Futbol

Türk futbolu değil dünya futbolu bitmiş, okeye dönüyor... Haftalardır sürdürdüğü olumlu gidişatını kendi sahasında oynadığı Sivasspor karşılaşmasıyla devam ettirmek isteyen Konyaspor, taraftarının yüzünü yine güldürerek ilk 4 sıra yarışında ben de varım dedi.

Karşılaşmanın tamamında dengeli bir futbol ortaya koyan Konyaspor zaman zaman kalesinde yaşadığı tehlikeleri Serkan'ın formu sayesinde bertaraf etti. Bulduğu pozisyonları da gole çeviren temsilcimiz yine çok önemli bir 3 puanın sahibi oldu. Haftalar ilerledikçe kompakt futbolun örneklerini daha net olarak ortaya koyan ve rakiplerine aman vermeyen Konyaspor, bu istikrarlı gidişatını lig sonuna kadar sürdürecek gibi görünüyor. Allah futbolcu kardeşlerimize güç kuvvet versin ve bu peri masalı sürsün inşallah.

Pazar günü İstanbul'da maç öncesi gazozuna oynanacağı görüşü hakim olan bir Galatasaray-Trabzonspor karşılaşması oynandı. Hakem Deniz Ateş Bitnel'in verdiği kararlara futbolun her kesiminden ciddi itiraz geldi. Aslında bu hakem kardeşimizin yapmış olduğu hatalar diğer hakemlerin yapmış olduğu hatalardan çok da farklı değildi. Ama bir yerlerden düğmeye basılmış olacak ki, karşılaşmanın bitiş düdüğüyle beraber ulusal kanallar tarafından eleştiri yağmuru başladı.

Bu kalitesiz ligde hiç de hesapta olmayan ama çok da güzel denk gelen bir malzeme bulan ulusal medyanın bu fırsatı köküne kadar değerlendirmesi çok da şaşılacak bir durum değil. Ben olayların buraya nasıl geldiğiyle daha çok ilgileniyorum aslında. Yıllar boyunca bu satırlardan sizlere aktarmaya çalıştığım ama zaman zaman bazı şeyleri söylemekte zorlandığım hadiseler şimdi TV programlarında konuşulur oldu. Tamamen tez üzerine kurulu söylemler ispat yükümlülüğü de getirmeyince herkes bir şeyler söylüyor haliyle.

Evet dostlar ne yazık ki benim gibi bir çok insanın tek eğlencesi olan Futbol, o hayal ettiğiniz gibi saf ve masum değil artık. Uluslararası bahis kuruluşları aracılığıyla bu iş sayesinde her sene milyarlarca dolar aklayan para babaları, bu sektöre göre hemen hemen aynı kar marjıyla çalışan uluslararası silah ticaretine göre daha risksiz ve bakir olunca herkesin ilgisi de bu noktaya kaymaya başladı.

Her hafta yüz milyarlarca dolar ya da Euro’nun kılıf değiştirdiği bu sektör, sadece futbol değil tüm spor müsabakalarına nüfuz etmiş durumda. İçlerinde en popüler spor dalı doğal olarak futbol olunca, insanlar da bu hususun inceliklerini anlamak istiyorlar tabii ki de.

İşin özeti şu aslında, Bir sportif yarışmaya belli kesimlerden yatırılan belli tutarlar mevcut. Ve bu noktada hangi ihtimale ne kadar tutar yatırıldığı da haliyle ortada. İşte tam da bu noktada bu şirketler devreye giriyor. Hangi ihtimale daha çok para yatırılmış ise o ihtimalin kazanma şansı düşürülüyor ve o karşılaşmada sürpriz bir sonuç çıkma ihtimali artıyor. Dolayısıyla banko diye tabir edilen bir ihtimal % 90 olasılıklardan bu manipülasyonlar sayesinde % 50’lere kadar iniyor. Banko ya da yüksek ihtimale oynayanların kazanma şansı da % 40 civarında azalıyor haliyle. Bu olay da bu işin düzenleyicilerine yarıyor.

Evet çok detaylı bir olay gibi görünüyor ama 1’e 1000 kazanmak biraz zor takdir edersiniz. Detayları bir yemek söylersiniz konuşuruz sonra :-)

Hadi kalın sağlıcakla...