Bayram Kabadayı

Bayram Kabadayı

Güney'in incisi Manavgat

Güney'in incisi Manavgat

Konya Tanıtım Elçileri Derneği ile geleneksel hale getirdiğimiz, ‘yurdumuzu gezelim görelim’ gezimizde, bu seferki hareket yerimiz güneyin incisi Antalya iline bağlı Manavgat ilçemiz idi. Bu gezimize yaklaşık 35 kişi dâhil oluyordu. Ve Konya’mızda klasik hale gelen gezi başlangıç noktası Anıt’tan hareket ediyor ve başlıyoruz gezimize

Kendisi de Manavgat’ın bir çocuğu olan ve halen Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr Fatih Uslu kardeşimiz de Manavgat’a gezimizi haber alınca çok mutlu olduğunu beyan ediyor, elinden geldiği kadar bize rehberlik yapabileceğini ifade ederek adeta bizi onurlandırıyor ve bir nevi davet etmiş oluyordu Manavgat’a.

Sabahın erken saatlerinde varıyoruz konaklayacağımız Manavgat’ın uygulama oteline…

Sabahın seherinde birkaç fotoğrafçı arkadaşlarla titreyen göle doğru seher yürüyüşü yapıyoruz ki anlatamam. Saatin 06.00’sında yürümek o kadar mı güzel olur, yürüdükçe ayaklarımız bacaklarımız açılıyor, yürüdükçe yorulacağımız zaman, sanki rahatlıyor yürüdükçe dinleniyorduk…

Ara sıra ‘buraya taşınsam’ diye içerimden kendi kendime söyleniveriyorum.

Bize söz verdiği gibi sabah kahvaltısında konakladığımız otele geliyordu Fatih Uslu hocamız,

Otobüse biniyoruz ve mikrofonu eline alan Fatih hocamız, yavaş yavaş bizlere anlatmaya başlıyordu Manavgat’ın tarihi güzelliklerini. İlk durağımız Side Antik Tiyatrosu, baş döndürücü bir güzellik karşımızda… Tarihin sanatıyla hemhal olmuş taş yapılar, insan gücünün yetemeyeceği taş kütlelerinden örülmüş kemerler ve tarihin derinliklerinden kopup gelen işlemeli sütunlar karşımızda…

Oturuyorsunuz şöyle bir kenarına tarihi antik tiyatronun, inanır mısınız kalkasınız gelmiyor.

Tiyatrodan ayrılırken biraz kıyıya doğru ilerliyor, ve başka bir şah eserle karşılaşıyorsunuz, ha bu arada unutmadan Side adı Anadolu dilinde nar anlamına geliyormuş. Side’nin burnunda yer alan denizle etrafı çevrelenmiş Apollon Tapınağı harabeleri ile sanki rüyada gibisiniz. Denize sıfır Apollon Tapınağı sanki son demlerini yaşar gibi bizi selamlıyor.

Yılların verdiği eskimişlik ve aşınmışlıkları ile yıkılmaya yüz tutmuş harabeleri, eski haline dönüştürmek için bir şeyler yapılamaz mı? diye insan düşünmeden edemiyor.

Ayrılıyoruz Side’den şimdiki durağımız Manavgat Şelalesi. Düşüyoruz yola ve mikrofonda Fatih hocam; Manavgat’ın büyük bir kısmının (yerlilerinin) Yörük aşiretinden olduğunu bahsediyor bizlere, küçüklüğünün bu mahalle de geçtiğini, sağ elini işaret ederek gösteriyor bizlere otobüs camından.

Çok yeşil ağaçlı Manavgat çayının dibinde yetişmiş Fatih hocam, kendisinin de Bozahmetli Yörük Aşireti’nden olduğunu beyan ediyor bizler, bir solukta varıveriyoruz Manavgat şelalesine.

Arkadaşlarımızla beraber Manavgat Çayı’nın büyüsünde kayboluyoruz…

O ne güzel bir şelale sesi, o ne güzel bir çağlama, o ne güzel bir renk, hiç eksilmeden akan bir tatlı su şelalesi karşımızda arz-ı endam ediyor.

Fatih hocamın rehberliğinde Manavgat şelalesinden Yörüklerin serpme sofrasına misafir olmak için ayrılıyoruz.

Geçekten şunu gördüm ki, aslımızla ne kadar gurur duysak azdır, bizi Yörük sofrasında bir Yörük amca karşılıyor. Bir insanın dili bu kadar mı tatlı olur. Bu ne samimiyet bu ne güzellik böyle. Sanki hep bir arada yaşamışçasına samimiyet dökülüyor yörüklerin dilinden...

Zeytin ağaçlarının, portakal ağaçlarının altına serilmiş, Yörük sofrası adeta bizi büyülüyor. Sanki cennete gibisiniz.

Birkaç Yörük anası oturmuş ekmek sacının etrafına sac böreği ve sıkmaları yapıyorlar. ‘anne birkaç kare fotoğrafını alabilir miyim’? dediğimiz zaman ‘Ne demek kuzum tabi ki alabilirsin’ diyorlar bizlere. Anadolu kadınları işte saf ve duru samimi analarımız. Ne diyelim Allah sayılarını çoğaltsın…

Manavgat’ta akşam sefamız ise, Manavgat belediye başkanımız Sayın Şükrü Sözen beyin kafilemize tahsis etmiş olduğu yat gezisiyle son buluyordu.

Manavgat deyince unutmamız gereken bir şenlik daha var sevgili dostlarım. Her yıl 24 / 25 Eylül de geleneksel yağlı güreşleri yapılıyor. Biz de tesadüf bu tarihe rast geldik.

Fatih hocamızın önderliğinde yağlı güreşleri izlemek için güreş arenasına doğru hareket ettik.

Bizim kafilemizi üst düzey karşıladıklarına şahit oluyoruz hep beraber. Bir daha gördüm ki, Manavgat’ın insanlarının ne kadar misafirperver olduklarının resmiydi sanki. Bizleri davullarla zurnalarla karşılamaları, tüm tribündeki Manavgatlı seyircilerin bizim kafilemizi ayakta alkışlamaları çok onur verici bir durumdu.

Manavgat gezisinde başta sevgili belediye başkanımız Sayın Şükrü Sözen Bey’e, bizleri Manavgat!’ta misafir eden, yat gezisini tertip eden, Manavgat Şelalesi’ne ücretsiz ziyaret imkânı sağlayan Manavgat Belediye Meclis Üyesi Sayın Hilmi Uslu beye ve Akdeniz Üniversitesinden Öğretim Üyesi hocamız Fatih Uslu beye çok teşekkürler ederiz.

Ve iyi ki varsınız sizleri çok sevdik güneyin incisi MANAVGATLILAR…

guneyin-inhcvisi.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bayram Kabadayı Arşivi
SON YAZILAR