Uğur Özteke

Uğur Özteke

Eğer Recep Başkan’ı kızdırmazsak

Eğer Recep Başkan’ı kızdırmazsak

PANKOBİRLİK Ankara’da 42. Olağan Mali Genel Kurulunu yaptı. Bu Genel Kurul haberi bizim PUSULA Gazetesi’nde de diğer yerel gazete ve tvlerde de, hatta ulusal basında da yer aldı. Ama biz de dahil bana göre bu genel kurulu adam gibi değerlendiremedik.

Son dönemlerde bizden mi kaynaklanıyor tam olarak bilemiyorum ama işi algılamada bir sorun var. Ya da yeni bir algı çalışması yapılması gerekiyor.

O gün ben de yollarda olduğum için işin detayını okuma fırsatını bulamamıştım. Ama önceki gün genel kurulu biraz detaylı inceleyince şok oldum.

Burada Başkan’ın konuşmasından her satırı manşet olacak, manşetten öte 2023 hedefleri için birer proje olacak detay başlıklar vardı.

Bunlardan bazılarını yerimiz imkanı çerçevesinde siz değerli okurlarımızla paylaşmak istiyorum     

“Artık tarımsal girdi piyasasında referans fiyatlar Pankobirlik fiyatlarıdır”

“PANKOBİRLİK 64 ildeki, yaklaşık 7 bin 500 köyde yaşayan 1.5 milyonu aşan çiftçiyi temsil ediyor”

“Tek üretim kalemi pancardan ibaret değil. Çiftçi her ne üretiyorsa ya da üretebilecekse o ürün de bizim ilgi alanımızdadır”

“Son dönemde çiftçiyi stokçuluk yapmakla ve iklimi bahane ederek para peşinde koşmakla suçlayanlar ortaya çıktı. Peki o zaman para niye sizde, borç senetleri niye köylüde?”

“Sektörün çare kapısı kooperatifçilik”

“Ağustos başında bir araştırma yayımlandı. Araştırma şirketi ülkemizdeki 26 ildeki 180 köyde çiftçilerle yüz yüze bir anket yapmış. Çiftçiye sormuş, zorunlu harcamalarınızdan sonra elinizde para kalıyor mu diye. Çiftçinin yüzde 87.60’ı hayır cevabını vermiş. Yani 10 çiftçiden biri ucu ucuna denk getirebiliyor, 9’unun cebinde dar zamanlar için para olmuyor. Ahırlarınızda hayvan sayısı artıyor mu azalıyor mu diye de sormuş anket şirketi. Yüzde 72.40’ı azalıyor demiş. Kazancınızla geçinebiliyor musunuz diye de sorulmuş çiftçiye, üç çiftçiden ikisi hayır demiş. Yani borçla yaşadığını beyan etmiş. Sonuç ne, o da sorulmuş ve göç gerçeği çıkmış. Üç haneden birinden göç yaşanmış”.

“Tarım sektörü, 60 milyar dolarlık değer üretiyor. Bu üretilen ister doğrudan satılsın, ister sanayi sürecine girsin yeni gelirler oluşuyor, hem de köylünün eline geçenden çok daha yeni gelirler. Süreci çiftçi başlatıyor, aslan payını çiftçinin dışında herkes alıyor”.

“Türkiye Ziraat Odaları Birliği periyodik olarak açıklıyor, tarla ile tüketici fiyatları arasındaki farkı. Mesela, 1 Ağustos itibarıyla domatesin tarla fiyatı ile market fiyatı arasındaki fark tam yüzde 253. Yani çiftçi eline geçen her 100 liraya karşılık aracıların eline 253 TL geçmiş. Yani tüketicinin domatese ödediği 353 liranın ancak 100 lirası çiftçiye kalmış. Biberde çiftçi 100 lira kazanmış, aracılar 308 lira, patateste çiftçi 100 lira kazandıysa aracılar 141 lira kazanmış, kuru fasulyede çiftçi ekmiş, bakmış, toplamış, kurutmuş 100 lira almış, aracılara çiftçinin 100 lirası düştükten sonra 179 lira kalmış. Bu nohutta da, yeşil mercimekte de, limonda da böyle. Mesela kuru kayısıdan çiftçinin cebine 100 lira girdiyse aracıların cebine 177 lira girmiş. Kuru üzümde çiftçinin payına 100 lira düşmüşse aracıların payına 249 lira düşmüş”

Ve en önemli satırlar;

“Üretici tarlada, tapanda, ahırda, ağılda başlattığı sürecin sonuna kadar içinde olmalı. Ürün rafta tüketici ile buluşana kadar oluşan tüm katma değerli süreçten hissesine düşeni almalı. Üretici bu sürece dahil olmadığı sürece başkalarına pastadan büyük hisse düşüyor, çiftçiye kıssadan hisse kalıyor”

“Araştırma şirketinin yaptığı o ankette çiftçiye çare de sorulmuş. Devlet destekleri artırılmalı diyenler yine birinci sırada ancak bu sefer her 5 çiftçiden ikisi kooperatifçilik demiş. Kimse karşımızda küresel firmalar ve markalar var diye de çekinmesin.”

………….

Biz bu satırları açarız. Açarız da bu “büyük köyde” birileri dananın altında buzağı ararlar.

Allah’tan şehirde Recep Konuk ve bu cephe penceresi açıldığında artık dananın altında buzağı arayanların sayısı eskisi kadar çok değil.

Sabır. Çünkü zaman en iyi ilaç imiş.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Doğrudan gidilir, yanlış zaten “götürür".

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Meram Eski Yol’daki eski sanayi içerisinde hız yapmadığımız zaman ADAM oluruz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR