Çavuşoğlu: Ypg'nin Bir An Evvel Fırat Nehri'nin Doğusuna Geçmesi Gerekiyor

Çavuşoğlu: Ypg'nin Bir An Evvel Fırat Nehri'nin Doğusuna Geçmesi Gerekiyor
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Cerablus’taki Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin "YPG'nin, hem ABD'nin söz verdiği gibi hem de kendilerinin açıkladığı gibi, bir an evvel Fırat Nehri'nin doğusuna geçmesi gerekiyor. Geçmediği takdirde hedef olacaktır" dedi

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından, bakanlık konutunda ortak basın toplantısı düzenledi.

Suriye’nin Cerablus bölgesindeki Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin son durumu değerlendiren Çavuşoğlu, "Gerek Cerablus, gerekse Afrin'den doğuya doğru başlatılan operasyonun amacı bu bölgeden DAEŞ terör örgütünü temizlemektir. Gördüğünüz gibi küçük bir kuvvetle bile DAEŞ terör örgütü kontrol ettiği şehirleri terk ediyor, kaçıyor." dedi.

Türkiye'nin yıllardır 'sadece hava operasyonlarıyla DAEŞ'i yenmenin mümkün olmayacağını' belirttiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Karadan etkili operasyonlarla DAEŞ'i hem Irak'tan hem Suriye'den temizleyebiliriz. Bırakın koalisyonun içindeki 65 ülkeyi, bırakın 10 ülkeyi, 5- 6 ülke bile bu konuda işbirliği yapsaydı bugüne kadar Suriye ve Irak'ta DAEŞ diye bir terör örgütü kalmazdı." diye konuştu.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Operasyonun yapıldığı Menbiç Cebi dediğimiz bölgede Araplar ağırlıklı olarak yaşıyor ve Türkiye'nin desteklediği bu operasyonun içindeki güçler de esasen bu bölgeden insanlar. Bu bölgelere burayı terk etmek zorunda kalan insanlar yerleştirilmeli, onlar yaşamalı. Ama YPG'nin amacı bu değil. YPG gittiği yerlerde kendisi gibi düşünmeyen Kürtler dahil herkesi göçe zorluyor, etnik temizlik yapıyor. Esasen bu operasyondan YPG, PYD'nin rahatsız olmasının PKK dahil sebebi budur. DAEŞ'le mücadele ettiğini söyleyen bir terör örgütü, DAEŞ'e yönelik diğer güçlerin yürüttüğü operasyondan neden rahatsız olsun? Madem ortak hedef DAEŞ, neden rahatsız oluyor? Burada, YPG'nin, hem ABD'nin söz verdiği gibi hem de kendilerinin açıkladığı gibi öncelikle, bir an evvel Fırat Nehri'nin doğusuna geçmesi gerekiyor. Geçmediği takdirde hedef olacaktır. Ama Münbiç ve diğer bölgelerdeki buralardaki Araplar tabi ki hedef değildir. Esasen hepimizin ortak amacı bu bölgeden DAEŞ'i temizlemektir."

Hollanda'daki Türk vatandaşları
Hollanda'da yaşayan Türklerin ikili ilişkilerde önemli rol oynadığını belirten Çavuşoğlu, "Son zamanda bazı gerginlikler ortaya çıktı. PKK'yı destekleyenler ya da FETÖ'cülerle, Türkiye’yi seven ve Türkiye'de yaşananlara karşı duyarlı olan vatandaşlarımız arasında bazı gerginlikler ortaya çıktı." diye konuştu.

Türk toplumunun, Hollanda'da bazı siyasi partilerin artan Türkiye ve İslam karşıtı eğilimlerinden rahatsız olduğunu ve etkilendiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Değerli dostum Bert son istatistikleri bugün benimle paylaştı ve Hollanda'da bu trendin tersine döndüğünü görüyoruz. Bundan da büyük bir mutluluk duyuyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, bu olumsuz tutumun değişmesinde merkezde siyaset yapan Hollanda'yı yöneten politikacıların negatif akımlara karşı sergilediği tutumun ve güçlü duruşun önemli rol oynadığını vurguladı

"Avrupa'daki Türk toplumunun barışçıl gösteri hakkı unutulmamalı"
Hollandalı mevkidaşı Koenders'ın Türkiye'deki darbe girişiminden sonraki süreçte basın özgürlüğünün altının çizilmesinin önemli olduğuna ve Türkiye'de yaşananların Hollanda'ya taşınmaması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerinin ardından söz alan Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa'daki vatandaşlarının bulunduğu ülkelerde uyum içinde yaşamalarını arzu ettiğini vurguladı.

Darbe girişiminin ardından Türkiye'de en eleştirel medya gruplarına bile sahip çıkıldığını söyleyen Çavuşoğlu, "Her gün bizi ağır bir şekilde eleştiren, hakaret eden basın yayın organlarının bile bu özgürlüğünü başından bu tarafa nasıl kullandığını hepimiz görüyoruz. Fakat darbeye destek veren, darbenin içinde olan medya kartı sahiplerine, basın özgürlüğü ya da gazetecilerin özgürlüğü gibi bakmamız diğer gazetecilere de basın organlarına da haksızlık olur. Maalesef bu FETÖ terör örgütüne bağlı ve onların desteklediği bazı Avrupa ülkelerinde de medya mensupları var, bunu da çok iyi biliyoruz. Hem biz biliyoruz, hem de Avrupalı dostlarımız biliyor." diye konuştu.

Çavuşoğlu, terörle mücadeleye ilişkin gerek FETÖ gerek PKK konusunda AB üyesi ülkelerle ya da Türklerin yaşadığı ülkelerle yapılan işbirliğinin, buralarda yaşanan ya da yaşanacak olayları önleme bakımından çok etkili bir yöntem olduğunu söyledi.

İncirlik üssü
Çavuşoğlu, bir gazetecinin, geçen hafta Türkiye'yi ziyaret eden Almanya'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth'un "Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü'nü ziyaret etmesi konusunda ivme kazanıldığı" yönündeki açıklamasını hatırlatarak, bu konuda bir gelişme olup olmadığı yönündeki sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Alman milletvekillerinin İncirlik'e yapmak istediği ziyaret, bundan sonra Almanya'nın atacağı adımlara bağlıdır. Eğer Almanya gerekli adımları atarsa biz böyle bir ziyaretin gerçekleşmesini sağlarız. Aksi takdirde kusura bakmasınlar, bizim tarihimizle haksız yere oynamaya çalışan kişilerin bizim hassas bölgelerimizi ziyaret etmesine izin vermeyiz. Bunu başından beri söylüyoruz, dolayısıyla bundan sonraki süreç Almanya'nın atacağı adımlara bağlıdır."

Hollanda Dışişleri Bakanı Koenders
Hollanda Dışişleri Bakanı Koenders da FETÖ'nün darbe girişimini "kanlı ve zalim kalkışma" olarak nitelendirerek, girişimin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndaki temelleri hedef aldığına dikkati çekti.

Koenders, Türk milletinin silahsız olmasına rağmen kararlılıkla darbe girişimine karşı sokağa döküldüğünü anımsatarak bu girişimin hem demokratik yollarla seçilmiş hükümete hem de demokrasiye karşı yapıldığını söyledi.

Bakan Koenders, darbe girişiminde 241 kişinin şehit olduğunu, o gece Çavuşoğlu'nu aradığını ve "çok sert bir tonda" bu girişimi kınadığını dile getirdi.

Darbe girişiminin faillerine ilişkin Koenders, "Mutlaka bu darbe girişiminin arkasındaki failler, bundan sorumlu tutulmalı ve gerekli uygulamalar kendileriyle ilgili olarak yapılmalı. Kimse hukukun üstünde değildir. Bu vesileyle Türkiye, kurumlarının güçlülüğünü de gösterebilir. Bütün bunları yaparken orantısallık ve şeffaflık ilkeleri temelinde hukukun üstünlüğünün bu ülkede olduğunu gösterebilir." diye konuştu.

Hollanda'daki Türk toplumunun durumu
Hollanda'daki Türk toplumunun darbe girişiminden sonraki duygularının anlaşılır olduğunu ifade eden Koenders, "Ancak bir yandan da istikrarı tesis etmemiz gerekiyor. Türkiye'de yaşanan olayların, Hollanda'ya taşınmaması gerekiyor. Belki bu noktada toplumlar arasında anlayışı iyileştirmek için çalışmalıyız ve farklılıklarımızı bir şekilde gidermenin yollarını bulabiliriz diye düşünüyoruz." dedi.

Koenders, "Bir kez daha gerçekten geçen ay Türkiye'de yaşanmış bu olayın ne kadar önemli olduğunun altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kalkışma, darbe girişimi sonrasında mağdur olan herkesin yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bizler demokrasi için mücadele edenlerin, demokrasisini koruyanların yanındayız." diye konuştu.

Türkiye'nin Hollanda'daki Türk toplumuyla ilgili konulara müdahale ettiği yönündeki haberlere ilişkin bir soruya Koenders, Hollanda'da yaşayan Türklerin ne olup bittiğiyle ilgili hassasiyetleri olabileceği, bu hissiyatların Hollanda toplumuna tamamen taşınmaması gerektiği yanıtını verdi. Koenders, "Herhangi bir müdahale yok, olmamalı da. Sadece barışçıl bir şekilde bu hissiyatın farkında olmalıyız ve bunların olduğunu kabul etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.