Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

GÜRÜLTÜ VE PATIRTIYI SEVEN MİLLET

GÜRÜLTÜ VE PATIRTIYI SEVEN MİLLET

Çarşamba akşam bir dostumla Akyokuş’ da Konya’nın bahara henüz selam veren müthiş manzarasını seyrettik. Dostum aslen Konyalı ama uzun süredir Konya dışında yaşadığı için İlimizin değişim ve gelişimini daha iyi gözleyebiliyor ve bu değişimden duyduğu memnuniyetini belirtti.

Konya’nın insana gizli el sallayan ışıklı siluetini seyrettikten sonra yokuş aşağı huzur ve sessizlikten kara dumanlarla kaplı sesliliğe iniyoruz.

Her yer sis, pus, is, kara duman,

Bu ne iştir, aman Allah’ım aman.

Rabbim korusun sanki savaş patlamış;

Her tarafta yangın, maytap, tabanca, patlayıcı sesleri,

Sanki gizli bir güç sürüyor cepheye çocuk askerleri.

 Sonra eve dönüyorum. Oturduğum mahallede, yıkılan eski binalar arasında yer yer boşluklar, etrafta giderek tek katlı evleri yiyen her biri 10-12 kat, canavar evler.

Bu boşluklardan birinde yanan ve alevi 5-6 metreyi bulan alevler. En kötüsü de bu. Alevler içine kocaman kamyon lastikleri yuvarlayan çocuklar.

Konu esas burada başlıyor ve büyüyor.

O gün Konya yöremize has üç aylar müjdecisi Regaip Kandili habercisi Şivlilik Günü. O günde elbette en çok çocuklar sevinecek ve sevindirilecek;

Şivli şivli şişirmiş, erken kalkan pişirmiş,
İki çörek bir börek, bize namazlık gerek; diyerek hediyelerini alacaklar.

Öyle de, mübarek günlerde müjdelenmek, çocuk sevindirmek patırtı-gürültü, is-pus, patlama-çatlama veya kara dumanla mı olmalı?

Evimizin yanında ki yangın o kadar büyüyor ki, felaket büyümesin diye itfaiyeyi arıyorum, merkezden “her tarafta onlarca yangın var” haberini alıyorum.

Kaygım ve üzüntüm daha da artıyor ve soruyorum.

Gençlerimize yanlışları doğru diyerek öğreten kim,

Yanlışlar öğretilmiyor ise doğrular neden öğretilmiyor,

Yapılanın aynı zamanda bir çevre felaketi olduğu okullarda, müftülüklerde, camilerde anlatılmaz,

Belediyeler Şivrilik günü tedbirleri neden almaz, lastikler toplatılmaz,

Belediyeler mahallelerde neden Şivrilik alayları oluşturmaz, gençleri doğru yönetmez, hediyeler vermez.

Şu iyi bilinmeli ki, toplumun gürültüye, patlamaya ve kara dumana ihtiyacı yoktur; maneviyata, sevgi tohumlarına, kardeşliğe götüren gençlik alaylarına muhtaçtır.

Sayın Valim, belediye başkanlarım, milli eğitim müdürüm ve müftülerim; yöremize has bu güzel geleneği önümüzdeki dönemler için bir proje olarak ele alalım ve gençliğe öğretelim, derim.

Bizden söylemesi; Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR