Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)
"(Almanya Başbakanı Merkel'in açıklamaları) Bu açıklamalar tabii talihsiz açıklamalar. Almanya'da devam etmekte olan seçim atmosferinde yapıldığını düşündüğümüz, düşünmek istediğimiz açıklamalar."- "Öncelikle bir AB üyesi ülkenin bütün AB kurumlarına tali

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in açıklamalarına ilişkin, "Bu açıklamalar tabii talihsiz açıklamalar. Almanya'da devam etmekte olan seçim atmosferinde yapıldığını düşündüğümüz, düşünmek istediğimiz açıklamalar." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin istifa ettiğine dair haberler basında yer aldı. Kösele istifa etti mi?" sorusu üzerine Kalın, "Genelkurmay Başkanlığı ile görüşerek bu konunun teyidini aldım. Oramiral Kösele kendi istek ve arzusuyla istifasını vermiş ve teamüllere uygun olarak istifa dilekçesi işleme konmuştur. Kendisine hizmetlerinde dolayı teşekkür ediyoruz. İhtiyaç duyulursa Genelkurmay Başkanlığı bu konuya ilişkin açıklama da yapabilir." ifadesini kullandı.

- İran Genelkurmay Başkanının ziyareti

Bir gazetecinin, "İran Genelkurmay Başkanı Türkiye'ye ziyarette bulundu. Özellikle Suriye'nin kuzeyine yönelik bir operasyon bu görüşmelerde konuşuldu mu? PKK ile mücadele kapsamında Kandil'e, İran ile ortak bir operasyon gündemde mi?" sorusuna karşılık Kalın, İran'ın bölgenin önemli bir ülkesi ve Türkiye'nin önemli bir komşusu olduğunu vurguladı.

İran ile yüzlerce yıla yayılan ilişkilerin olduğuna işaret eden Kalın, şöyle devam etti:

"İran Genelkurmay Başkanının ziyaretini önemsiyoruz. Uzun bir aradan sonra bu düzeyde yapılan bir ziyaret. PKK ve DEAŞ başta olmak üzere bölgedeki bütün terör örgütlerine karşı ortak mücadele, sınır güvenliği, Suriye'de Astana Süreci'nin başarıya ulaştırılması, çatışmaların durdurulması, çatışmasızlık bölgelerinin detaylı bir şekilde hayata geçirilmesi, Irak'ta istikrarın sağlanması, Irak ile Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması konusunda hemfikir olduğumuzu bir kez daha gördük ve bundan da memnuniyet duyduk. Sayın Cumhurbaşkanımız da kabulünde, bu hususların altını çizerek özellikle İran Siyasi Liderliği Rehber Hamaney ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye bu konudaki mesajların iletilmesi yönünde görüş ve tavsiyeleri, İran Genelkurmay Başkanına ilettiler."

Kalın, operasyonel düzeyde bir detay vermesinin doğru olmadığını, daha önce de ilke olarak ifade ettikleri gibi Türkiye'nin Irak ve Suriye'nin sınır bölgelerinde kendine yönelik tehdit söz konusu olduğunda bununla ilgili gerekli tedbirleri alacağını bildirdi.

- "Ülke ve bölge menfaatlerinin gerektirdiği tedbirler alınıyor"

Türk Silahlı Kuvvetleri ve istihbarat birimlerinin bu konularla ilgili hazırlıkları ve ihtimaliyet hesaplarını yaptığını, gerektiğinde uygulamaya da geçtiğine dikkati çeken Kalın, şu görüşlere yer verdi:

"Bunun birçok örneğini yakın dönemde gördük. Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi. Şu anda PKK terör örgütüne karşı Irak sahasında yürütülen operasyonda olduğu gibi. Zaman zaman Suriye'den kaynaklanan PYD, YPG ya da DEAŞ kaynaklı terör örgütlerine karşı olduğu gibi. Bu konuda gerekli adımlar, tedbirler her an alınır. Zaman zaman siz bunu sınırda hareketlilik, askeri ziyaret ya da temaslar olarak görürsünüz. Bu konuda herhangi bir tereddüde mahal vermeyecek şekilde gerekli tedbirlerin rahatlıkla alındığını ifade edebilirim. Genelkurmay Başkanımızın hem İran hem de Rus muhataplarıyla yakın temasları devam ediyor. Sadece onlarla değil Amerikan makamları ve uluslararası koalisyonun önde gelen mensuplarıyla bu temasları devam ediyor. Nitekim önümüzdeki günlerde Amerikan savunma bakanının da ülkemize bir ziyareti planlanıyor. Dolayısıyla 360 derece perspektifinden bütün aktörleri angaje ederek ülkemizin ve bölgemizin menfaatlerinin gerektirdiği tedbirler alınıyor."

