BÜTÜNLEME GERİ GELMELİ

BÜTÜNLEME GERİ GELMELİ
İlkokula başlayan bir çocuğun lise diplomasının da hazır beklediğini ifade eden eğitimci Güven Öten, “Bütünleme, dersten kalma hatta sınıf tekrarı mutlaka gelmeli. Şu anda öğrenci üzerinde inanılmaz bir rahatlık var” dedi

Özel Gündoğdu Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Güven Öten, deneyimli gazeteci Uğur Özteke’nin hazırlayıp sunduğu UĞURLU GÜNDEM isimli programda eğitim üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Gündoğdu Koleji’nin temellerinin 48 yıl önce atıldığını belirten Öten, “Türkiye’de kurulan 8. özel okul. 50. yılımıza hazırlanıyoruz. Babam Meram’ın bağlarına okul yaptığında kendisine ‘deli’ demişler. Ama ileri görüşlülük bu olsa gerek bu gün gelinen nokta ortada. Özel okul olayı Konyamız için oldukça mantıklı bir çerçevede ilerliyor. Gerek rakamlar gerekse de eğitim kalitesi açısından oldukça iyi seviyelerde. Fiyatlar çok makul. İstanbul’da 100 bin lira seviyeleri görülüyor. Bizde öyle değil. Çalışan anne babalar çok rahatlıkla bu maliyetlerin altından kalkıp çocuklarını özel okula gönderebiliyor” dedi.

BU İŞİN MUTFAĞINDAN GELDİK

Ailenin tamamının eğitimci olduğunu belirten Öten, “Ailede öğretmenlik dışında işi olan yok. İşin mutfağından gelmekteyiz. Allah uzun ömürler versin babam sağ olduğu müddetçe ben buranın emanetçisiyim. 27 yıldır işin başında olsam bile bu değişmeyecek. 3 çocuğum var, okul benim 4. çocuğumdur. Biz bu işi butik olarak götürme gayretindeyiz. Çünkü ortada büyük bir sorumluluk var. Okulun kontenjanı 500’dür ve bu hiç değişmedi. Olaya ticari bakmıyoruz. Değilse biz de 2 bin kişi almayı bilir, İzmir’de Ankara’da şubeleşmeye gideriz. Ama biz çizgimizi hiç bozmadık. Ben kendimin olmadığı yerde bu işi yapamam. Vebali çok büyük. İnsanlar en kıymetli varlıklarını bize emanet ediyor. Aile şirketi olarak kalıp, Milli Eğitim’in temel çizgisinden hiç çıkmayarak eğitim faaliyeti yapıyoruz. Şu anda bizde 5. hatta 6. kuşaklar okuyor” diye konuştu.

HER ŞEYDEN ÖNCE EĞİTİM

Eğitimin öğretimden daha öncelikli bir kavram olduğunu ifade eden ve bu noktada Japonya örneğini veren Öten, “Bizim bakanlığımızın ismi bile milli eğitim. Milli öğretim değil. Öncelikle eğitim. Eğitim olduktan sonra her şey olur. Eğitimi verdiğiniz çocuğa matematiği, feni öğretirsiniz. Çocuğun öncelikle vatanına milletine, ailesine hayırlı bir evlat olmalı. Kendini ifade edebilmeli. Biz bu noktada oldukça hassasız. Çocuklarımızı iyi bir birey olarak yetiştirmek adına çok mücadele ediyoruz. Her halde bu noktada iyi şeyler yaptık ki insanlar 48 yıldır bize geliyor. Eğitimde göz ardı edilen değerler eğitimini 48 yıldır veriyoruz. Çocuk okulunu temiz tutmalı, okul mallarına zarar vermemeli, başkasına saygı duymalı. Bunları biz göstererek öğretiyoruz.  Eğitim çok önemli. Eğitim iyi olduğu zaman bu ülke çok daha iyi yerlere gelir. Ben yurt dışı seyahatlerinde okulları mutlaka görür, gezerim. Tokyo’da bir tane çöp bulamadım, metro sırasını bozan, taşkınlık yapan görmedim. Japonya’da eğitim öğretim 1. sınıfta değerler eğitimi ile başlıyormuş. Bir yıl kalem kağıt eline almayan çocuk toplum kuralları ve ahlak bilgisi öğreniyor. Biz de aldığını asla unutmayan ve birebir kayıt cihazı gibi olan çocuklarımıza ilk olarak bunları öğretmeliyiz. Biz olayın hem öğretim boyutundayız. Eğitim olayını önceliğe almalıyız. Eğitim oldu mu her şey olur. Bugün öğretmen yetiştiren de hakim yetiştiren de mühendis yetiştiren de biziz. Ama önce binanın temelini sağlam atmalıyız. Eğitim şart...” şeklinde konuştu.

VELİ MÜDAHALESİ OLMADAN VE

YETENEĞE GÖRE EĞTİMİ VERİLMELİ

TEOG’un kaldırılmasına ilişkin de görüşlerini açıklayan Öten, sınav sistemine karşı olduğunu ve öğrencilerin ilgi alanlarına göre, özel yetenekleri baz alınarak eğitim hayatlarına yön verilmesi gerektiğinin önemini de vurguladı. Öten sözlerini şöyle tamamladı: “Sınav olayına ben de karşıyım. İyi bir şey değil. Sınav olunca rekabet ortamı doğuyor ve başta değerler eğitimi olmak üzere çocuğa hiç bir şey veremiyorsun. Çocuk temel eğitimini aldıktan sonra çocuk yeteneğine göre eğitim hayatına devam ediyor. 12 yıl eğitim alan çocuk 12 yılın sonunda ortada kalıyor. Eğitim güzel bir şey ama çocuklar yeteneklerine göre yönlendirilmeli. Veli müdahalesi olmadan bu yapılmalı. Çünkü herkes çocuğunun doktor olmasını istiyor. Ama çocuğun yetenekleri, mutlu olduğu alan bambaşka noktada. Eğer mevcut sistem devam edecekse mutlaka eskiden olduğu gibi bütünlemeler, sınıfta kalmalar getirilmeli. Bugün 1. sınıfa başlayan çocuğun lise diploması da hazır bekliyor. Herkes ortaokulu, liseyi kendi alanında okumalı. TEOG’un kaldırılmasından sonra yeni sistem nasıl olacak, henüz belli değil. Her okulun kendi sınavını yapması güzel, ama seçim kriterleri ne olacak. Çocuk hangi sınavlara katılacak. Önceden bir sınava girerken şimdi 10 sınava mı girecek? Bunlar açıklığa kavuşunca daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabilir.” (Yunus Emre Avcı)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.