Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "(Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği teklifinin görüşmeleri) Komisyon başkanı isteseydi, oraya ne medyayı ne de danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleriyle bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği teklifi görüşmelerine ilişkin, "Komisyon başkanı isteseydi, oraya ne medyayı ne de danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleriyle bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına böyle bir alan açtı. Onlar maalesef kendilerine verilen bu fırsatı kalkıp da usulüne uygun şekilde kullanmadılar. Bu millete gerçekten çok çok üzüntü verecek bir tabloyu orada sergilediler. Bu millet buna layık değil. Bu millet bu tür görüntülere layık değil. Bunlar da bu milletin temsilcisi olmaya layık değil." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "25. Muhtarlar Toplantısı"nda, Amasya, Ankara, Antalya, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Mersin, Muş, Nevşehir ve Niğde'den gelen muhtarlara hitap etti.

"Elde ettiğimiz her başarı, bizi tarihe gömmek isteyenlere en büyük cevabımızdır" ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 93 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu, halbuki devlet geleneği olarak Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlarda da görüleceği üzere, 2 bin 200 yılı aşkın geçmişi bulunduğunu belirtti.

"Biz göçebe kabilesi değiliz. Biz devletler kurmuş, tarihi böyle yazmış bir milletiz. Mensubu olmaktan şeref duyduğumuz inancımızın bin 400 yıllık birikiminin bugünkü varisleriyiz biz. Coğrafyamızdaki devlet ve medeniyet varlığımız bin yılı buldu" diyen Erdoğan, en büyük meselenin bu şanlı geçmişi, birikimi yeni nesillere en iyi şekilde öğretememek olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Tarih kitaplarında maalesef hep aldatıldık. Bundan dolayı da ne yazık ki nesiller o heyecanı yakalayamadılar. Şimdi onlara bu heyecanı vermemiz lazım. Geçmişimizi bilmeyince, bugün önümüze çıkan, daha doğrusu çıkartılan birtakım meseleler karşısında ne yapacağımızı kestiremiyoruz. Asıl fotoğrafı göremeyince, küçük sorunlar gözümüzde büyüyor. Terör eylemleri bunlardan biridir, canlı bomba saldırıları bunlardan biridir, paralel devlet yapılanmasının ihanetleri bunlardan biridir. Halbuki sadece geçtiğimiz yüzyılda topraklarının altıda birinden fazlasını kaybederek, 780 bin kilometre kareye inen Türkiye için bunlar olağanüstü meseleler değildir. Tabi ki şu gerçeğin farkındayız, karşımızdaki terör örgütü sadece eli silahlı 5-10 bin militandan oluşmuyor. Bu örgütü asıl cesaretlendiren ve yaşatan arkasındaki karanlık destektir, o hep söylüyorum, üst akıldır. Paralel yapı yıllarca sırtından beslendiği bu millete ihanet ederek, başka mahfillerin operasyon aracı haline dönüşmüştür. Türkiye'yi ısrarla terör örgütlerini destekleyen bir ülke olarak göstermeye çalışanları kimlerin teşvik ettiği gayet açıktır. Dokunulmazlık görüşmelerinden terör örgütünün marşını söyleyerek çıkan, sözüm ona milletvekillerinin de onları birer kahraman edasıyla haberlerine taşıyan medya kuruluşlarının da iplerinin nereye uzandığı malumdur."

Konuşmasında parlamentoda, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin görüşmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Parlamentoda sözde milletvekilleri olarak oturumları ne hale getirdiklerini izlediniz. Komisyonda neler yaptıklarını izlediniz. Sıraların üzerinden nasıl atladıklarını gördünüz. Adeta oraları işgal kuvvetleri gibi kalkıp işgal etmeye ve oralarda danışmanlarına varıncaya kadar vesaire bu tür eylemler yapma girişiminde bulundular. Halbuki orada komisyon başkanı isteseydi oraya ne medyayı sokardı ne de bu danışmanları vesaire sokardı. Sadece komisyon üyeleriyle bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına böyle bir alan açtı ama onlar bu alanı maalesef kendilerine verilen bu fırsatı kalkıp da usulüne uygun şekilde kullanmadılar ve bu millete gerçekten çok çok üzüntü verecek bir tabloyu orada sergilediler. Bu millet buna layık değil. Bu millet bu tür görüntülere layık değil. Bunlar da bu milletin temsilcisi olmaya layık değil."

