Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Gönük, evleri, insanları ve gölleriyle harika bir belde

Gönük, evleri, insanları ve gölleriyle harika bir belde

TARİHE YOLCULUK (65)

 

Gönük, evleri, insanları ve

gölleriyle harika bir belde

 

  • Selçukluların bir kolu olan Umur Han Beyliğine başkentlik yapan Göynük, beyaz evleri, gölleri özellikle mimari, doğal yapı ve folklor yönünden bozulmamış güzel ve şirin bir belde.

 

 

Göynük, Bolu merkeze 98 kilometre uzaklıkta ve denizden yüksekliği 730 metre olan şirin bir ilçe. Anadolu’da Türk yaşayışının, yerleşme kültürünün önemli örnekleri arasında bulunan Göynük, mimarisini ve doğallığını korumuş, geleneklerini devam ettiren bir yer olarak göze çarpar. Özellikle, yörenin oluşumuna göre biçimlenmiş dar sokaklarında yürürken bu sokaklara göre şekil almış bahçe içinde yapıları, kimi bakımlı yemyeşil, kimi tarihin akışına bırakılmış canlı, şirin, sıcak bir yaşantının güneşli güzelliğini veren beyaz evleri ile insanların sıcak kanlığı sizi Göynük gibi tarihi bir beldenin içine sünger gibi çekiveriyor.

İlk olarak Hitit ve İskitlerin yerleştiği bu bölgenin tarihi Orta Anadolu ile birlikte gelişmiş olarak karşınıza çıkar. Helenistik çağa kadar Bitinya egemenliğinde kalan Göynük,  sırasıyla Büyük İskender, Roma ve Bizans’ın yerleşim yeri olur. Osmanlılardan önce Selçukluların bir kolu olan Umur Bey Han Beyliğine başkentlik yapan Göynük, Osman Bey tarafından 1292 tarihinde Osmanlı topraklarına geçer. 1330 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa Bağdat yolu üzerinde bulunan bu şehri onararak kendi ismiyle anılan camii ve hamamı yaptırır. İstanbul’un fethinde büyük payı olan Fatih’in hocası Akşemseddin Hazretleri’nin türbesi bu iki eserin avlusundadır.

Son yıllarda çeşitli araştırmalara konu olan Göynük, özellikle mimari, doğal yapı ve folklor yönünden bozulmamış sosyal ve kültürel yapısıyla âdeta bir simge olarak karşınızda durur. Göynük aynı zamanda güven içinde, sessiz, sakin bir hayatı özleyenler açısından son derece ideal bir beldedir. Büyük kentlerin gürültüsünden, kalabalığından ve 21. Yüzyılın hastalığı olan stresten uzaklaşmak isteyenler için gönül rahatlığıyla tabiat ile baş başa kalmak için mükemmel bir yerdir.

 

ZAFER KULESİ

Göynük’ün simgelerinden biri olan Zafer Kulesi ilçeye hakim bir tepeye 1923 tarihinde Cumhuriyet döneminin ilk Kaymakamı Hurşit Bey tarafından yapılmış. Altıgen taş temel üzerine, 3 katlı ahşap yalı baskı mimarisiyle yapılan Zafer Kulesi, Kurtuluş Savaşı’nın başarılarını ebedileştirmek için anıtsal eser olarak yapılmış. Belediye tarafından restorasyonu ve çevre düzenlemesi devam eden bu tepede sosyal tesislerin de yapıldığını gördük. Bu tepeye oflayarak çıkanların çaylarını yudumlarken nefes alacakları mekânlara büyük ihtiyacı var. Zafer Kulesi’nden Göynük’ün manzarası ise harikulade.

Doğrusunu söylemek gerekirse fotoğrafçılar için ideal manzaralarla dolu bir şehir. 

 

ÇUBUK GÖLÜ

Göynük’ün on kilometre kuzeyinde ve on beş hektarlık bir alanı kaplayan göl, kayabaşı tepesinden inen heyelanın vadiyi tıkaması sonucu oluşmuş. Tamamen doğal bir göl olan Çubuk gölünün çevresinde yürüyüş parkuru bulunmakta. Gölden doğru Çubuk yaylasına treking yapmak isteyenler için ideal bir yer. Vaktimizin azlığından ne yazık ki Sünnet Gölü’nü göremedik. Çubuk Gölü’ndeki yel değirmenlerinden bazı dizi çekimlerin yapıldığını da öğrendik. Değirmenlerin hali ise doğrusu içler acısıydı. Belediyenin buralara da el atması gerekiyor.

 

YARIN: Gazi Süleyman Paşa Camii ve Fatih’in hocası Akşemseddin Hazretleri.

_dsc9830.jpg_dsc9840.jpg_dsc9847.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR