İş yaşamını İstanbul’da sürdüren; işi nedeniyle neredeyse tüm dünyayı dolaşmış; memleketi Konya ile ilişkisini ve yatırımını hiç kesmemiş bir arkadaşım eleştirdi yeni havalimanımızı. Uçaktan iner inmez havalimanında 5 uçağı birden görünce çok sevinmiş. Benim de vardır benzer takıntım. Sonuçta biz sivil havalimanına geç kavuşmuş; yurt dışı uçuşlara hâlâ kavuşmuş sayılmayan bir kentin evlatlarıyız. Fazla uçak kentime ilgi demektir, mutlu oluruz. 
Konya’mızın her şeyiyle gururlanmak isteriz. Arkadaşımız tuvalet gereksinimini karşılamak için koşturduğunda bagaj alma bölümünde sadece üç tuvalet olduğunu ve kapı önünde bekleyenleri görüp ilk şaşkınlığını yaşadığını iletiyor. Gelen yolcu bölümüne koşturduğunda orada da mevcut üç tuvalet ve gene kuyrukla karşılaşınca acil gereksinimini karşılamak için pahalı bir yol seçmiş. Havalimanı ile yakındaki bir otel arasında taksi transferi kullanmak zorunda kalmış. Taksiye 50 lira verdikten sonra otelde bir de kahve molası vermiş ve Konya’daki işlerine bundan sonra koyulmuş.
Sorun etmiyoruz; taksicilerimiz kazansın, otellerimiz kazansın da tuvaletlerin tamamının alaturka oluşu da dikkatini çekmiş. 
Soruyor, “Bir havalimanında neden bütün tuvaletler alaturka?”  
Gerek ticaret gerek turizm ile dünyaya açılmayı hedefleyen bir kentiz. Şehrimize sadece Türk-Müslüman ya da genç ve fit insanlar gelmiyor. Dahası alaturka tuvalet kullanma bilgisinden yoksun yabancıları da konuk eden bir kentiz. Öyleyse uluslararası standartlara uygun olarak ortak yaşam alanlarımızı düzenlemeliyiz. 
Önce şehrimizi geliştirelim, ekonomimizi güçlendirelim daha sonra kültürümüzü zorlama ile değil de samimiyetle yabancılara tanıtalım.
İlgililerin ilgisine arz ediyorum. Bizden iletmesi. Saygıyla