- "Örnek bir mücadele"

Türkiye, demokratik hukuk bir devleti olduğu için bu meseleleri usulüne uygun, usulüne göre çözmenin gayreti içinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, dünyada başka hiçbir ülkenin gösteremeyeceği hoşgörüyü, esnekliği, sabrı ortaya koyarak her bakımdan örnek bir mücadele yürütüldüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü bizim inancımız da kültürümüz de tarihimiz de başka bir yönteme izin vermez." dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçmişlerinde ırkçılıktan soykırıma ve sömürgeciliğe kadar her türlü ayıbın izlerini taşıyanların Türkiye'nin yürüttüğü bu mücadeleye edecek tek bir sözleri dahi olamaz. Türkiye'yi demokrasi, hak, özgürlükler gibi konularda sorguya çekenlerin en küçük bir tehdit karşısında nasıl bu kavramları askıya aldıklarını gördük, görüyoruz. Gezi olaylarında bize gösteri ve ifade hakkı nutukları çekenler, masum teşebbüsleri dahi orantısız bir sertlikle bastırma yoluna gidiyorlar. Batı'nın hangi ülkesine bakarsanız bakın oralarda bunu görürsünüz. İşte İsveç'te bakanlık makamına gelmiş olan bir Müslümana yapılanı gördünüz. Sonunda bakanlıktan istifa etmek durumunda kaldı. Aynı şekilde yine bir bayan milletvekiline İsveç'te yapılanı gördünüz. Hani sizde hak vardı, hani özgürlükler vardı, ne oldu, niye bunları yaptınız? Halkın oylarıyla gelmiş olan bu insanlara niçin bu saygısızlığı yaptınız? Açıkçası ben batı ülkelerinde giderek daha sıkça karşılaşmaya başladığımız bu görüntülerden, bu hak ihlallerinden demokrasi ve özgürlükler adına endişeliyim. İnsan hakları örgütlerini, medya kuruluşlarını, yazarları, akademisyenleri, parlamentoların duyarlı üyelerini bu vahim durum karşısında ben harekete geçmeye davet ediyorum. Türkiye olarak kendilerine her türlü desteği vereceğimizden emin olsunlar."

- "En az Türkiye kadar dayanıklı, dirençli olmayı öğrenmeleri gerekiyor"

Terör örgütlerinin giderek küreselleşen bütün tehditleri karşısında tüm ülkelerin en az Türkiye kadar dayanıklı, dirençli olmayı öğrenmeleri gerektiğini anlatan Erdoğan, aksi takdirde dünyanın herkes için yaşanması zorlaşan bir yer haline dönüşeceğini bildirdi.

Son zamanlarda Kilis'e Suriye tarafından sürekli taciz atışları yapıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu saldırılarda çok sayıda vatandaşın ve bunun yanında Suriyeli misafirin hayatını kaybettiklerini, şehit düştüklerini kaydetti.

Kilis'te hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan, "Kilis'e yapılan her saldırıya misliyle karşılık verilmiştir, verilmeye devam edilecektir. Ben, Kilis'teki tüm kardeşlerimin, vatandaşlarımın bu olaylar karşısındaki sabrını da takdirle karşılıyorum. Bir mücadelenin içerisinden geçiyoruz. Sıkıntı, şüphesiz büyük. Sizler ki bütün oradaki muhacir kardeşlerimize bir ensar olarak başından beri elinizden gelen her türlü desteği verdiniz. Bunlar karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye'nin topraklarına ve vatandaşlarına yönelik hiçbir saldırıyı şunu iyi biliniz ki karşılıksız bırakmadık, karşılıksız bırakmayacağız. DAİŞ, en büyük zayiatı Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda ödemiştir ve buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerinin gerisindeki niyetleri biz çok iyi biliyoruz. Şundan emin olunuz başaramayacaklar. Türkiye hem tüm terör örgütleriyle mücadele edecek hem de kendi politikalarını hayata geçirecek güce ve kararlılığa sahiptir. Bundan endişeniz olmasın." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.