Abdullah Yıldırım

Abdullah Yıldırım

CEMAAT VEYA CAMBAZ

CEMAAT VEYA CAMBAZ

Dünyada ülkemiz kadar ilginç olaylar görülmez, dünün muktedirleri bir anda mağdura dönüşebilir. Bir zamanların güçlü cemaati, bu gün silinme noktasına gelmesi son derece ilginç. Daha iki ay önce Fetullah Gülen’in vaazlarını huşu içinde dinleyenler, bu gün hocanın İsrail ajanı mı, yoksa Amerika’nın ajanı mı olduğuna bir türlü karar veremedikleri gibi, Müslüman olduğundan bile şüpheye düştüler...

Çünkü lider, bunların yaptığı dinlemeleri beğenmedi, hoca oldu Hasan Sabah’a yoldaşlık edenlere söylenen. Haşhaşla müritlerininin beynini uyuşturduğu için haşhaşı denilen, büyük Selçuklular döneminin örgütünün haşhaşi şeyhi...

Bu arada bir milyondan fazla Suriyeli bizim vergilerimizle, yiyip içip geziyorlar. Bunların tüm ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz, gününde vergi veremeyeni icraya veren devletimiz, bize sormadan bizim paralarla, milyonlarca insana bakıyor. Bunlara rızamız yok ama bunu gündeme getirmeye kalksan, hemen bir paralel örgüt önünüze konuyor, muhalefet ortada olmadığı için cambaza bakarken, ceplerimiz boşalıyor...

Cemaat denilen gurup ilginç bir oluşum ama bunlar bugün ortaya çıkmış değiller ki… Yıllardır okulları, hastaneleri, bankaları, işadamları ile ayrı bir devlet sanki. Amaçları nedir, nereye varmak istiyorlar, hedefleri ne zaman oluşacak bu da muamma... Fakat tüm kötülüklerin anası gibi bunları göstermekte, bunlar için inanılmaz bir güç vehmetmekte yanlış...

Devleti 12 yıldır yöneten iktidar belli, kimi yönettikleri de belli, bunlar bu kadar palazlanmış ise iktidarın yardımı olmadan büyümeleri imkânsız. Bu hale gelmiş, devlet içinde devletlerse bu güne kadar bu ülkenin istihbarat kurumu ne iş yapmış, o sorgulanmalıdır...

Aslında devlet Türk devleti ise adı son günlerde değişmediyse, bir Türk olarak biz Türk Dünyası’nı merak ediyoruz. Doğu Türkistan’ı, Uygurları, Kerkük Türkmenlerini merak ediyoruz. Bunlar ne yapıyor, bunların zulüm altında olduklarını biliyoruz ve devletin birinci acil görevinin bunlara yardım etmesini bekliyoruz...

Hamasın Başbakanı Haniye, 2012 de Selahattin Demirtaş’a inşallah Diyarbakır’ında özgürleştiğini görürüz dedi. Yüzlerce haber yapıldı ve bu haber yalanlanmadı yani hepimizin aynı düşüncede olduğunu kabul edemiyoruz. Bizim Türklerin birinci hassaslığı yukarıdaki yazdığım bölgedir. Böyle olmalıdır. Dünya yapay bir devlet olan İsrail’den nefret etmiş, Filistin’den de Gazze’den de bıkmıştır…

Devamlı cemaat denmesi de olayın boyutunu değiştirmemektedir. Ne olacak bu milyonlarca Suriyeli, kaç yıl bakılacak? Hepsinin ortalama 10 çocuğu olan bu aileler, 5 yılda sayıları ikiye katlanacaktır. Hani Eset! yıkılacaktı, tüm öngörüler boş çıkmakta, 5 dil bilen İhsanoğlu ile alay edilmektedir...

İstiklal Marşı gerçekten Çanakkale Savaşı ruhu ile yazılmıştır. İki şiirde birbirine benzer ama gelin bunları izah edecek kişi bulun, etsen bile kimse inanmaz adeta hipnoz olmuş gibi bir toplum oluştu... Her olayın arkasında da cemaat falan olamaz, normal insanlar düşünemezler mi, cemaate Tanrı dağları kadar uzağız ama doğruları kim söylerse de dinlemek lazım. Eğer bu ülkede hırsız varsa, hırsız demeliyiz, şeyh sahte ise sahte demeliyiz, bu devirde zaten şeyh olmaz, yüce Allah ile kul arasına giren her kesime de şüpheyle bakmalıyız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldırım Arşivi
SON YAZILAR