Dünya Ormancılık, Su ve Meteoroloji Günlerini Kutlama Merasimi

Dünya Ormancılık, Su ve Meteoroloji Günlerini Kutlama Merasimi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)-"Bugüne kadar 3,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Cumhuriyet tarihinin en büyük milli ağaçlandırma seferberliğini başarıyla sürdürüyoruz. Buradan bir takım çevreler ısrarla bizi ağaç düşmanlığıyla ve yeşil düşmanlığıyla itha

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar 3,5 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını belirterek, "Cumhuriyet tarihinin en büyük milli ağaçlandırma seferberliğini başarıyla sürdürüyoruz. Buradan bir takım çevreler ısrarla bizi, ağaç düşmanlığıyla ve yeşil düşmanlığıyla itham edebiliyorlar. Dün İstanbul Gezi Parkı'nda, Ankara ODTÜ alanında ağaç bahanesiyle kaos başlatmak istemişlerdi. Bugün Artvin'de, başka yerlerde aynı niyetle uğraşmaya devam ediyorlar. Halbuki ağaçlandırma alanında Türkiye'nin elde ettiği başarı ortadadır. Dünyanın takdirini kazanan çalışmalar maalesef bizdeki gönülleri mühürlenmiş bazı çevrelerce görülmek istenmiyor." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen, "5 Bin Köye 5 Bin Orman Eylem Planı ve Türkiye Çınar Yılı / 2016 Projesi ile Dünya Ormancılık, Su ve Meteoroloji Günlerini Kutlama Merasimi"nde, Avrupa Birliği'nin PKK'yı terör örgütü olarak ilan ettiğini anımsatarak, "Nasıl oluyor da böyle bir terör örgütüne sen orada o çadırları kurduruyor, onların paçavralarını orada sallandırıyorsun? Bu samimiyet mi? Bu dürüstlük mü?" şeklinde konuştu.

Türkiye'yi 1963 yılından bu yana kapısında bekleten Avrupa Birliği'nin bu iki yüzlülüğünü hala devam ettirdiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyorlar ki 'Sayın Cumhurbaşkanı niçin böyle konuşuyor?' Ne olacaktı? Siz samimi olmadığınız sürece, ben böyle konuşmaya devam edeceğim. Çünkü bizim için birinci derecede aslolan Türk milletinin ta kendisidir. Ama siz, biz burada terörle bu denli mücadele ederken kalkıp da orada, konsey toplantısının yapılacağı yerin hemen yanı başına bu çadırları kurdurur, onların paçavralarını da orada sallandırırsanız, kusura bakmayın bu sözleri daha çok duyarsınız. Eğer Avrupa ülkelerini örnek alacak olsak, sınırlarımızı mültecilere kapatmamız, Avrupa'da faaliyet gösteren terör örgütlerinin destekçilerine Meclis binamızın hemen yanında propaganda yapma imkanı sağlamamız, eli kanlı teröristlerin topraklarımızda cirit atmasına izin vermemiz gerekir.

Aynı şekilde Avrupa’nın en önemli şehirlerinin en kalabalık caddelerinde canlı bomba eylemleriyle masum siviller katledilirken medyamızda, siyasetçilerimizde onların destekçilerine kol kanat germemiz gerekir. Bugün Batı medyası her biri eli kanlı birer terörist olan bölücü örgütün mensuplarını aklamak, cici çocuklar olarak göstermek için adeta seferberlik halinde çalışmaktadır. Kendilerine yönelik en küçük bir tehdit karşısında akıl mantık sınırlarını zorlayacak tedbirleri hayata geçirmekten kaçınmayanlar, tüm terör örgütlerinin ortak hedefi olan Türkiye'yi özgürlük, insan hakları kıskacında ezmeye çalışmaktadırlar. Şu anda Batılıların yaptığı budur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB'nin mültecilerle ilgili teklifini para pul için değil, bu insanların sınır kapılarında daha fazla aşağılanmasını, onurlarının kırılmasını önlemek için kabul ettiğini vurguladı.

