Emanetçi değil gerçek başkan! ÖZEL

Emanetçi değil gerçek başkan! ÖZEL
Parti kulislerinde, basında ve kamuoyunda ülkenin “yeni başbakanı” olarak lanse edilen Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, “emanetçi” olmayacak kadar bilgi, birikim, tecrübe, akademik ve siyasi kariyere sahip…

Son günlerde ismi “yeni başbakan” olarak zikredilmeye başlanan Davutoğlu, akademik ve siyasi kariyerinde önemli başarılara imza attı… Erdoğan’ın tarif ettiği özellikleri taşıyan Davutoğlu’nun başbakan olmasına kesin gözüyle bakılıyor

TÜM YÖNLERİYLE AHMET DAVUTOĞLU/FOTOGALERİ

AK Parti’de 27 Ağustos’ta olağanüstü genel kurul kararı alınmasının ardından başbakan ve genel başkanın kim olacağıyla ilgili en hareketli dönemini yaşıyor. Bu tartışmalar yaşanırken, Başbakanlığa en yakın kişilerden biri olarak gösterilen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, siyasi ve akademik kariyeri, ılımlı politika anlayışı, vizyon ve misyonu ile öne çıkıyor.

ÖNE ÇIKAN TEK İSİM

AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık için en güçlü aday olarak öne çıkan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu; parti kulislerinde, basında ve kamuoyunda “yeni başbakan” olarak gösteriliyor. Davutoğlu, özellikle Başbakan Erdoğan’ın, “Genel başkan ve başbakan ayrı olmayacak, üç dönem kuralı kaldırılmayacak, emanetçi başbakan olmayacak” açıklamalarının ardından adaylar içerisinde bu vasıflara sahip tek isim olarak öne çıktı.

MAKAMIN HAKKINI VERİR

Davutoğlu’nun adım adım başbakanlığa doğru ilerlemesinin ardından yazarlar Davutoğlu’na yönelik değerlendirmelerine hız verdi. Küçük bir kesimi oluşturan yazarlardan olumsuz anlamda yazılar gelse de genel kanaat; günümüz Türk dış politikasının mimarı

Ahmet Davutoğlu’nun bilgi, birikim, tecrübe ve Köşk’e çıkacak olan Erdoğan ile uyumlu çalışmaları nedeniyle makamın hakkını vereceği yönünde

NEDEN DAVUTOĞLU? 

-Yeni Cumhurbaşkanı olacak Erdoğan’ın, millet adına, gönül rahatlığı içinde devleti emanet edebileceği bir kaç kişiden biri olarak gösteriliyor.

-Siyaseti bilen, Batı’yı ve doğuyu iyi tanıyan, merkezde duran, eylemle tefekkür arasında bir denge tutturacak bir entelektüel siyasetçi.

- Bakanlığı süresince sırt çevrilen coğrafyaya kucak açtı, kriz anlarında yerinde müdahaleleri ile dikkat çekip krizlerin yatışmasını ya da büyümemesini sağladı.

-Arakan, Gazze, Musul gibi Müslüman coğrafyada yaşanan katliamlara en sert tepkiyi gösteren her fırsatta mazlumların yanına ve yardımına koşarak, “Ümmetin ağabeyi” oldu. 

-Şu an cumhurbaşkanı ile aynı doğrultuda gidecek olan ve Türkiye'nin temel sorunlarının çözümü noktasında sağlam duracak olan bir kişi.

-Kendi kültür parametrelerini, evrensel değerler haline dönüştürebilen bir Türkiye hayalinde, Erdoğan'ın en yakınında olması gereken isim…

- Erdoğan’ın tarif ettiği isme (Genel başkan ve başbakan ayrı olmayacak, üç dönem kuralı kaldırılmayacak, emanetçi başbakan olmayacak) uyan tek aday…

DAVUTOĞLU KİMDİR?

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu; 26 Şubat 1959’da Konya’da doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. 198-84 eğitim öğretim yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Ekonomi bölümlerinden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde de doktorasını yaptı. 1990 yılında, Malezya International Islamic University’de yardımcı doçent unvanı ile çalışmaya başladı. Üniversitenin Siyaset Bilimi bölümünü kurdu ve 1993 yılına kadar bu bölümün başkanlığını yürüttü. 1993 yılında Doçentlik unvanını aldı. 1995-1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptı.

MÜTHİŞ BİR AKADEMİK KARİYER

1998-2002 yıllarında, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademilerinde misafir öğretim üyesi olarak ders verdi. 3 Kasım 2002 yılında yapılan genel seçimlerin ardından 58. Cumhuriyet Hükümeti döneminde, Başbakan Başmüşavirliği ve Büyükelçilik görevine atanan Davutoğlu, 59. ve 60. Cumhuriyet Hükümetleri döneminde de bu görevlerini sürdürdü. 1999-2004 yılları arasında Profesör unvanı ile Beykent Üniversitesinde, üniversite yönetim kurulu üyeliği, senato üyeliği ve uluslararası İlişkiler bölümü başkanlığının yanısıra, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde de misafir öğretim üyeliği yaptı. 1 Mayıs 2009 tarihinde 60. Hükümet’in Dışişleri Bakanı olarak atandı.

