CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)- "Milletime sözüm söz, kul hakkı yiyenlerden hesap sorulmasını istiyorsanız, tek bir adresiniz var CHP. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: 'Kul hakkı yiyenden hesap sorun, bu İslamiyet'te en büyük günahtır' diyorsanız, o gün

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Milletime sözüm söz, kul hakkı yiyenlerden hesap sorulmasını istiyorsanız, tek bir adresiniz var CHP. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: 'Kul hakkı yiyenden hesap sorun, bu İslamiyet'te en büyük günahtır' diyorsanız, o günahın gereğinin yerine getirilmesini istiyorsanız, gelin CHP'ye, bu düzeni kökten değiştirelim." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dün gece bomba yüklü bir araçla yapılan saldırıda iki askerin şehit düştüğünü, 46 kişinin ise yaralandığını anımsattı.

Şehit haberlerinin yüreğini yaktığını belirten Kılıçdaroğlu, 14 yıldır iktidarda bulunan, "Bu sorunu çözeceğiz" diye masaya oturan hükümetin, şehitlerin, gazilerin hesabını vermek zorunda olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Şehirler silah deposu haline getirilirken 'aman sakın dokunmayın' diyenler bunun hesabını verecek. Kamyonla, Kalaşnikof silahlar Nusaybin'de dağıtılırken seyrediyorlardı. Her gün şehidimiz geliyor. Bunun hesabı sorulmayacak mı?" diye konuştu.

Kilis'te vatandaşların "Acaba bomba nerede patlayacak" diye diken üstünde bulunduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın, bütün belalardan kendini sıyırarak, CHP'yi suçladığını savundu.

Vatandaşlardan, "14 yıldır bu ülkeyi bu hale kim getirdi" diye vicdanlarına sormalarını isteyen Kılıçdaroğlu, gencecik çocukların, üniversite mezunlarının işsiz olduğunu kaydetti.

"Ankara'daki beylerin çocuklarının bir elleri yağda, bir elleri balda. Bunlar Türkiye için hayırlı sonuçlar değil" diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin soyulduğunu artık herkesin bildiğini ileri sürdü.

Uluslararası Şeffaflık Derneği'nin geçen hafta "Türkiye analizi" yayımladığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bu analize göre yolsuzlukla mücadele eden kurumların 100 üzerinden en az 60 puan alması gerekirken, TBMM'nin 42, savcıların 40, yargının 39, hükümetin 33, basının ise 26 puan aldığını aktardı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, raporda, "kuvvetler ayrılığı ilkesine uyulmaması, yetkilerin anayasal sınırlar içinde kullanılmaması, iktidarın yasama, medya, kamu denetçiliği gibi kurumlar üzerindeki nüfusu, hükümetin bütün gücü elinde tutması ve şeffaflık sistemi üzerine düşen koyu gölgesi" nedeniyle Türkiye'nin bu durumu yaşadığına dikkat çekildiğini belirtti.

- "Ahlaki yozlaşma yüzde yüz arttı"

Yolsuzluk yapan bakanlarla ilgili dokunulmazlıklar söz konusu olduğunda, "Benim hırsızım iyidir, devleti soyabilir" denilerek, dört bakanın dosyasının kapatıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, bütün dünyanın bunu bilmesine rağmen, parlamentonun bunun hesabını soramadığını iddia etti.

Medyada yaşanan sıkıntılar da değinen Kılıçdaroğlu, "Eğer hükümetten yanaysanız, bütün kamu bankalarının ilanları gelir, her türlü kredi açılabilir yeter ki havuz medyasından olun. Değilseniz, her türle ceza ve baskı üzerinizde vardır." dedi.

AK Parti'li bir milletvekilinin "Başkanlık sistemine ne gerek var, yasama, yargı ve hükümet zaten bizim emrimizde" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bu tablonun ahlaki erozyonu ortaya çıkardığını savundu.

Din üzerinden siyaset yapan bir iktidar döneminde, 14 yılda ahlaki yozlaşmanın yüzde yüz arttığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Yapanın yanına kar kalıyor ama milletime sözüm söz, kul hakkı yiyenlerden hesap sorulmasını istiyorsanız, tek bir adresiniz var CHP. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: 'Kul hakkı yiyenden hesap sorun, bu İslamiyet'te en büyük günahtır' diyorsanız, o günahın gereğinin yerine getirilmesini istiyorsanız gelin CHP'ye bu düzeni kökten değiştirelim." diye konuştu.

- "Siyasette ahlaki kurallar yok"

Ahlakın çok önemli olduğunu, bunun pek çok kültürden, dinden beslendiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasette ahlaki kuralların bulunmadığını, bu nedenle Siyasi Ahlak Yasası'nın çıkarılmasının gerektiğini bildirdi.

İslamiyet'te de ahlaka büyük önem verildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Hazreti Muhammed'in, Mekke'nin ileri gelen ailelerinden bir kadının yaptığı hırsızlığı affetmesi için kendisine gelen aracıya, "Geçmiş ümmetlerin helak olmasının başlıca sebeplerinden biri cezaların sadece fakir ve zayıf kimselere tatbik edilip, zengin ve soylu güçlülerin affedilmesi. Allah'a yemin ederim ki eğer hırsızlık yapan Muhammed'in kızı Fatma olsaydı, onun da elini keserdim" diyerek, cezayı uyguladığını anlattı.

"İşte ahlak, erdem, güzellik, adamına göre muamele budur" diyen Kılıçdaroğlu, "Bunlar sabah, akşam din üzerinden siyaset yaparlar değil mi? 'Allah, peygamber, din, iman' diyorlar değil mi? Kendi hırsızlarını korudular mı korumadılar mı? Hırsızların altına yattılar mı yatmadılar mı? Yine kıyameti koparacaklar, 'Kılıçdaroğlu bunu niye söyledi?' Kim hırsızın önüne yatarsa, karşısında beni bulur. Benim vicdanım rahat" ifadesini kullandı.

Hazreti Muhammed'in bir hadisinde, "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, toplumda herkesin ahlaklı olması, ahlaki kuralların yüceltilmesi gerektiğini belirtti.

-"Gel bunlara 'Müslüman' de"

Müslüman olanın yalan söyleyemeyeceğini, küfür etmeyeceğini, kul hakkı yemeyeceğini, israf yapmayacağını, kibirden sakınacağını ve sözünde duracağını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ben bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: Çıktılar ne dediler? 'Camide içki içildi' dediler, yalan söylediler. Caminin imamı, 'burada içki içilmedi' dedi. Doğruyu söyleyen imamı başka yere sürdüler ve kendi yalanlarının arkasında durdular. Şimdi gel de sen bunlara 'Müslüman' de. Nasıl insanlar bunlar? 'Kabataş İskelesi'nde başı örtülü bir kadına 30-40 kişi saldırdı, bunun görüntülerini Salı günü göstereceğim grupta' demişlerdi. Ne görüntü var ne de bir şey var... Yalan mı? Müslüman yalan söyler mi? söylemez. Küfür etmez. 'Terbiyesiz, cibilliyetsiz, ahlaksız, sapık' diyen bunlar, hatta bir gazeteci kadına 'haddini bil edepsiz kadın' diyenler bunlar. Peki bunu söyleyen bir ülkenin başbakanıysa, topluma örnek olamaz. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. 'Her türlü günahınla gel affederim ama kul hakkıyla gelme' dedi Rabbimiz, gelmeyeceksin. Peki aile boyu yolsuzluk yapmadılar mı bunlar? Köşeyi dönmediler mi bunlar? Vatandaşın beş kuruşuna tenezzül etmediler mi bunlar? 33 milyar liralık kaçak elektriğin faturasını namuslu insanlara yüklemediler mi bunlar?"

Sabah, akşam kul hakkı yiyenlerin, "Çık adam gibi söyle, ben kul hakkı yemedim diye" çağrısını duymazlıktan geldiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Tabi bu arada bana sataşmayı da ihmal etmiyor. 'O çıraktır' diyor. Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Bülent Ecevit'in çırağıyım. Ama o zata da söyleyim, sen de hırsızların ustasısın. Hırsızlık konusunda kimse eline su dökemez, gayet açık, net söylüyorum. Aile boyu hırsızlık yaptılar." dedi.

-"Din maskesini indireceğim"

Müslüman'ın israftan kaçınacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, Ebu Zer'in saray konusunda Muaviye'ye, "Bu sarayı halkın parasıyla yaptıysan, hırsızlıktır, haksızlıktır. Eğer bu sarayı kendi paranla yaptırdıysan israftır, haramdır." dediğini aktardı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Oturduğu saray, haram sarayıdır. Çoluk, çocuk ekmek bulamazken, insanlar işsizken sen kalkıyorsun dünyanın parasını gömüyorsun, kendine saray yaptırıyorsun, 'Bunu kaça mal ettin' dediğimizde de bunu açıklamıyorsun. Neden açıklamıyorsun? Bir, hırsızlar çaldıkları malı açıklamazlar. İki, bu tür sarayda oturanlar açıklamazlar. İkisinin de felsefesi aynıdır." diye konuştu.

Müslüman adamın sözünde duracağına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Hele hele namusu ve şerefi üzerine yemin etmişse kesinlikle durur. Bu zat, namusu ve şerefi üzerine yemin etti. 'Namusum ve şerefim üzerine tarafsız davranacağıma ant içerim' dedi. Niye durmuyorsun sözünde? Hangi gerekçeyle durmuyorsun? Bir şeyi söylüyorum, Bu hırsızların ve tecavüzcülerin din maskesini kesinlikle indireceğim." dedi.

Başbakan Davutoğlu'nun kendisine yönelik "edep yahu" ifadesini kullandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Edep nedir biliyor musunuz? Yasalarla verilen görev yerine getiriliyorsa, edep de vardır, ahlak da vardır. Kurallara uyuluyorsa, edep de vardır, ahlak da vardır. Edebin özü insanı kamildedir. İnsanı kamil, hem edeplidir hem ahlaklıdır. Şimdi kalkıyor İstanbul'da konuşuyor, 'Nereden çıktı bu gökdelenler İstanbul'un bağrına hançerlenmiş gibi?' Bu adam gerçekten başbakan mı? Türkiye'de yeni mi yaşıyor. İstanbul'u 20 küsür yıldır siz yönetiyorsunuz. Eğer sen edepten, ahlaktan, yasalara, yargı kurallarına uymaktan söz ediyorsan, yapacağın tek şey var. Sultanahmet Camisi'nin silüetini bozan 16-9 gökdelenleri var. Onları mahkeme kararına göre traşlarsın, söz veriyorum ben de geleceğim seni kutlayacağım, 'sağol Sayın Başbakan' diyeceğim. 'Edep budur, sizi kutluyorum' diyeceğim."

(Sürecek)




Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.