Mültecileri aslında bir insan pazarı kurup oradan nitelikli eleman seçme gibi gerçekten vicdanla ve ahlakla bağdaşmayacak bir niyetle belirlenen kotaların, arka plandaki trajediyi ortadan kaldırmadığını bildiren Erdoğan, "Bizim asla böyle bir planımız olmadı. 3 milyon mülteciyi alırken biz böyle düşünmedik, düşünmüyoruz. Yarın tarih, bu gerçekleri bizim de onların da mağdurların torunlarının da önüne getirecek. O zaman kimin gerçekten insan hakları için mücadele ettiği kimin de kendi güvenliği ve konforu uğruna bu değerlere sırtını döndüğü daha iyi anlaşılacaktır. Bundan sonra Avrupa'dan beklentimiz bu insanlar için kendi ülkelerini yaşanabilir hale getirmek için daha fazla destek vermektir. Suriye'de ta başından beri bir şey söyledik. Gelin burada, uçuşa yasak bölge ilan edelim. Terörden arındırılmış bir bölge ilan edelim ve bu bölgeye Suriye'den çıkmak isteyen Suriyeli kardeşlerimizi yerleştirelim. Türkiye'den de mültecileri oraya döndürelim. Süratle orada konutlar inşa edelim. Bir şehir kuralım, oranın güvenliğini de uçuşa yasak bölge ilan etmekle koalisyon güçleri temin etsin."

- "Balık vermek değil aslolan balık tutmayı öğretmektir"

Erdoğan, Suriye'de uçuşa yasak bölge ve terörden arındırılmış bölge teklifini kabul edemeyen, buna karşılık mültecilerden şikayet eden herkesin ikiyüzlü ve riyakar olduğunu söyledi.

Türkiye'ye yönelik terör tehditlerinin engellenmesine de katkı sağlayacağı için bu teklife karşı çıkanların elinin, ölen her masumun kanıyla biraz daha kirlendiğini ifade eden Erdoğan,
inançlarına ve kültürlerine uygun şekilde terörle mücadele etmeye de mazlumların ve mağdurların elinden tutmaya devam edeceklerini aktardı.

Erdoğan, Avrupa'nın kendi öz eleştirisini kendisinin yapması gerektiğini belirterek, kendilerinin yapacak çok işi olduğunu söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığının programında yer alan konuların her birinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Çınar Ağacı Dikim Eylem Projesi sadece bir ağaç dikimi değil aynı zamanda bir medeniyetin ihyası projesidir. Çünkü bizim kültürümüzde şehirlerin kimliklerinde evleri, ibadethaneleri kamu binaları, sokakları, caddeleri yanında ağaçları da çok önemli bir yer tutar. Ağaçlar içinde de çınarın bizim şehir kültürümüzde ayrı bir yeri vardır. İstanbul, Bursa'yı Anadolu'daki, Trakya'daki pek çok şehrimizin o ulu çınarı olmadan düşünülmesi mümkün müdür? Osman Gazi'nin bağrından çıkıp, o alemi kaplayan o ulu çınarın hikayesi, milletimizin hikayesidir. Dünyadaki tüm mazlumları, mağdurları, garipleri gölgesi altında toplayan, koruyan, kollayan ulu devlet çınarımız bugün genç bir bedende Türkiye Cumhuriyeti adı altında yaşamını sürdürüyor. Bunun için çınar ağacı İstanbul'da ve pek çok şehrimizde her an görevlerimizi, misyonumuzu ve sorumluluklarımızı hatırlatmak...Bu bakımdan gerçekten varlığını sürdürüyor. İşte biz de aynı sebeple çınar ağaçlarının sayısını daha artırmak, gölgesinde daha çok kardeşimizi toplamak için çalışıyoruz. Bakanlığımız çok isabetli bir karar almak suretiyle çok ciddi bir tercihle 2016 yılını Çınar Yılı olarak ilan etti. Bundan dolayı kutluyor ve tebrik ediyorum. Proje kapsamında İstanbul başta olmak üzere bütün şehirlerimize asırlarca yaşayacak 200 bin çınar ağacı dikilecek. O ağaçların yüz bini İstanbul'da kök salacak. Bugün başlatacağımız bir diğer önemli proje de 5 Bin Köye 5 Bin Gelir Getirici Orman Projesidir. Balık vermek değil aslolan balık tutmayı öğretmektir. Bakanlığımız bunu yapıyor. "

