"Evimizin içinde bir melek var"

"Evimizin içinde bir melek var"
Otizmliler, ailelerinin sevgisiyle yaşama tutunuyor, onların desteğiyle aldıkları eğitimlerle hayatın içinde var olmayı sürdürüyor- Otizmli 20 yaşındaki Mary'nin babası Zeki Cankardeş:- "'Bu nasıl olur, neden biz?' dedik. Otizmin ne olduğunu bilmiyorduk.

İSTANBUL (AA) - SEFA MUTLU - Otizmliler, "Evimizin içinde bir melek var", "Kızımız bize Allah'ın lütfu" diyen ailelerinin sevgisiyle yaşama tutunuyor, onların desteğiyle aldıkları eğitimlerle hayatın içinde var olmayı sürdürüyor.

Aldıkları eğitimlerle normal bireylerle aralarındaki engelleri kaldıran otizmliler, ailelerini ve eğitmenlerini gururlandırarak, bu rahatsızlıkla yüzleşemeyen ailelere cesaret veriyor.

Otizmliler Türkiye'nin birçok yerinde faaliyet gösteren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde akademik eğitimlerinin yanı sıra müzik ve sporla da ilgilenerek, normal hayata daha çabuk uyum sağlıyor.

Ayakta durmakta dahi zorlanan otizmliler, eğitim sayesinde ayakkabılarını bağlamayı, elbiselerini katlamayı, çatal bıçak kullanmayı öğreniyor.

Özel bir eğitim ve rehabilitasyon merkezinde eğitimlerine devam eden otizmli çocukların aileleri ve eğitmenleri AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Zeki Cankardeş, 20 yaşındaki kızları Mary'nin otizmli olduğunu 2 yaşında fark ettiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Uzun süren bir eğitim süreci başladı ve buralara gelene kadar büyük acılar çektik. En büyük sorun eğitimci bulmaktı. Şimdi ise bu eğitimcileri bir arada bulabiliyoruz. Mary, şu an oturabiliyor. Önceden onu yerlerden topluyorduk. Kızımız yüzüyor ve pinpon oynuyor, bunlar 15 yıl önce hayal bile değildi. Kızımıza bu teşhis konulduğunda annesi 6 ay boyunca sürekli ağladı. 'Bu nasıl olur, neden biz?' dedik. Otizmin ne olduğunu bilmiyorduk. Şimdi evimizin içinde bir melek var. Onun sayesinde bir duyumuzun eksik olduğunu gördük."

Şimdi hayatı farklı algıladıklarını vurgulayan Cankardeş, çocuğu otizmli olan ailelerin bunun bir ceza olmadığını kabullenmeleri gerektiğini ifade etti.

- "Kızımız bize Allah'ın lütfu"

Kızlarının kendilerine Allah'ın bir lütfu olduğunu dile getiren Cankardeş, otizmli bireyle yaşamanın ayrıcalıklı olduğunu kaydetti.

Cankardeş, bütün maddi güçlerini kızları için harcadıklarını, bunun karşılığında sevgiyle buluştuklarını aktardı.

Otistik çocuklu ailelerin kendilerini yalnız hissetmemesi gerektiğini vurgulayan Cankardeş, yaşadıkları süreç sayesinde insan olmanın ve maddeden sıyrılmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlattı.

Zeki Cankardeş, otizmli çocukların tek eksiğinin iletişim olduğunu kaydederek, "Yaratan Allah'tır. Bugün büyük bir mutluluk içindeyiz. 18 yıldır uğraşıyoruz, hocalarımız bizden daha iyi davranıyor. Mary'nin gelecekte milli bir sporcu olmasını istiyoruz. Otizmli çocuğu olan ailelere sesleniyorum; 'Evinizin içinde melekler var. Bunlar bizlere özel olarak verildi. Bunu bir fırsat bilip, maddi duygulardan sıyrılın.' Allah bana Mary'i sevdirdi." diye konuştu.

- "Otizmli çocuklar için en önemli şey; sevgi ve eğitim"

Otizmli 23 yaşındaki Can'ın annesi Arzu Yıldırım ise eğitim merkezi sıkıntısı nedeniyle çocuğunun bir süre normal çocuklarla anaokuluna gittiğini söyledi.

Otizmi ilk fark ettiklerinde ne yapacakları konusunda yanlış yönlendirildiklerini dile getiren Yıldırım, daha sonra yalnız olmadıklarını gördüklerini kaydetti.

İnkar sürecinden sonra eğitim için ne yapılacağı konusuna eğildiklerini anlatan Yıldırım, "Çocuklarımız için en önemli şey; sevgi ve eğitim. Aileler geçmişi çok fazla sorgulamasın ve geleceği de düşünmesin. Çocuklarıyla anı yaşasın. Çocuklar o sevgiyi hissedince geri dönüşler hep güzel oluyor. Can'da bir sürü artılar gördük. Artık rahatlıkla dışarı çıkabiliyor ve beraber yemek yiyebiliyoruz. Biz vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz." ifadesini kullandı.

- "Çocuklara acımayın, yardımcı olun"

Otizmli çocuklara spor eğitimleri veren beden eğitimi öğretmeni Erbil Çamlı ise otizmde erken eğitimin önemine dikkati çekerek, sporla otizm tedavisinde Türkiye'nin çok büyük mesafeler kaydettiğini dile getirdi.

Otizmli çocukların hepsinin sporcu olması gibi bir amaçları bulunmadığını aktaran Çamlı, çocuklara hayat boyu spor alışkanlığı kazandırmaya çalıştıklarını belirtti.

Beceri kazanan çocukların, ailelerinin de sosyal hayatına katkı sağladığına vurgu yapan Çamlı, "Toplumdan ricamız bu çocuklarımızı oldukları gibi kabul etmeleridir. Olumsuz davranışlarına daha anlayışlı karşılamalılar. Onlara acıyarak değil, yardımcı olma isteğiyle bakarsak çok daha büyük adımlar atarız." dedi.

- Çocuklar, eğitimlerini gündelik hayatta pratiğe döküyor

Özel eğitim öğretmeni Fatih Fidan da normal okul ortamındaki okuma yazma eğitimlerini merkezlerinde vermeye gayret ettiklerini belirterek, otizmli çocuklara sesleri birleştirme yöntemiyle okuma öğrettiklerini söyledi.

Sesleri tanıtarak eğitime başladıklarını anlatan Fidan, "Buradaki eğitimleri sınıf ortamında bırakmamaya çalışıyoruz. Kurduğumuz cümleleri dışarıda farklı bir ortama giderek, eğitimleri sosyal faaliyetin içine sokmaya çalışıyoruz. Spor ve müzikle desteklenen eğitimlerle çocuklarımızı gündelik hayatın içine sokuyoruz. Okuma yazma süreci normal çocuklardaki gibi farklı ilerliyor. Çocuk parçayı öğrenemeyecek durumdaysa fiş temelli sisteme gidiyoruz." diye konuştu.

Özel Eğitim Merkezi Müdürü Kamuran Yılmaz ise otizmli çocuklara akademik eğitimin yanı sıra spor ve müzik eğitimleri sunduklarını söyledi.

Söz konusu eğitimlerin bir araya getirilmesi ve doğru kullanılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Otizmli bireylerin sosyal ve iletişimsel becerilerinde yoksunluk göze çarpıyor. Bunun aşılması için bireysel aktivitelere, masa tenisi, yüzme ve bisiklet gibi uğraşılara yöneldik. Gün içinde yapılan diyetler de buna ek olarak bize yardımcı oluyor." ifadesini kullandı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.