Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) - "Parlamentoda çalışmaları engellemek, çalışmaların sürecini uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay ama parlamentodan bu ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne g

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Parlamentoda çalışmaları engellemek, çalışmaların sürecini uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay ama parlamentodan bu ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne gidecektir. Eğer millete saygınız varsa, eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gazi Mustafa Kemal'in 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsanız, o zaman bir an önce bırakın müzakereler bitsin ve milletin önüne gitsin, millet ne karar veriyorsa bu karara hep birlikte biz de eyvallah diyelim." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 34. Muhtarlar Toplantısı'nda, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Antalya, Aydın, Denizli, Kocaeli, Kütahya, Muğla, Nevşehir, Rize, Sakarya, Sinop ve Tokat illerinden gelen muhtarlarla bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz ihanetinin müsebbibi olan FETÖ ile mücadeleyi, bürokrasiden iş dünyasına, uluslararası alana kadar tüm cephelerde sürdürdüklerini söyledi.

DEAŞ denilen, dünyada en büyük zararı Müslümanlara veren, en çok Müslüman kanı döken örgütü bitirmekte kararlı olunduğunu ifade eden Erdoğan, meşrep farklılıklarını kaşıyarak kendilerine zemin bulmaya çalışan örgütlere de aman vermediklerini belirtti.

- "Kartların açık oynanmasını umuyoruz"

Bu örgütlerin üzerine gittikçe, dışarıya verdikleri farklı görüntünün ortadan kalktığının, hepsinin aynı ahtapotun birer kolu olduğunun ortaya çıkmaya başladığının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:

"Düne kadar DEAŞ çatısı altında kan dökenler, bakıyoruz bugün PYD/YPG kimliğiyle karşımıza çıkıyor. FETÖ derseniz, ülkemize ve milletimize düşman kim varsa tüm imkanlarını onun emrine veren kişiliksiz, kirli, satılık bir örgüt haline geldi. Rabbime hamdolsun bu örgütlerin her biri de attıkları her adımla gerçek yüzlerini kendileri ifşa ediyorlar. Yıllarca bize bu örgütleri birlikte çalıştıkları meşru yapılar olarak göstermeye çalışanların bile ortaya dökülen hakikatler karşısında artık söyleyecek sözleri kalmadı. Geldiğimiz noktada artık hiç değilse kartların açık oynanmasını umuyoruz. Kimsenin PYD için 'Bunların PKK ile ilgisi yok' diyecek hali kalmadı. Çünkü bizzat NATO destekli yayınlarda bu ilişki, bu bağ tüm delilleriyle ortaya çıktı. Kimsenin 'Bizim tek önceliğimiz ve amacımız DEAŞ ile mücadeledir' diyecek durumu da kalmadı. Çünkü Türkiye'nin El Bab operasyonu karşısında sergilenen tavır böyle bir hassasiyetin olmadığını gösterdi."

Aynı şekilde artık kimsenin FETÖ'yü savunacak, bu örgütün mensuplarını masum sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak gösterecek imkanının da kalmadığına işaret eden Erdoğan, "Bu örgütün Türkiye'de yaşanan darbe girişimindeki rolüne tereddütle yaklaşanlar, Rusya Federasyonu Büyükelçisi'ne yapılan suikastin ardından herhalde ikna olmuşlardır diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, acımasız bir güç meselesiyle karşı karşıya olduklarını, bu mücadelenin birinci şartının ayakta kalmak olduğunu dile getirdi.

- "Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak tek devletimiz var"

Bir yandan terör örgütleriyle mücadele ederken diğer yandan Suriye ve Irak'taki operasyonların sürdüğünü, aynı zamanda birlik ve beraberliği güçlendirmeye çalıştıklarını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunun için her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Bizim rabiamız bu. Niye tek millet diyoruz? Bizi bölemeyecekler de onun için. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Boşnak'ı, Arnavut'u, aklınızı ne gelirse, 80 milyon biz tek milletiz. Buna böyle inanacağız. İkincisi tek bayrak. Bizim şehidimizin kanından rengini alan, hilaliyle bağımsızlığımızın ifadesi olan, yıldızıyla da şehidimizin ta kendisi olan bayrağımızdan başka bayrak biz tanımıyoruz. Bu bayrak için şehit olanlar şehadete yürüyor. Üçüncüsü de 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyerek yola yürüyoruz. Eğer bir toprağın uğrunda ölenleri yoksa o sadece sıradan bir arazi olarak kalır, o vatan olmaz. Vatan olma sıfatına ulaşamaz. Dördüncüsü de tek devlet. 780 bin kilometrekare vatan ve bu vatanın üzerinde bizim Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak tek devletimiz var. Başka devlet tanımıyoruz. Kimse de böyle bir gayretin içine girmesin."

Erdoğan, Gabar'da, Tendürek'te, Besler Deresi'nde, akla neresi gelirse her yerde yaz kış demeden terörle mücadelenin devam edeceğini, ülkeye ihanet edenlerin bu ülkede yerinin olmayacağını vurguladı.

- "O kürsü yıkmak için oraya konmadı"

Ülkenin vatandaşı olanların, vatandaşlık bilinci ve görevi içinde huzuru bozmadan her türlü hakka sahip olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu ülkede cumhurbaşkanlığı makamına varana kadar bu payeye ulaşmadılar mı? Ulaştılar. İlla terörist olmak gerekmiyor ki. Kürt olup da cumhurbaşkanı olan büyüklerimiz oldu. En üst devlet makamlarında yer alan değişik etnik unsurlardan vatandaşlarım var benim. Bunları bu ülkede yaşadık. Silahlı Kuvvetler içinde en üst makamlarda olanları gördük, bildik, yaşadık. Kimseye bu yollar kapalı değil." diye konuştu.

TBMM Genel Kurulundaki anayasa değişikliği çalışmasına da değinen Erdoğan, "Anayasa değişikliği çalışmalarında yaşanan tabloyu görüyorsunuz değil mi? Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletinse Meclisin çalışma şekli, üslubu bellidir. Gelirsin söyleyeceklerini o kürsüde söylersin, ondan sonra da yerine oturursun. O kürsü yıkmak için oraya konmadı. O kürsü sadece söylenecek veya söyleyecek sözü olanlar için oraya konuldu." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleriyle Meclisin önüne gelip bir siyasi partinin mensuplarının orada eylem yapmalarının iyi niyet göstergesi olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"'Bizim ne yapacağımızı göreceksiniz' demek suretiyle demokrasi mücadelesi verenlere tehdit savurmak, bu anlayışta olanları bir yere ulaştıramaz. Bunun da böyle bilinmesi gerekir. Parlamentoda çalışmaları engellemek, çalışmaların sürecini uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay ama parlamentodan bu ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne gidecektir. Eğer millete saygınız varsa eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gazi Mustafa Kemal'in 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsanız, o zaman bir an önce bırakın müzakereler bitsin ve milletin önüne gitsin, millet ne karar veriyorsa bu karara hep birlikte biz de eyvallah diyelim."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.