ÇOK SAYIDA KİTABI VAR

İngilizce, Almanca ve Arapça bilen Davutoğlu’nun pek çok makalesinin yanısıra Alternative Paradigms (1994), Stratejik Derinlik (2001), Küresel Bunalım (2002), Civilizational Transformation and the Muslim World (1994), Osmanlı Medeniyeti: Siyaset İktisat Sanat (2005), Teoriden Pratiğe Türk Dış Politikası Üzerine Konuşmalar (2013) adlı kitapları bulunmaktadır.  Dış politika konusunda Türkçe ve İngilizce kaleme aldığı çok sayıda eseri bulunmaktadır. Ayrıca eserleri Japonca, Portekizce, Rusça, Arapça, Farsça ve Arnavutça başta olmak üzere çeşitli dillere tercüme edildi.

MAKALELERİ YABANCI MEDYADA YAYIMLANIYOR

Davutoğlu’nun aralarında Almanya, Fransa, İngiltere, Fas, Japonya ve Kazakistan gibi ülkelerin önde gelen gazetelerinde yayımlanmış çok sayıda makalesi de bulunuyor. Son olarak İngiliz The Guardian Gazetesi, 16 Haziran 2013’te Gezi Olayları’na ilişkin Davutoğlu’nun makalesine yer verdi. Davutoğlu bu makalesinde, “Türkiye’de bir demokrasi açığı olduğu iddiası geçersizdir. AK Parti olarak iktidara geldiğimiz ilk günden itibaren, hukukun üstünlüğü ilkesi altında, toplumun tüm kesimlerinin en temel haklardan faydalandığı istikrarlı ve adil bir sistem kurmaya çalıştık. Bu hiç de kolay bir yolculuk olmadı. AK Parti’yi ve liderini siyaset sahnesinden silmeyi amaçlayan, başarısız birkaç darbe girişimi, keyfi ve siyasi hesaplarla şekillenen yasa yorumları da dahil olmak üzere birçok engelin üstesinden gelmek zorunda kaldık.

…Seçimler, demokratik bir düzende hükümet değişikliğinin yegane yoludur. İnşa ettiğimiz birinci sınıf demokrasiye her zamankinden daha çok değer veriyoruz. 1950’lerden bu yana, seçilmiş hükümetlere karşı, siyasetin dışından müdahaleyle 4 defa darbe yapıldığını da unutmadık. Biz, milletin iradesini temsil ediyoruz ve siyasi gücümüz tüm vatandaşlarımızın siyasi gücüdür” ifadelerine yer verdi.

DIŞ POLİTİKA İLKESİ

Davutoğlu’nun dış politikası ilkesi barışçıl politikalar üzerine kurulu. “Uluslararası yasallık, karşılıklı ekonomik bağımlılık, insan haklarına saygı, sürdürülebilir bir çevre politikası ile farklı dini ve etnik kökene mensup kişiler arasında uyumun kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisi bakımından önümüzdeki dönemin en önemli ihtiyaçları olduğunu bizlere göstermekte; uluslararası dinamiklerin küresel barış ufkuyla ve doğru araçlarla tahlil edilmesini zorunlu kılmaktadır” diyen Davutoğlu, bu değişim sürecinin farklı dış politika dinamiklerinin önemli kesişme noktalarından birinde yer alan Türkiye’nin temel dış politika konularını da şekillendirdiğini ifade ediyor.

“Türkiye, bugün giderek artan olanak ve yetenekleriyle bölgesinde genişleyen bir barış ve refah çemberi kurmayı hedefleyen, istikrar ve güvenlik üreten, refahın, beşeri ilerlemenin ve kalıcı istikrarın önünü açacak bir düzenin kurulması yolunda ciddi çabalar harcayan, öncü bir ülke haline gelmiştir” ifadelerini kullanan Davutoğlu,

Türkiye dış siyasetinin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi temelinde, geniş ve yapıcı bir vizyonla ve sahip olduğu tüm imkânlardan azami surette yararlanarak hayata geçirmekte, gerek ulusal çıkarlarının korunması gerek insanlığın ortak yararına katkıda bulunulması amacıyla çabalarını bundan sonra da aynı kararlılıkla yürüyeceğini belirtiyor.

STRATEJİK DERİNLİK KİTABI

Davutoğlu’nun kaleme aldığı Stratejik Derinlik kitabı bugüne kadar çok sayıda baskı yaptı ve en çok satanlar arasında yer aldı. Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Türk dış politikası üzerine yazmış olduğu bu eserde; soğuk savaş öncesi ve sonrası dünyadaki uluslararası sistemi incelemekte ve bu değişen yapıda Türkiye'nin konumu anlatılıyor. Sağlıklı bir anlayışın, bir ülkenin üzerinde yükseldiği temelleri kavrayışla mümkün olduğu kanısında olan Davutoğlu bu eserinde; “Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu mirasıyla ilişkilerini göstermekte ve medeniyet havzasının yattığı Balkanlar-Anadolu-Ortadoğu-Kuzey Afrika-Batı Asya bölgesiyle tarihi ve organik bağlarının yüklediği sorumluluklar dairesinde bir gelecek tasavvuru geliştirmektedir” tezini yansıtıyor.  

www.pusulahaber.com.tr

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.