Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu:

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu:
"Bugün muhalefet partilerinin tutumu, yani anayasayı değiştirmemekteki direnmesinin temel sebebi, bunun bir muhakkak ki eski Türkiye alışkanlıklarından kaynaklanmasıdır ama en en önemli temel sebeplerinden bir tanesi de bu değişirse Türkiye çok önemli bir

TRABZON (AA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, "Bugün muhalefet partilerinin tutumu, yani anayasayı değiştirmemekteki direnmesinin temel sebebi, bunun bir muhakkak ki eski Türkiye alışkanlıklarından kaynaklanmasıdır ama en en önemli temel sebeplerinden bir tanesi de bu değişirse Türkiye çok önemli bir sıçrama daha gerçekleştirir ve bu iktidar partisinin lehine olur. Bu bakış sığ bir bakıştır" dedi.

Kentte bir restoranda gazetecilerle bir araya gelen Soylu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 1 Kasım'dan itibaren iddialarını kuvvetlendirerek ve demokrasiyle bütünleştirerek yoluna devam ettiğini belirtti.

Soylu, Türkiye'nin 14 yıldır önemli reformların altına imza attığını vurgulayarak, ''Bu reformlarla milletini buluşturdu ve tüm dünyanın da bunu hem de takdirle karşıladığı bir süreci yönetmektedir. Bu süreçle ilgili söyleyebileceğim en önemli unsur, bu süreç demokrasinin tahkim edilmesiyle yönetilmektedir'' ifadesini kullandı.

Demokrasinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Soylu, ''Her seçim ciddi bir katkı ortaya koymakta ve her seçim Türkiye'yi iyi bir noktaya taşımaktadır. Halka hesap veren, milletle beraber olan ve taahhütleri yerine getirmeye çalışan bir anlayış, Türkiye'yi bulunduğu coğrafya içerisinde hem yükseltmeyi hem de hak ettiği noktaya doğru taşımayı sağlamış ve başarmıştır'' diye konuştu.

Soylu, Türkiye'nin önünde çok önemli meseleler olduğuna işaret ederek, ''2013, 2053 ve 2071 Türkiye'nin temel hedefleridir ama siz de ben de biliyoruz ki bunun yazılı kurallarla bezenmesi gerekir. Bazen karşı karşıya kaldığımız mevzuat zordur, bazen kanun ve anayasa ile ilgili yaşadığımız birtakım eksiklikler, Türkiye'nin rekabet gücünü kırmakta, Türkiye'nin hareket kabiliyetini zorlaştırmaktadır. Bugün bir darbe anayasası ile karşı karşıyayız" dedi.

Milletin değişimi sağlayabilmek için çok gayret gösterdiğine değinen Soylu, şöyle devam etti:

''367 krizinden sonra bu millet AK Parti'ye yüzde 47'nin üzerinde oy verdi. Bu şu demektir; karşı karşıya kaldığımız tıkanıklara itirazımız var. 2010 referandumu çok önemli bir süreci yönetti. Bu da şu demektir; ben kabul ediyorum ki bu anayasa değişsin. Bu kurallara itirazım var. Elbette ki parlamenter demokrasilerde oluşan hükümet sistemleri, özellikle bu tip değişimleri kolay sağlamaz. Yeni parlamenter demokrasilerde reformlar da zordur. Özellikle bizim gibi meclis iç tüzüğü bulunan ülkelerde, bu imkansız haldedir.''

Soylu, Türkiye'de birçok reform yapıldığına dikkati çekerek, ''Türkiye büyüyor. Türkiye'de birçok reform yapılırken ve Türkiye büyürken hala bazı şeyler aynı kalıyor. İtirazlarımız, karşı karşıya kaldığımız problemler aynı kalıyor. Bu kadar büyük değişiklikler yapılan ülkede, herkes hayranlıkla Türkiye'yi izlerken, irili ufaklı bütün ülkeler, her konuda attığımız reform adımlarını büyük bir dikkatle takip etmesine rağmen, Türkiye maalesef bu süreçte bu reformların ve cesaretinin karşılığındaki büyük sıçramanın ikincisinde zorlanmaktadır. Bu açıktır'' değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu sistemi değiştirmekle mükellefiz"

Türkiye'de bir sistem sorunu olduğunu belirten Soylu, bu tıkanıklığı aşmak için milletin ve iktidarın gayret gösterdiğine değindi. Soylu, bu tıkanıklığın giderilmesi için de anayasanın değiştirilmesi gerektiğini bildirdi.

Soylu, "Bugün muhalefet partilerinin tutumu, yani anayasayı değiştirmemekteki direnmesinin temel sebebi, bunun bir muhakkak ki eski Türkiye alışkanlıklarından kaynaklanmasıdır ama en en önemli temel sebeplerinden bir tanesi de bu değişirse Türkiye çok önemli bir sıçrama daha gerçekleştirir ve bu iktidar partisinin lehine olur. Bu bakış sığ bir bakıştır'' ifadesini kullandı.

Soylu, muhalefet partileri dahil olmak üzere bu bakışın ötesine geçmekle mükellef olduklarına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"AK Parti'nin 2011 seçimi sonrası 2014 yerel seçimlerine giderken, 2015 seçimlerinde sürekli anayasayı anlatması ve milletimize yeni anayasayı anlatması nedensiz, sebepsiz ve dayanaksız değildir. Bu sistemi değiştirmekle mükellefiz. Bu sistem değişebilir. Hem daha rahat karar alabilme, hem yasama, yürütme ve yargı arasındaki dengeyi, darbe ruhunun değil milli iradeyi milletin belirlediği bir anlayışa devirmek zorundayız. Hem Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesini sağlamalıyız, bir taraftan da temel hak ve hürriyetlerin daha yükselmesi konusunda adımlar atmalıyız. Hem etrafımızdaki coğrafyalarla iyi ilişkiler kurabilme fırsatını elde etmeliyiz hem de Türkiye'nin eğitim ve sağlık konusundaki adımlarını iyi bir şekilde yarınlara taşımalıyız."

Yeni anayasayı kalkınma ve büyümeden farklı görmenin yanıltıcı bir süreç oluşturacağını vurgulayan Soylu, ''Kalkınma, büyüme, değişim ve reform yapabilme kabiliyeti, yeni anayasa ile ancak mümkün olabilir. İkinci sıçramaya hak ettiğimiz ve hepimizin arzu ettiği noktaya geçebilmemiz için kurallarımızı, milletimizin değerleriyle buluşturabilecek noktaya getirebilmeliyiz. Bu çok açık ve net'' diye konuştu.

Soylu, Türkiye'nin bunu çok uzun zamandır tartıştığına işaret ederek, milletin, büyük bir olgunlukla yeni bir anayasa yapma kabiliyetinde olduğuna değindi.

Soylu, "Bunu bu milletten kaçırmayalım. Bu siyasetin sorumluluğudur, bu neslin sorumluluğudur. Eğer bunu bir daha ıskalarsak süreç içerisinde Türkiye birçok adım atmak istediği, yeni teknolojilere, yeni yatırımlara, yeni ideallere, yeni hedeflere ulaşmakta zorlanacaktır'' ifadesini kullandı.

- "Büyük bir sıçramaya ihtiyacımız var"

Konuşmasında Türkiye'nin büyük sıçramaya ihtiyaçı olduğunu vurgulayan Soylu, "Onun için önümüzdeki süreç bir anayasa sürecidir. Türkiye'de hala bir PKK süreci, terör süreci varsa bilin ki bu darbe anayasasının ürünüdür. Türkiye'de hala ekonomik olarak birtakım meseleleri aşamıyorsak bilin ki bu darbe anayasasıdır" dedi.

Soylu, büyük fotoğrafa bakılmasını isteyerek, şöyle devam etti:

''Türkiye Avrupa Birliği yürüyüşünü de etrafındaki coğrafya ile ilgili olan değerlendirmeleri de yeni anayasayla oluşturmalıdır. Yeni anayasanın bize katacağı başka bir şey daha var. Bizim kadar demokrasisi ilerlemiş başka bir ülke söz konusu değildir. Biz mesafe katettikçe diğer ülkeler de bizi örnek alacaklar. Bizim kat ettiğimiz mesafelerle buluşacaklar.'

Soylu, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasındaki farka değinerek, şunları ifade etti:

''1 Kasım seçimlerinde aynı sonuçlarla karşı karşıya kalsaydık, Sur, Cizre, Silopi, Silvan, Dargeçit, Varto yani şu çok net ve açıktır, bu hazırlık Türkiye'de koalisyon hükümetlerine yönelik yapılmış bir hazırlıktır. Bu hazırlık Türkiye'nin geleceğine yönelik yapılmış bir hazırlıktır. Bu hazırlığı başaramayanlar, Suriye üzerinden, YPG üzerinden, PYD üzerinden, Türkiye'ye ikinci bir Huruç harekatı gerçekleştirmişlerdir. Eğer 7 Haziran'da 1 Kasım seçim sonuçlarını istedikleri noktada tutabilmiş olsalardı işte bu kolaydı. Bunu milletimiz gördü ve gerekli cevabı verdi. Bundan sonra Türkiye'nin söylediğim yürüyüşünü bir şekilde engelleyebilmek için ellerinden geleni yaptılar ama biz Türkiye'nin gündemini teröre mahkum etmedik.''

- "Arzumuz emeklilerimize maaşları dışında bir katkı daha sunabilmek"

Bir gazetecinin emekli promosyonları ve asgari ücret ile ilgili sorusuna Soylu, şu yanıtı verdi:

''Biz sosyal güvenlik kurumu olarak 180 milyar emekli parası ödüyoruz. Yaklaşık 60 milyar da sağlık ödemesi yapıyoruz. Yaklaşık 250 milyar ise bir işlem hacmimiz var. Sayın Başbakanımızın da bu konuda emeklilerimize verdiği bir söz var. Biz diyoruz ki herhangi bir müessese maaşları yatırma karşılığı promosyon alıyorsa biz de bu 250 milyardan emeklilerimizi istifade ettirelim. Özel ve kamu bankalarıyla da görüşüyoruz. Kamu bankalarıyla 3 ile 4 gün önce bir görüşme daha yaptık. Bu ayın sonuna kadar nasıl bir yol izleyeceğimiz ve nasıl bir süreç ortaya koyacağımız hemen hemen belirlenecektir. Sonra da ulaştığımız sonucu Sayın Başbakanımızla paylaşacağız. Yaz başına kadar bu meselede bir noktaya geliriz."

"Devletin elinde bir para var ve bu parayı özel ve kamu bankalarına yatırıyor'' ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

''Evet onlar da bizim adımıza emekli maaşlarını ödüyor ama neticede o emekli maaşlarını ödediği zaman bizim vasıtamızla kamu ve özel bankaların müşterileri oluyor. Yani buna biraz da ticari bakmak gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için bir noktaya kadar geldik, bizim kafamızda birtakım rakamlar var, yaklaşık 2 ile 3 yıllık periyotla düşünebilecek rakamlar. Bunların her biri adına arkadaşlarımız çalışıyorlar. Arzumuz şu emeklilerimize maaşları dışında bir katkı daha sunabilmek. Bunu yaparsak çok mutlu olacağız.''

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.