Kalın, Suriye'de çatışmaların durdurulmasına ilişkin Astana Süreci'nin çok önem arz ettiğini, burada Türkiye'nin öncelikli paydaşlarının Rusya ve İran olduğunu, bu istişarelerin farklı düzeylerde devam etmesinin gayet normal olduğunu kaydetti.

- Merkel'in açıklamaları

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik açıklamaları sorulması üzerine, şunları ifade etti:

"Bu açıklamalar tabii talihsiz açıklamalar. Almanya'da devam etmekte olan seçim atmosferinde yapıldığını düşündüğümüz, düşünmek istediğimiz açıklamalar. Türkiye'yi böyle yüzde 50 şurada, yüzde 50 burada gibi tasniflere tabi tutarak birtakım dışarıdan siyasi mülahazalar yapmak son derece sıkıntılıdır, demokratik ilkelere de aykırıdır. Aynı mantıkla biz Almanya için benzer bir analiz yapsak Sayın Merkel'in tepkisi ne olur acaba? Ona oy vermeyen, yüzde 60-70-50 her neyse, kitlenin de bizden beklentileri var gibi birtakım söylemlere girsek herhalde bunları kendileri de hoş karşılamazlar. Dolayısıyla bunları seçim atmosferinde yapılmış popülist değerlendirmeler olarak değerlendiriyoruz. Açıkçası çok da ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyoruz."

Kalın, Gümrük Birliği meselesine ilişkin, "Öncelikle bir AB üyesi ülkenin bütün AB kurumlarına talimat verir tarzda tutum içerisine girmesi doğru değil. Gümrük Birliği Anlaşması kazan-kazan esasına göre yapılmış bir anlaşmadır. Burada Türkiye'nin de Avrupa ülkelerinin de kazanmasını esas alan bir ilişkiden bahsediyoruz. Bu engellendiği zaman, ötelendiği zaman, iptal edildiği zaman bundan sadece Türkiye zarar görmez, Avrupa ülkeleri de zarar görür." dedi.

Alman şirketleriyle ilgili konu gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiyi adeta bir siyasi şantaj unsuru gibi kullanmaya çalışmanın devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını ifade ettiğini aktaran Kalın, Türkiye'de iş yapan uluslararası şirketlerin de bu oyuna gelmediklerini, güvenli iş ortamında çalışmaya devam edeceklerini söylediklerini vurguladı.

- "Almanya ile gerilim yaşamak istemeyiz"

Kalın, yeni yatırımların gelmeye devam ettiğini, en son rüzgar enerjisi ihalesini Türk-Alman konsorsiyumunun en iyi teklifi vererek kazandığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bunlar devam edecek. İş dünyasının bu konudaki hassasiyetlerinin doğru yerde olduğunu düşünüyoruz. İlgili birimlerimiz, bu bu konularla herhangi bir tereddüde mahal vermeyecek şekilde yakın temas içinde. Burada Türkiye-Almanya arasında yaşanan bu gerginliği Alman makamlarının bütün Avrupa'ya yayma gayreti onların bir çaresizlik içinde olduğunu gösteriyor. Almanya ve herhangi bir Avrupa ülkesi ile herhangi bir gerilim yaşamak istemeyiz. 'Bunun objektif nedenleri nedir?' diye sorulduğu zaman bununla ilgili söyleyecek sözlerimizin olduğunu ifade etmeliyiz. Kendilerinin dile getirdiği birtakım konular varsa, Türkiye'nin de bu konuda son derece meşru, güvenlik kaynaklı endişe ve taleplerinin olduğunu ifade etmeliyiz. Örneğin şu anda faaliyet gösteren terör örgütleri, bunların uzantıları, PKK, DHKP-C ve son dönemde FETÖ. Bunları kol kanat gerilmesi, Türkiye karşıtı grup ve şahıslara kapı açılması, itibar gösterilmesi büyük soru işaretlerine yol açıyor.

Dolayısıyla Alman makamlarının yapması gereken, burada Türkiye'yi sorgulamak, suçlamak ya da kendilerince birtakım ekonomik tedbirlerle cezalandırmaya çalışmak yerine bu hataları düzeltecek adımlar atmak olmalıdır. Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, bu seçim dönemi bittikten sonra herkes aklıselim ile düşünür, bu ilişkilerin orta ve uzun vadeli boyutlarını değerlendirir ve tekrar karşılıklı güven ve çıkar ilişkisine dayalı bir ilişki inşa etme imkanımız olur."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.