Bu iş meşk işi ÖZEL

Bu iş meşk işi ÖZEL
36 yıllık bir aşk bu… Emekli Makine Mühendisi Kurtuluş Çayır 1979 yılında başlamış ney üflemeye… Üflemekle yetinmemiş iki buçuk yıldır ise ney yapmakta. Evi atölyesi olmuş artık. Ney üflemek zor bir uğraş. Onu yapmak ise emek, meşk en başta da istemeyi ge

“Duy şikâyet etmede her an bu ney,

Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

Der ki feryadım kamışlıktan gelir,

Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.

Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,

İsterim ben, derdimi dökmem gerek”… Hz. Mevlana

36 yıllık bir aşk bu… Emekli Makine Mühendisi Kurtuluş Çayır 1979 yılında başlamış ney üflemeye… Üflemekle yetinmemiş iki buçuk yıldır ise ney yapmakta. Evi atölyesi olmuş artık. Ney üflemek zor bir uğraş. Onu yapmak ise emek, meşk en başta da istemeyi gerektiriyor. Kurtuluş Bey hem ney yaptı, hem de anlattı. Tabi ney üflemeyi de unutmadı. Bir oturduk, bir kalktık ama zaman nasıl geçti anlamadık… Kurtuluş Bey’le Kones, ney yapımı ve üfleme üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Bu işe ne zaman gönül verdiniz?

1979 yılından beri ney üflemekteyim. Konya Belediyesi o zamanlar konservatuvar açmıştı. Konya’da bu konuyla ilgili bir takım çalışmalar vardı ama ciddi bir çalışma yoktu. Konservatuarı kazandım, 12 Eylül’e kadar devam ettim. O zamanlar kapatılmıştı ben de çalışmalarıma evde devam ettim. Ney üflemeye bir süre ara vermiştim, camiadan da uzak kaldım o sıra. Ama emekli olduktan sonra bir neyzen arkadaşımın teşvikiyle ney yapımına başladım. Onun bilgisinden, tecrübesinden yararlandım. İki buçuk sene onunla birlikte ney yaptım. Geçen sene ayrıldım artık kendim devam ediyorum.

Ney sizin için ne ifade ediyor?

Ben neye daha kültürel bakıyorum. Ney bir müzik aleti değil adeta farklı bir kültür.  Benim için daha farklı bir durumda.  Neticede müzik aleti ama herhangi bir müzik aleti gibi görmüyorum. Tasavvufi, mistik bir boyutu var. Temeli tasavvufa dayanır. Ahlaki bir özellik taşır. Ney dünya görüşüdür ve bir medeniyet anlatılır. Manası vardır. Kamış organik bir madde. Allah yaratmış topraktan geliyor. Tıpkı insan gibi. Hiçbir neyin sesi ve karakteri birbirine benzemez. İnsanlarda böyledir. Hiçbirimizin karakteri sesi birbirine benzemiyor. Neticede bir kamış ama verdiği ses insanın ruhuna, duygusuna hitap ediyor.

Kones (Konya El Sanatları)’le tanışmanız ne zaman oldu?

Ney yapmaya başladığımdan beri diyebilirim. Aşağı yukarı iki buçuk sene oldu.  Kones’in Başkan Yardımcısı Şerife Hanım’la önceki dükkânımdan tanışıyorduk. Ney yapıyordum, imalat ediyordum. Netice de bir el sanatıydı. Teklifi hiç düşünmeden kabul ettim, Kones bünyesine geçtim. Benim için çok iyi oldu. Tam aktif değilim ama elimden geldiği kadarıyla çalışıyorum. Kones bünyesinde çeşitli aktiviteler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Geçen sene okullarda neyi anlattık. Adnan Hadiye Sürmegöz İlköğretim Okulu’nda başladık. Ney nedir, nasıl yapılır öğrencilere anlatıyoruz. Bu sene de Doktor Ali Rıza Bahadır Anadolu İmam Hatip Lisesi’ nde Ağustos ayında bir tanıtım yaptık. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelmiş öğrenciler vardı, onları bilgilendirdik. Bunları tek başıma yapmıyorum, öğrencilerimle beraber neyin tanıtımını yapmaya çalışıyoruz.

Kones’in size katkıları neler oldu?

Kones Belediye’nin bir kooperatif kuruluşu. Bende bir üyesi olduğum için talepler geliyor ve iyi ki de üyesiyim. En son Meram Belediye Başkanı Fatma Hanım ile tanıştık. Kendisi o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a iletmek üzere bir ney yapmamı istemişti. Özel gümüş işlemeli bir ney yapmıştım. Bu tip özel siparişler geliyor. Mevlana Kültür Merkezi’nde standımız var. 2’5 yıldır üyesiyim, bu kadar kısa süre içinde bana katkıları çok fazla.

Çalışmalarınıza evinizde devam ediyorsunuz. Atölye ya da dükkâna taşınmayı düşünüyor musunuz?

Aşağı yukarı 4 aydır imalata evde devam ediyorum. Tabi bu sırada yer arayışı da devam ediyor. Bu küçük bir atölye olur, dükkân olur fark etmez. Ama ortam çok önemli benim için. Samimi bir yer olması gerekiyor.  Ben böyle sıradan bir yer olsun istemiyorum. Çünkü ben sadece ney satmıyorum. Gelen arkadaşlarla sohbet ediyoruz, dostluklar kuruyoruz. Hoş bir ortam oluyor. Dost olduğum insanlar aynı zamanda müşterim de oluyor. Şu an evin her tarafını atölye haline getirdim. Çünkü öğrencilerim geliyor. Onlarla çalışıyoruz, sohbet ediyoruz. Bu bir meşk, kültür. Ancak meşkle öğrenilir. Bu iş o kadar kolay değil.

Katıldığınız etkinlikler oluyor mu?

Artık bu işe tamamen gönül verdik. Yaklaşık 3 yıldır ney yapıyorum, öğrencilerim var. Çeşitli otellerde falan üfledik. Adım adım profesyonelliğe doğru gidiyoruz. Geçen sene İstanbul’da Feshane’de üfledim. Ama tamamen amatör bir mantıkla yaptım, öğrencilerimle beraber. En son TRT bir belgesel çekti. Bu belgesel de öğrencilerim de yer aldı.

Son günlerde neyin bilinirliği arttı. Bu durum hakkında ne söylersiniz?

Neye duyulan bir saygı var. Özellikle bu ilgi son zamanlarda arttı. Sadece Türkiye’de değil. Yurtdışında da biliniyor, saygı gösteriliyor. Türk dizilerinin bazıları yurtdışında da yayınlandığı için Mevlana, ney öğeleri yer alıyor. Amerika, Fransa gibi gelişmiş ülkelerde zaten Hz. Mevlana’ya bir ilgi var. Mevlana’yı biliyorlar, Mesnevi’yi okuyorlar. Birçok şeyin farkına varıyorlar. Zaten Mesnevi’de neyden bahsedildiği için yabancı değiller.

Peki, turistik eşya satan dükkânlarda ney yer alıyor ama fiyat farkı çok fazla. Bu konu hakkında ne söylersiniz?

Neyin bütün işi elde. Hepsinin bir ölçüsü var. O ölçüye göre yapıyoruz. Makine de yapılmıyor, zaten tercih de etmiyoruz. Dolayısıyla Çin’in bu işe elini atması zor görünüyor. Yapar ama plastik eşya olarak yapar, hakiki ney yapamaz. Ben bile 36 sene önce ney üflemeye başlamışım. 2-3 yıldır ney yapıyorum, ben bile hala neyin çırağıyım. Olay sadece ney yapmak değil. Hakiki ney yapabilmeniz için akordu tutturmanız gerekir. Akordu tutturabilmeniz için ise en az neyi 8-10 sene üflemeniz gerekiyor. Çok zor. Sadece kamışı düzelttim ney yaptım diyemezsin. Turistik eşyacılarda var. Plastikten yapılanlar var. Ama plastikten ney olmaz. Dolayısıyla hakiki ney olmadığı için de fiyatı düşük oluyor.

Ney’in çeşitleri var mı?

13 çeşit ney var ama kullanılan 5-6’yı geçmez. İsimlerini akorda göre alırlar. Kız, mansur, şah, yıldız gibi ney çeşitleri var.

Bir neyi yapmanız kaç gün sürüyor?

Şimdi kamışına göre değişir. İnce bir kamışı 1 günde bitirebilirsiniz. Ama bir şah neyin yapımı 10-15 gün sürer. Şöyle bir şey var. Ben kamışı 1 saatte de düzeltebilirim ama işte o zaman ney olmuyor. Büyük kamışlarda çok dikkatli olmak gerekiyor. Çatlamaması için. Zaten bu işi hakkıyla yapan Konya’da 5-6 kişi var.

Kamış toplarken neye dikkat ediyorsunuz?

