Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde İzzetbegoviç'i Anma Programı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde İzzetbegoviç'i Anma Programı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Türkiye'ye gelecek olan Batı'daki benim vatandaşıma kalkıyorlar, köpeğe üzerini arattırıyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi? Sen kendin arayamıyor musun, kendin arasana. Bayansa, bayan polisine arat. Niye? Çünkü bunların kar

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'ye gelecek olan Batı'daki benim vatandaşıma kalkıyorlar, köpeğe üzerini arattırıyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi? Sen kendin arayamıyor musun, kendin arasana. Bayansa, bayan polisine arat. Niye? Çünkü bunların karakterinde, cibilliyetinde bu var ama bir Müslüman'da bu olamaz çünkü Müslüman zulmetmez." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen "Vefatının 14. Yılında Aliya İzzetbegoviç'i Anma Programı"ndaki konuşmasında, bu anlamlı merasim sebebiyle Aliya İzzetbegoviç'in teslimiyetine, cesaretine, bilgeliğine ve sarsılmaz imanına hep birlikte şahitlik ettiklerini belirtti.

TRT yönetimini böylesine abidevi bir şahsiyetin hayatını diziye aktardığı için gönülden tebrik eden Erdoğan, "Özgün ve yoğun bir çalışmanın ürünü olan bu dizinin Aliya'nın çok daha geniş kitlelerce tanınmasına vesile olacağına inanıyorum. Bilhassa içinde bulunduğumuz sancılı dönemde, Aliya'nın siyasi, sosyal ve ilmi mirasına çok iyi sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.

Her canlının fani olduğunu, vakti saati gelince muhakkak ölümün tadılacağını anlatan Erdoğan, "Kalmak yok. Gidiyoruz. Hepimiz yolcuyuz ve gideceğiz ancak bu dünyadan göçse bile insan eserleriyle yaşar, geride bıraktıklarıyla nesilden nesile aktarılır. Aradan asırlar geçmesine rağmen bugün halen yolumuzu aydınlatan kitaplar var. Yıllar geçse eskimeyen, her okuduğumuzda içimizi ısıtan şiirler var. Kısacık ömrüne koca bir tarihi sığdıran, ilham kaynağımız şahıslar var." dedi.

Aliya İzzetbegoviç'in de böyle bir karakter, böyle müstesna bir insan olduğunu vurgulayan Erdoğan, İzzetbegoviç gibi çok yönlü birini tarif etmenin, birkaç kelimeye, birkaç cümleye sığdırmanın kolay olmadığını söyledi.

Her insanın temayüz eden bir tarafı, diğer yönlerini aşan bir alametifarikası bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Benim için Aliya İzzetbegoviç'in en büyük eseri Bosna, en önemli mirası da asaletidir." ifadesini kullandı.

Aliya İzzetbegoviç'in her tavrında, her söyleminde Müslüman'a has vakar, özgüven ve tevazunun bir arada olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Komünist rejimin tüm şiddetiyle üzerlerine geldiği ilk gençlik yıllarından 78 yaşında son nefesini verdiği ana kadar Aliya, Müslüman olmanın, Müslüman kalmanın, Müslümanca yaşamanın mücadelesini vermiştir. Ne inancından ne medeniyetinden ne de Boşnak kimliğinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Yeri geldiğinde en keskin kelimelerle kendini eleştirmiş, nefis muhasebesi yapmaktan çekinmemiştir. Kutlu mücadelesini kavmiyetçiliğin sınırlarına hapsetmemiştir.

Batı karşısında eğilmektense, onlara benzemektense ölmeyi tercih edecek kadar asildir. Zira onun nazarında savaş, ölünce değil asıl düşmanına benzeyince kaybedilen, bitmez tükenmez bir mücadeledir. İçimizdeki sözde aydınların, bütün bunların aksine, Batı karşısında elpençe divan durmayı, Batılı efendilerine şirin gözükmeyi milletine ihanet sayar. 'Avrupalı bir Müslümanım' derken de 'Ben Avrupa'ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum' der. 'Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik' derken de sadece ve sadece hakikati haykırır. Çünkü Batı 7'den 70'e öldürdü ve hala öldürüyor. "

- "Bu her şahsa nasip olmaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aliya'nın Batı karşısında bu kadar cesur, bu kadar açık sözlü olmasının sebebi, elbette yaşadıkları ve şahit olduklarıdır." dedi.

Aliya İzzetbegoviç'in hapis, baskı, yıkım ve savaş dahil belki de görülebilecek bütün acıları 78 yıllık ömrüne sığdırmış birisi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Cezaevini de görmüştür, bunun yanında savaşı da görmüştür. Bu, her şahsa nasip olmaz. İşte bu, asaletinin en temel bana göre harcıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Medeni Avrupa'nın göbeğinde, tüm dünyanın gözü önünde tam 3,5 yıl boyunca İzzetbegoviç'in yüz binlerce vatandaşının vahşi bir şekilde katledildiğini kaydeden Erdoğan, "Srebrenitsa aslında bunlardan bir tanesi. O, Srebrenitsa'daki tarihin en utanç verici soykırımlarından birine şahit olur." dedi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'ya sığınan çoğu kadın ve çocuk 8 bin 372 kişi, Hollandalı askerler tarafından onların yamyamlarına teslim edilir. Ne yaptı Batı? Bu olaylar karşısında ses çıktı mı? Hala bu yamyamlar yaşamıyor mu? Hala yaşıyor. İşte son seçimlerde, Hollandalıların o yamyamlarıyla bizim insanlarımıza nasıl saldırdıklarını, hatta hatta bayan bakanımıza varıncaya kadar nasıl saldırdıklarını gördük. Benim Trabzonlu Hollanda'da çalışan işçimin, köpeklerle saldırtmak suretiyle nasıl üzerine çullandırdıklarını gördük. Bakın şimdi yine aynı şey oldu. Türkiye'ye gelecek olan Batı'daki benim vatandaşıma kalkıyorlar, köpeğe üzerini arattırıyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi? Sen kendin arayamıyor musun, kendin arasana. Bayansa, bayan polisine arat. Niye? Çünkü bunların karakterinde var, bunların cibilliyetinde bu var ama bir Müslüman'da bu olamaz çünkü Müslüman zulmetmez, edemez."

- "Aliya, Müslüman duruşundan da asla taviz vermedi"

Aliya İzzetbegoviç'in her fırsatta diğer ülkelere demokrasi, insan hakları, özgürlük dersi verenlerin karanlık ve kanlı yüzüne bizzat tanık olduğunu aktaran Erdoğan ancak bütün bunlara rağmen İzzetbegoviç'in hakikatın onurunu, hiçbir hesaba, hiçbir diplomatik manevraya feda etmediğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzzetbegoviç'in Müslüman duruşundan da asla taviz vermediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Şahsının ve halkının yaşadığı onca zulme, şiddete ve vahşete rağmen intikam peşinde koşmamıştır. Duygularının aklını esir almasına izin vermemiştir. Savaş kolaydır, barış ise çok daha zor. Barış için akıl gerekir, fedakarlık gerekir, vizyon gerekir. Hepsinden önemlisi affedebilecek yüce bir gönül gerekir. Aliya, Bosna'nın geleceği için, barış, huzur ve istikrarı için bu fedakarlığı göstermekten çekinmemiştir. O başkomutan olarak halkının önüne düştüğünde de Dayton'da barış masasına oturduğunda da hep zor olanı seçmiştir.

Dayton'la ilgili şu ifadeyi kullandı; 'Kabul etmek zorundaydım' dedi ve şu anda üç parçalı bir Bosna var. Ben ne sıkıntı çektiklerini biliyorum. Böyle bir devlet anlayışının neler getirip götüreceğini bir siyasetçi olarak biliyorum. Temenni ederim ki Dayton, masaya yatırılır ve oradaki sıkıntılar da bir an önce hayırlısıyla aşılır."

(Sürecek)



Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.