Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4) - "Dün Kuzey Irak yönetimine bu derece muhabbetle bakan ve yardımcı olan Türkiye, bugün niye sınır kapılarını, hava sahasını kapatıyor? Bu sorunun cevabını en başta Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin vermesi gerekiyor. Çünkü mesele

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dün Kuzey Irak yönetimine bu derece muhabbetle bakan ve yardımcı olan Türkiye, bugün niye sınır kapılarını, hava sahasını kapatıyor? Bu sorunun cevabını en başta Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin vermesi gerekiyor. Çünkü meseleyi bu noktaya getiren biz değiliz, onlar." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "40. Muhtarlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimiyle yıllarca birlikte yaşandığını, işbirlikleri yapıldığını, bölgedeki insanların bugün huzur ve refah içinde yaşamasında en büyük pay sahibinin Türkiye olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mali yönden sıkıştılar, 'Memurlarımızın maaşını ödeyemiyoruz.' dediler. Bizden kredi istediler. Kendilerine ciddi manada kredi verdik. Kimse vermedi ama biz verdik. Öyleyse dün Kuzey Irak yönetimine bu derece muhabbetle bakan ve yardımcı olan Türkiye, bugün niye sınır kapılarını, hava sahasını kapatıyor? Bu sorunun cevabını en başta Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin vermesi gerekiyor. Çünkü meseleyi bu noktaya getiren biz değiliz, onlar." diye konuştu.

Bölgenin farklı kimliklerden oluşan yapısını dikkate almadan, adeta bir histeri haliyle, buram buram fırsatçılık kokan bir aceleyle hareket edenlerin tarih önünde hesap vereceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kalkıyor ne yapıyor, 'Kerkük benim' diyor. Ya sen hangi hakla 'Kerkük benimdir' diyorsun. Kerkük'te senin tarihin var mı? Ne işin var senin Kerkük'te. Kuzey Irak yerel yönetiminin olduğu bölgede otur, icraatını yap. Ne işin var Kerkük'te. Biliyorsun ki orada kimlerin hakkı var. Bu insanları orada maalesef zulümle terbiye etmeye kalktılar. Irak'ta bu sebeple dökülen her kanın sorumlusu bölgesel yönetimdir."

Henüz bir terör örgütünün tasallutundan tam olarak kurtulamamışken, PKK gibi sicili kabarık ve eli kanlı bir başka örgüte alan açanlara göz yumulmayacağını ve müsemma gösterilmeyeceğini belirten Erdoğan, orada PKK'yı, DEAŞ'ı, Suriye'de PYD'yi ve YPG'yi hiçbirinin tasarruf alanında yetki kullanımına müsaade edilmeyeceğine işaret etti. Erdoğan, kararlı şekilde bu işleri takip ettiklerini, izlediklerini belirterek, "Yeri geldiğinde daha öncede söylediğim gibi bir gece ansızın geliriz, gereğini de yaparız." ifadesini kullandı.

İdlib'de, Elbab'da, Rai'de gereğini yaptıklarını, bundan sonra da yapacaklarına dikkati çeken Erdoğan, "Söyleye söyleye girilmez, bir gece ansızın girilir. Kararlıyız ve bu nefsimiz, şahsımız için değil, oradaki mağdurlar, mazlumlar için. Suriye'de oynanan oyunun bir benzerinin Irak'taki gönüllü figüranlarına soyunanlar, buna uygun muameleye de razı olmak zorundadır. Unutulmamalıdır ki, bu tür ihtiraslarla hareket edenler en büyük zararı kendi halklarına veriyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak halkının da huzuruna, refahına yönelik bu yanlış politikaya karşı, sesini en kısa sürede yükselteceğine inancının tam olduğunu belirtti.

- "Halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz"

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Şimdi yukarıdan gıda, ilaç, elbise, şu bu artık girmeyecek. Artık hava sahası kapalı. Artık Erbil'den bir yere uçuş olamayacak. Çünkü en önemli hava sahası biziz. Biz, merkezi yönetime gıdaydı, ilaçtı vesaire, ihtiyaçlarını oraya göndereceğiz. Merkezi yönetim Kuzey Irak halkına gerekli olan yardımı oradan yapacak. İnsani noktadaki hassasiyetimiz yine tabii ki devam edecek ama Kuzey Irak yerel yönetiminin başlarına neler getirdiğini de halkın görmesini istiyoruz. Halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Çünkü halk kendisini adil şekilde yönetemeyen bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyecek olursa kusura bakmasınlar. Aynı şekilde Suriye'de bir terör örgütü aracılığıyla yabancı güçlerin elinde oyuncak edilmeye çalışılan Kürt kardeşlerimizin de en kısa sürede kendi gelecekleri için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum. İşte bu PYD/YPG... Bunlar maalesef oradaki samimi Kürt kardeşlerimizi istismar eden terör örgütleridir. Bunlar PKK'nın birer yan kuruluşudur. 'Ben Kürt'üm, ama ne olur YPG'ye bir şey demeyin, PYD'ye bir şey demeyin.' Kürt kardeşlerim kusura bakmayın. Eğer bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır."

Kendisi için Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza gibi bir ayrımın bulunmadığını aktaran Erdoğan, yaradılanı yaradandan ötürü sevdiklerini söyledi.

