramak için yazmaya başladığınızda kendisi otomatik olarak sizin neler sorabileceğinizin tahminlerini çıkarmıyor mu? Peki, bunu nasıl yapıyor dersiniz? Sizin gibi arama yapan milyonlarca kişinin tercihlerinden olmasın sakın?

Ne demek istediğim sanırım anlaşılmıştır. Şimdi de Dünyanın her bir yanından milyonlarca insanın bu ve benzeri verilerini bir düşünün. Bu verilerle neler yapılmaz neler? Günümüzde en büyük güç ve silahın, “bilgi” olduğu söylenir. Bu sebeple Dünyaya yön veren Devletler ve onların istihbarat birimleri, bu verilerin peşindedirler. Bu sosyal medya programlarının birçoğunun bizatihi istihbarat örgütleri tarafından kurulduğu veya yönlendirildiği görüşü hakimdir. Güzel bir başarı hikayesi yazar ve kamuoyunu buna inandırırlar. Zaten olayın güzel bir ticari maskesi de vardır doğal olarak. Geri planda ise istedikleri her türlü veriyi, yapay zeka yazılımlarıyla analiz etmek mümkündür.

Bu derece basit yazılımların bir anda popüler olması nasıl oluyor zannediyorsunuz? Dünya üzerinde satılan telefonlara otomatik olarak yüklü gelmesi bile, bireysel olarak başarılabilecek bir şey midir? Biraz düşünürseniz bunların arkasında gizli bir destek olmadan başarılamayacak şeyler olduğunu görürsünüz. İşte daha önce kenara koyduğumuz sorunun cevabı budur.

Ülkemizde, yakın dönemin önemli davalarından birinde, “kara propaganda” içerikli sitelerden bahsediliyordu hatırlayın. Çok aşırı uç, birbirine zıt fikirleri destekleyen sitelerin, aynı el tarafından hazırlanıp, yayınlandığı söyleniyordu. Ne alaka diye sorarsanız? En uç fikirlere sahip kişileri, bu siteler aracılığı ile tespit edebilirsiniz. Sanal olarak bir merkezde toplarsınız. Fikri gelişimlerini takip edebilir, hatta fikirlerini yönlendirebilirsiniz. İstediğinizde tahrik edebilirsiniz. Hatta isterseniz bu gurupları karşı karşıya getirir, isterseniz kol kola birlikte eylem yapmalarını da sağlayabilirsiniz.

Buraya kadar baktığımız olayın bir boyutudur. Zihni bir temel oluşturmuştur kafanızda. Şimdi popüler sosyal medya yazılımlarını ve dünya üzerinde yaşanan kitle hareketlerini bir düşünün. Sokak hareketleriyle devrilen liderleri ve kaosa sürüklenen ülkeleri.

Düşünün ve bu perspektifle elimizden düşürmediğimiz, hayatımızın orta yerine oturttuğumuz bu yazılımları, hoyratça kullanırken, nereye ne tarz bilgiler veriyoruz ve neye hizmet ediyoruz diye ..

Diyelim ki bizler, jenerasyon olarak bu sorunu aşabiliriz. Peki ya geleceğin teminatı çocuklarımız? Daha oyun kuzusu çocuğumuz, Evden ekmek almaya gidiyorum diyerek çıkıp, eline Molotof alıp, Polisle çatışıp, barikat kurup, devlete kafa tutarsa…

Ya kendi çocuğumuz için bir gün; Bu çocuk kimin? Sorusunu sormak zorunda kalırsak.! Maazallah..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Önal Arşivi
SON YAZILAR