- "Türkiye, dünyada orman varlığını artıran az sayıdaki ülkeden biridir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke nüfusunun 7,5 milyonunun, yaklaşık yüzde 10'unun, orman içi ya da orman bitişiği köyde yaşadığını, 5 Bin Köye 5 Bin Gelir Getirici Orman Projesi ile ceviz, badem ve fıstık çamı gibi gelir getirici ağaç türlerinin yetiştirilmesini yaygınlaştırarak vatandaşları bulundukları yerlerde kalkındırmayı amaçladıklarını söyledi.

Bu güzel projeyi gerçekleştiren ve hayata geçirenleri Türk milleti adına tebrik eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, dünyada orman varlığını artıran az sayıdaki ülkeden biridir. 2003'te yaklaşık 21 milyon hektar olan orman varlığımızı 2015 sonunda 22 milyona yükselttik. Ormancılık alanında yaptığımız başarılı çalışmalar OECD ve BM'nin dahi dikkatini çekti. OECD Genel Sekreteri bizzat ülkemize gelerek bu çalışmalardan dolayı Türkiye'ye takdirlerin ifade etti. Hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılı olan 2023'te orman alanımızı ülke yüz ölçümünün yüzde 30'una ulaştırmaktır. Bu oran 2002'de yüzde 27 idi. Bunun için 2003-2023 yılları arasında dünyadaki 7 milyar insanın her birine atfen 7 milyar fidanı toprakla buluşturmayı da az önce bakanımızdan duyduk. Bunda karalıyız. Bugüne kadar 3,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Cumhuriyet tarihinin en büyük milli ağaçlandırma seferberliğini başarıyla sürdürüyoruz. Buradan bir takım çevreler ısrarla bizi ağaç düşmanlığıyla, yeşil düşmanlığıyla itham edebiliyorlar. Dün İstanbul Gezi Parkı'nda, Ankara ODTÜ alanında ağaç bahanesiyle kaos başlatmak istemişlerdi. Bugün Artvin'de, başka yerlerde aynı niyetle uğraşmaya devam ediyorlar. Halbuki ağaçlandırma alanında Türkiye'nin elde ettiği başarı ortadır. Dünyanın takdirini kazanan bu çalışmalar maalesef bizdeki gönülleri mühürlenmiş bazı çevrelerce görülmek istenmiyor. Tabii ağaçlandırma çalışmaları demek fidan üretimi demektir. 2002'de yaklaşık 117 milyon adet olan fidan üretimimiz 2013'te 401 milyon adede kadar yükseldi. 2015'te de 333 milyon adet olarak gerçekleşti. Ülkemiz fidancılığının geliştirilmesi ve bölgesel pazarlara açılması için Sakarya Sapanca'da bir Fidan Borsası kuruldu. Milletimizi ormanla buluşturmak için 2003'ten bugüne kadar 133 şehir ormanı tesis ettik. Mesire yeri sayısını 1444'e çıkararak toplam 26 bin 37 hektar alanı halkımızın istifadesine sunduk. Ülkemizin bal üretimini artırmak maksadıyla 250 bal ormanı tesis ettik. Bu proje sayesinde ülkemiz dünyada 6. sıradan 2. sıraya yükseldi. Bu çalışmaları her yıl daha da ileriye götüreceğiz."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.