"Cumhurbaşkanlığı Sistemi Ve Yeni Anayasa" Paneli

"Cumhurbaşkanlığı Sistemi Ve Yeni Anayasa" Paneli
SETA İstanbul Koordinatörü Altun:- "Batı, 2007'den sonra Erdoğan'ın aklı kendilerinden almadığını ve siyasi meşruiyetini halktan aldığını görünce baskıyı giderek attırdı. 15 Temmuz bu baskının sonucuydu"- Daily Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Karagöz

İSTANBUL (AA) - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) İstanbul Koordinatörü Fahrettin Altun, "Batı, 2007'den sonra Erdoğan'ın aklı kendilerinden almadığını ve siyasi meşruiyetini halktan aldığını görünce baskıyı giderek attırdı. 15 Temmuz bu baskının sonucuydu." dedi.

Sütlüce'deki Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkezi'nde Genç MÜSİAD 7. Dönem Başkanı Yavuz Fettahoğlu moderatörlüğünde düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Yeni Anayasa" panelinde konuşan Altun, Türkiye'nin son 15 yıllık süreçte devasa adımlar attığını söyledi. Devletin kendisini 2002'den önce halkı dönüştüren bir aygıt şeklinde gördüğünü aktaran Altun, ancak 2002'den sonra ise iktidarın merkezine halkın oturduğunu vurguladı.

Batı'nın AK Parti'nin iktidara geldiği ilk dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdiğini hatırlatan Altun, "Batı toplumu Türkiye'nin ekonomik olarak kendisine bağlı bir pazar olarak kalmasını istiyordu. Kemalistler toplumu bu yönde yönetemeyince, Batı, başta Erdoğan'ın iktidara gelmesine pozitif yaklaştı. Batı medyasında inanılmaz övgüler yazıldı o dönemde. Batı, 2007'den sonra Erdoğan'ın aklı kendilerinden almadığını ve siyasi meşruiyetini halktan aldığını görünce baskıyı giderek attırdı. 15 Temmuz bu baskının sonucuydu. Bu müdahaleler Erdoğan'ı iktidardan indirmeye yönelikti. 15 Temmuz'u can simidi olarak gördüler. Toplumun bütün kesimlerin yazdığı destanla bu boşa çıkarıldı. Bundan sonra terör saldırıları ve finans terörü devreye sokuldu. 16 Nisan referandumuna karşı olmaları da bunun son aşaması" ifadelerini kullandı.

Fahrettin Altun, "16 Nisan'da 'hayır' çıkmasını isteyenler seri yalan imalatı ve korku siyaseti üzerine strateji kurdular. Birbiriyle o kadar çok çelişen şeyler söylüyorlar ki. Genel manada ben bu yaklaşımın halktan karşılık bulacağına inanmıyorum. Bölünme, rejim değişikliği ve diktatörlük gelecek korkusu yaratmak 'evet' kampanyası yapanlar tarafından net bir şekilde yalanlandı. Bu korku ve evham siyasetine rağmen net bir şekilde yeni sistemin ne getirdiğini anlatmak lazım. 16 Nisan'da oylayacağımız, vesayetçi sistemi tasfiye etmektir." şeklinde konuştu.


- "Türkiye'de gençlerin büyük bir kısmı apolitik"

Daily Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Karagöz ise gençlerin sadece Türkiye'de değil tüm dünyada apolitik bir durumda olduğunu veya iktidara karşı protest bir tavır geliştirdiğini aktardı.

Konforun artmasıyla gençlerin daha da apolitikleştiğini dile getiren Karagöz, şunları söyledi:

"Türkiye'de gençlerin büyük bir kısmı apolitik. Protest tavır geliştiren gençler ise iktidarın karşısında bir tavır alırlar ve solda politize olmayı tercih ederler. Gençlerin 'evet' tarafına bir isteksizliği var. Eğitimli nüfusun kendi çıkarlarına ters gelse bile 'hayır' tarafında yer aldığını görüyoruz. Gençlerin daha az 'evet' tarafında olduğunu görüyoruz. Daha çok orta yaş üstü grupta 'evet' duygusunun yüksek olduğunu görüyoruz. Yaşları 18-25 arasında olanlar koalisyon dönemi tecrübe etmedi. Onlara o hesap üzerinden dokunamazsınız, yaklaşamazsınız. Gençler konfora alıştıkları için 'daha iyi olacak' söylemini somutlaştırılmadığı zaman ondan da gençlere heyecan veremiyorsunuz. 'Daha kötüydü, biz geldik iyisini yaptık daha iyi olacak' mesajı gençleri yakalayamıyor. Bunun için 18 yaş meselesi gündeme geldi. Seçilme yaşı 25'ten 18'e indi. Olması gereken buydu. Bu sayede gençler siyasete katkı sağlayacak."

Karagöz, Türkiye'nin en önemli ihtiyacının yeni bir anayasa olduğunu, 16 Nisan'da sandıklardan "evet" çıkması halinde bir an önce yeni bir hazırlaması gerektiğini vurguladı.

Mevcut sistemde vatana ihanet dışında cumhurbaşkanının yargılanamadığını hatırlatan Karagöz, getirilen yeni sistemde ise 400 milletvekilinin imzası ile cumhurbaşkanının Yüce Divan'a sevk edilebileceğini, yönetimi kişiselleştiren bir cumhurbaşkanın ikinci dönem için halktan oy almasının mümkün olmadığını ifade etti.

Serdar Karagöz, yeni sistemle darbe ihtimalinin çok azalacağını, askerin darbe yapmak için meşru bir zemin bulamayacağını sözlerine ekledi.


- "2. Dünya Savaşı öncesindeki Avrupa'yı şu an görüyoruz"

Star Gazetesi yazarı Halime Kökce de 15 Temmuz'un MHP'nin Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) karşı duruşunu netleştirmesine vesile olduğunu söyledi. MHP'nin Meclis'teki desteğiyle 16 Nisan'daki halk oylamasına gidildiğini hatırlatan Kökçe, 15 Temmuz, Suriye meselesi ve Gezi Olayları gibi durumların gençleri milliyetçilik duygusu üzerinden politikleşmeye yönelttiğini belirtti.

Kökçe, Avrupa'da aşırı sağın, göçmen karşıtlığının ve İslam düşmanlığının yükseldiğini, artık çok net bir şekilde Avrupa'da halkın Türkiye'ye karşıtlığı üzerinden bir retorik geliştirilmeye çalışıldığını dile getirerek, "Makyajı dökülmüş Avrupa değerlerinin hiç de demokratik, insan haklarını öncelemeyen değerler olduğunu görüyoruz. 2. Dünya Savaşı öncesindeki Avrupa'yı şu an görüyoruz. Yeniden o Avrupa'ya dönüldüğü şeklinde yorumlar var. Türkiye karşıtlığı ile bunu net bir şekilde görüyoruz. Buna karşılık bizim de onurumuzu koruyacak bir süreci geliştirmemiz lazım. Avrupa'da yaşayan 6 milyon vatandaşımızın haklarını korumamız lazım." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin muhalefeti güçlendirdiğini ve iktidar değişimini daha hızlandırdığını belirten Kökçe, Türkiye'nin güçlü bir muhalefete ihtiyaç duyduğunu aktardı.

Panelin sonunda Genç MÜSİAD Başkanı Engin Akdağ, konuşmacılara, adlarına dikilen fidanların sertifikasını takdim etti.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.