- "Kim takva, ittika itibarıyla üstünse Allah'a en yakın olan da odur"

Erdoğan, "Kürt'üm demek en tabii hakkındır ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. 'Türk'üm' demek en tabi hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür. Rabbim, 'Biz sizi kavimlere ayırdık, iyi anlaşasınız, tanışasınız diye.' buyurmuş. Üstünlük neyle? Kavimle değil, ittika takva ile. Kim takva, ittika itibarıyla üstünse Allah'a en yakın olan da odur." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Kuzey Irak'taki ve Suriye'deki tüm kardeşleri gibi Kürtlerin de kadim dostu olduğuna vurgulayan Erdoğan, herkes yalnız bıraktığında buralardaki insanların yanında Türkiye olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bundan sonra da herkes çekip gittiğinde baş başa kalacak olan biz olacağız. Bizim gönül dünyamız da kollarımız da kardeşlerimize açıktır. Yeter ki bizi can evimizden vurmaya teşebbüs eden politikalara itibar etmesinler, bu tür girişimlerin içinde yer almasınlar. Biz paylaştığımız ortak geçmişi daha aydınlık, mutlu, müreffeh, güçlü bir ortak geleceğe taşımaya hazırız. Selahaddin Eyyubi'nin, Alparslan'ın, Yavuz'un, Abdülhamid'in bendelerine yakışan budur. Bunu böyle bilmeliyiz."

- "Hiç çekinmeden bunlara gereken dersi vermemiz lazım"

Türkiye'nin, çevresinde yaşanan tüm bu kaosun, karmaşanın ve oyunların üstesinden gelebilecek güce sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"İstiklalimizin ve istikbalimizin formülü bellidir. Bu formül nedir? Tek millet. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abhaza'sıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla, Roman'ıyla biz 80 milyon tek milletiz. Şüphe var mı? Tek millet. Buradan taviz vermeyeceğiz. İki, tek bayrak. Bizim tek bayrağımız var. Bayrağımızı kendi kongrelerinde, toplantılarında salonlara asmayanlar, utanmadan, sıkılmadan bu ülkede politika yapmak suretiyle diyorlar ki şimdi 'yok, bizim bayrakla derdimiz yok.' Niye sokmuyordunuz salonunuza? İstiklal Marşımızı okumazlar. Niye? Başka marşları var. Ama utanmadan, sıkılmadan da gelirler bize bu noktada 'e bizim öyle bir durumumuz yok.' Bunu söylerler. Biz bunları artık gayet iyi tanıdık, iyi biliyoruz.

Hiç çekinmeden bunlara gereken dersi vermemiz lazım. Vermeliyiz ki bunlar da haddini bilsinler. Çok insan kaybettik. Artık daha buna tahammül edemeyiz, etmemeliyiz. Üç, tek vatan. 780 bin kilometrekareyle bizim tek vatanımız var. Bu vatanı böldürmeyiz, böldürtmeyeceğiz. Bölmeye çalışanlar bunun bedelini çok ağır öderler. Bunu bir defa bilmeleri lazım. Şu anda ödedikleri gibi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teröriste karşı mücadelenin devam edeceğine değinerek, silahlı kuvvetler, polisimizle ve jandarmayla, bütün güvenlik korucularıyla sonuna kadar bu mücadeleyi devam ettireceklerini bildirdi.

- "Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bizim devletimiz yok"

Konuşmasında tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bizim devletimiz yok. Yok paralel devletmiş, yok şöyle devletmiş, böyle devletmiş...Asla. Öyleyse demek ki bizim rabiamız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu yola böyle yürüyeceğiz. Var mı şüphe? Öyleyse buna sahip olacağız. Çünkü bunun dışında bir çıkış yolumuz, kurtuluş reçetemiz de yok. Yeter ki biz bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Mesele budur. İnanın bana gerisi çok kolay. Yeter ki bu samimiyeti her yerde hep beraber gösterelim. Bunu gösterdiğimiz anda zaten bizim önümüze kimse kolay kolay çıkamaz."

Erdoğan, şu anda Türkiye'nin yükseldiğini ve büyüdüğünü, rahatsızlığın buradan geldiğini vurgulayarak, bu yılın ilk yarısında Türkiye'nin büyüme oranının 5,1 olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Avrupa ve vesaire, her yerde, yüzde 2,5. Dünya'da Çin ve Hindistan'dan sonra 3. sıradayız. Nereden nerelere geldik. Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Daha iyi olacak. Her sektörde daha iyi olacak. Ama benim muhtar kardeşlerim, onlar da bir olsunlar, beraber olsunlar, iri olsunlar, diri olsunlar, bu işi beraber bitirelim."

- Notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salona gelmeden bir Kerkük türküsü olan ve Abdurrahman Kızılay'ın seslendirdiği "Altın Hızma" türküsü muhtarlara dinletildi.

Bu sırada Erdoğan'ın salona girmesiyle türkü sonlandırıldı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir dinleyelim dedik, durmadan kesiyorlar. Devam et bakalım ya, devam et..." sözleriyle türkünün devam etmesini istedi.

Erdoğan, muhtarlarla beraber bir süre daha Kerkük Türküsünü dinledi ve konuşmasına başladı.

Konuşmasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuk ettiği muhtarlarla yemeğe geçti. Programa, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.