Kamış erken toplanırsa buruşmaya başlar. Kamışın Kasım-Aralık gibi toplanması gerekiyor. İyi bir kamışın çıkması için 7-8 metre uzunluğunda olması gerekiyor. 30-40 milyon kamıştan 1 tane ney çıkar. Hatay, İskenderun, Antalya çevresinde bu oran binlere kadar düşüyor. Oralarda alt tarafı çok kalın 8-10 tane birleşmiş kamışlar var. Bunun nedenini biz de bilmiyoruz. Topraktan aldığı verimden kaynaklanıyor olsa gerek. Sadece oradaki kamışların bir kısmı öyle. Zaten kamışın yarısından sonra ney çıkıyor. Alt tarafının kalın olması gerekiyor. Toplaması da bulması da çok zor kamışı.

Neden 30-40 milyon kamıştan bir tane çıkar?

Ney yapımında ölçüler çok önemli. Birbirine yakın şekilde azalması gerekiyor ki ney olabilsin.  Aksi takdirde ney olmaz.  Peki, bu ölçü nereden geliyor? Yüzyılların birikimi, tecrübesi var ölçüde. Ölçüm yaptığım alet benim arkadaşımdan gelme. Gırtlak dokuz boğum değil ama kıkırdak yapımız dokuz boğum. Enteresan tarafı şu ki ney mutlaka dokuz boğum olmalıdır. Aksi takdirde ney sesi alamayız. Dokuz boğum olması da yetmez mutlak surette bu ölçülere olabildiğince yakın olacak ya da birebir tutacak. Eğer tam çıkarsa o neyin sesi insanın sesine tam olarak yaklaşır. Bundan dolayı 30-40 milyon kamıştan bir ney çıkar. Bu olay ilim. Elimden binlerce kamış geçti. Ölçüye çok fazla yaklaşan neyin sesi ayrı bir güzel çıkıyor, bunu gördüm. Sır burada. 9 boğum olması yetmiyor, ölçüye yakın olması gerekiyor. Ölçüyle arasında çok fazla fark olmaması gerekiyor.

Neyin yapım aşamaları nelerdir?

İlk olarak düzeltme işlemini yapıyoruz. Çok zahmetli bir iş bu işlem. En zor aşama diyebilirim. Düzeltme işlemi değişik metotlarla yapılabiliyor.  Ben çok makine kullanmamaya çalışıyorum. Açma işlemini elde yapmaya çalışıyorum. Kamışı açma işlemi ise 3 aşama. Bazılarını açarken çatlatabiliyorum, elim kayıyor. Bu işlem de ustalık gerektiriyor. Ne kadar çok ney yaparsanız o kadar alışıyorsunuz. Hata yapmanız azalıyor. Onu yaptığımız zaman kamışı kurtarmış oluyoruz. Sırada ölçü aşaması var. Bu aşama teknik olarak çok önemli. İlk zamanlar cetvel, kalem, kâğıt alıyordum öyle ölçüyordum. Ama insan zamanla alışıyor. Deliklerin aynı hizada olması gerekir. Sağa ya da sola olması akordu değiştirmez ama yaptığımız işi düzgün yapmamız gerekir. Kabaca ölçüleri çizdikten sonra, daha sonra neye göre tekrar şekillendiriyorum. Herhangi bir cetvel falan kullanmadan çizgiyi çekiyoruz.  Ölçüden sonra delme işlemine geçiliyor. Önceleri delme işlemi elde yapılıyordu, zamanla teknolojinin gelişmesiyle makinelerden yararlandık. Herhangi bir matkapla delinmez, çatlar. Bizim kullandığımız ağaç matkabı. Ney dediğim gibi diğerlerinden farklı. Ustalık gerektiriyor, kendime göre akortlar geliştirdim. Tam olarak akortlu neyi yapmak pratikte mümkün değil. Ama teorik olarak var. Tecrübeyle birlikte tam akortlu neyi yapmaya yaklaşıyorsunuz.

Ney üflemeyi öğrenmek isteyen ne kadar süre de öğrenebilir?

Bir insanın tam olarak neyi üfleyebilmesi için 8-10 sene emek vermesi gerekiyor. 1-2 sene içinde öğrenen öğrencilerimde var ama gece gündüz neyle uğraşıyorlar. Neyle bütünleşmek gerekiyor. Yetenekte gerekli ama en önemlisi istemek.

Olgunun halinden ah, anlar mı ham?

Söz uzar, kesmek gerektir vesselam. Hz. Mevlana

 

    Röportaj: Mücahit Yaprakcı- Fadimana Tanacı

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.