Gez Dünya’yı, gör Konya’yı

Gez Dünya’yı, gör Konya’yı
Her karışı geçmişin izlerini barındıran, geçmişte büyük öneme sahip olmuş, şu anda da önemini koruyan şehir Konya…

 Her yıl yerli yabancı binlerce turiste ev sahipliği yapan Konya, en çok ziyaretçiyi de Mevlana Müzesi’nde ağırlıyor. Özellikle akrabalarımızdan Konya’ya ilk kez gelenler varsa hemen onları Mevlana Müzesi’ne götürüyoruz. Kimi zaman Konya’nın tamamını gezdirmek istesek de ya zaman olmuyor ya da imkânlar el vermiyor. Ama artık misafirlerinize Konya’yı çok ayrıntılı olmasa da gezdirebileceksiniz. Bakalım bu güzel gezintiyi sağlayan olay neymiş…

Çarşıya çıktığınızda mutlaka 2 katlı, Mevlana Türbesi’nin rengindeki otobüsleri görmüşsünüzdür. Hatta merak bile etmiş olabilirsiniz. Çünkü 2 katlı olması bizi hemen cezbediyor. Bizi de cezbetmiş olacak ki hemen araştırmaya başladık. Nereden kalkıyor, günde kaç sefer yapıyor, hangi saatlerde var hemen öğrendik. Öğrendik te 10 kişi olmadan hareket etmiyormuş. Bizde büyük bir merakla diğer günü bekledik. Baktık otobüs bekliyor, hatta üst katı dolmak üzere… Üst katta yerimizi aldık. Bu sıcak havada üst katta serin serin yapılan yolculuk keyfini anlatamam. Hele birde otobüsün üst katının açık olması ayrı bir keyif… Çoğu ağaçla aynı yüksekliktesiniz. Yolculuk başladı. Otobüste bulunan rehber ilk olarak Konya isminin nereden geldiğini anlatıyor. Rehber, Alâeddin civarından geçerken oradaki müzeler ve camiler hakkında bilgi veriyor. İplikçi Camii, Karatay Müzesi, Alâeddin Camii, İnce Minare Müzesi hepsi hakkında kısa bilgi veriliyor. Tabi Hz. Mevlana da unutulmuyor. Müzelerin Mevlana Caddesi ile Alâeddin civarı arasında yoğunlaşmış olması da dikkatlerden kaçmıyor. Hacıveyiszade Camii, Sarraflar Çarşısı derken Nalçacı’dan devam ediyor otobüs. İlerlerken Konya’yı gözlemliyorsunuz. Eline 2 ekmek alan amca bisikletiyle evinin yolunu tutmuş, bir yandan da otobüse bakıyor, “Sizlerde nereden geldiniz” dercesine. Çocuk annesinin aldığı simiti büyük bir iştahla yemekte, diğer yandan da annesine bizde binelim ısrarları. Yolculuk devam ediyor. Sıra Konya’yı izlemeye geldi. Akyokuş’tayız. Burada 20 dakika mola veriliyor. Molada hemen soğuk su peşine düşüyoruz. İsteyen kafeye oturuyor, isteyen etrafı izliyor. Konya’yı izlerken dümdüz bir şehir bize merhaba diyor. Sayılı olan kuleler düzlükten sıyrılmış. Sıra Meram’a geldi. Akyokuş’tan çıktık, Meram’a yolcuyuz. Konya’da böyle yerlerde mi varmış sesleri kulağa gelmekte. Ev yaptıracak olsam tıpkı böyle yaptırırdım cümleleri peşpeşe… Yolculuk bitiyordu 1 buçuk saatin 1 saati bitmişti bile. Yaşanılan yerlerdeki yaşam şartları farklılıkları hemen gözünüze çarpıyor. Konya artık farklı farklı dinleri, ırkları, birçok ülkenin insanını barındırıyor. Bütün farklılıkları, renkleri görmemek olanaksız. Bir yerde salatalık toplayan teyze, pazarda salatalık satan pazarcı, bir yerde de babasının aldığı salatalığı ekmekle keyif içinde yiyen çocuk… Hepsini görmek mümkün… Yaz mevsiminin vazgeçilmez meyveleri olan kavun karpuz her yerde satılıyor. Yol üstlerinde çok alıcı bulduklarını görüyorsunuz. Balıkçılar hali gördüğümüz son yer oluyor. Konya’da balık hali de varmış diyenler çoğalıyor. Artık yolculuğumuzun sonuna gelmiştik. Mevlana Müzesi önünde başlayan yolculuk yine orada bitiyor.

Bu fikri kim ürettiyse gerçekten çok güzel olmuş. Konya’yı çok güzel tanıtmakta. Hafta içi saat 11.00 ve 14.00 saatlerinde hizmet veren otobüs, hafta sonları ise saat 14.00’de hizmet veriyor. Sadece 2 elkart ücretiyle bu keyfi yaşayabilir, misafirlerinize unutulmaz bir gün yaşatabilirsiniz. Sizde zaman kaybetmeden bu yolculuğun keyfini tatmalısınız. Özellikle ailenizle ve sevdiklerinizle olmak yolculuğunuzun keyfini arttıracak. Otobüste yazan “Gez Dünya’yı, gör Konya’yı” yazısı, yolculuk sonrası söylenebilecek en son cümle… 

foto-galeri.png

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.