"Doğumuna Sahip Çık" Projesi

"Doğumuna Sahip Çık" Projesi
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu: - "Hastanelerin doğumhanelerinin çoğunun ana kriterleri sağlamakta son derece yetersiz kaldığını görüyoruz. Kadının mahremiyeti korunamıyor, güven duygusu oluşturulamıyor. Adeta artistlerin, sanatçıların raha

BURSA (AA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, hastanelerin doğumhanelerinin çoğunun ana kriterleri sağlamakta yetersiz kaldığını belirterek, "Kadının mahremiyeti korunamıyor, güven duygusu oluşturulamıyor. Adeta artistlerin, sanatçıların rahatsız olduğu o spot ışıkları altında bir kadının normal, fizyolojik sürecini yaşamasını istiyoruz" dedi.

Ramazanoğlu, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyinin koordinasyonunda, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu tarafından desteklenen "Doğumuna Sahip Çık" Projesi kapsamında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (Merinos AKKM) düzenlenen sempozyumda, her doğan çocuğun yeni bir hayat, umut olduğunu söyledi.

Çocukların, anne ve babaları hayata bağladığını, yaşama sevinci verdiğini vurgulayan Ramazanoğlu, çocukların toplumun atardamarı olduğunu belirtti.

Dostoyevski'nin "Çocuk dünyanın en büyük saadetidir" sözünü anımsatan Ramazanoğlu, "Çocuklar toplumun en saf, masum ve temiz yanıdır. 'Çocuk kokusu cennet kokularındandır' buyuruyor Peygamber efendimiz. Bu masumiyetin ve saflığın her türlü zararlı alışkanlıklardan korunması ve geliştirilmesi başta anne babalar olmak üzere tüm toplumun görevidir. Çocukları eğitmek, güçlü bir şekilde geleceğe hazırlamak, ülkemizin de kaderini belirler" diye konuştu.

Doğumun bir yolculuk olduğuna, sadece "fiziksel bir olay" gibi görülmemesi gerektiğine dikkati çeken Ramazanoğlu, bu muhteşem olayın felsefi, psikolojik arka tarafı bulunduğunu anlattı.

Ramazanoğlu, annelerin doğumun ardından hem ağladığını hem de güldüğünü dile getirerek, "O korumalı anne karnından çıktıktan sonra kendini yapayalnız hisseden çocuk için dünyada o ana kucağı, bağrı dünyadaki ilk sığınak yeridir, ilk yuvadır. Aynı zamanda bizim psikolojik olarak 'sığınma' dediğimiz, 'ilk yaşam alanı' dediğimiz yer annenin göğsüdür. İlk mekan duygusu orada yaşanır" dedi.

Yakın zamana kadar doğumların çoğunun evlerde ebe veya doğum konusunda bilgisi olan kişiler tarafından yaptırıldığını anımsatan Ramazanoğlu, kendisinin de ebe marifetiyle evde doğduğunu ancak artık doğumların tamamına yakınının hastanelerde gerçekleştirildiğini kaydetti.

- "Normal doğum olmaz, doğumun kendisi normaldir"

Bakan Ramazanoğlu, anne ölüm oranının bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli kriterler arasında yer aldığını ifade ederek, bu oranın 15 yıllık süreçte 100 binde 64'ten 19'a düşürüldüğünü anlattı.

Türkiye'de yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin doğum gerçekleştiğine işaret eden Ramazanoğlu, şunları söyledi:

"Her canlı doğan bebek sağlıklı doğum anlamına gelmemektedir. Bugün dünyada her 3 bebekten 1'i sezaryenle dünyaya geliyor. Çoğu doğumda ilaçlar, müdahaleler ve travmalar var. Doğuma, 'bir an evvel bitirilmesi gereken bir iş' gözüyle bakıyoruz günümüz sürecinde. Doğum zaten normal bir süreçtir, ayrıca normali olmaz. Normal doğum olmaz, doğumun kendisi normaldir. Bu fıtrattan, yaradılıştan gelen ve Allah'ın bütün memeli canlılara verdiği bir kabiliyettir, yetenektir. Sezaryen bu normal gidişin, normal şartlarda gidemediği zaman müdahale anlamına gelen bir durumdur. Tarihi çok eskilere dayanır. Rivayet odur ki kral Sezar doğarken uygulanan ilk yöntemdir. Bu da rivayet ve efsane tarafıdır sezaryenin. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde sezaryen doğum oranları yüzde 15 ile 30 arasında değişmektedir."

Ramazanoğlu, doğum sırasında annenin güvende hissetmesi, mahremiyet duygularının korunması ve rahat olması için sakin, ışıksız, hoş, rahat ve huzurlu bir ortam oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'deki ve dünyadaki hastanelerin çoğunda doğum için kadınlara arzulanan ortamın sağlanamadığını belirten Ramazanoğlu, şu eğerlendirmelerde bulundu:

"Hastanelerin doğumhanelerinin çoğunun ana kriterleri sağlamakta son derece yetersiz kaldığını görüyoruz. Kadının mahremiyeti korunamıyor, güven duygusu oluşturulamıyor. Adeta artistlerin, sanatçıların rahatsız olduğu o spot ışıkları altında bir kadının normal, fizyolojik sürecini yaşamasını istiyoruz. 'Her bebek eninde sonunda doğar. Bu fıtratın gereğidir. Nasılsa kadınlar doğum yapıyorlar bu süreçte. Nasıl olsa yaşanıyor bu travmatik şartların ve koşulların bu doğum sürecinde çok da önemi yok' diye bir yaklaşım var. Bu doğum koşullarının düzeltilmemesi, aynı zamanda bizim doğum, kadın ve doğacak bebekle ilgili bu sürece verdiğimiz değer ve önemi de yansıtmaktadır. Özen gösterilmiş doğum ve mekanı her kadının hakkıdır. Kesinlikle bir lüks değildir."

Programa, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ile çok sayıda davetli katıldı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.