Hakim ve Savcılar Meslek İçi Eğitim Çalıştayı

Hakim ve Savcılar Meslek İçi Eğitim Çalıştayı
Adalet Bakanı Bozdağ: (2)"(AYM'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili gerekçeli kararı) Anayasa Mahkememiz, ilk derece mahkemesi değildir, temyiz mahkemesi hiç değildir, süper temyiz mahkemesi hiç ama hiç değildir. Yetki alanını genişletmeye böyle devam e

İZMİR (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile ilgili gerekçeli kararına ilişkin, "Anayasa Mahkememiz, ilk derece mahkemesi değildir, temyiz mahkemesi hiç değildir, süper temyiz mahkemesi hiç ama hiç değildir. Yetki alanını genişletmeye böyle devam ederse Türkiye'de önümüzdeki yıllarda çok ciddi bir hukuksal sorunumuz, tartışmamız daha olacaktır. Türkiye'yi böylesine gereksiz tartışmalara kimsenin itmemesi gerekmektedir" dedi.

Bozdağ, Çeşme'deki bir otelde düzenlenen "Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının Meslek Öncesi ve Meslek İçi Eğitim Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, AYM'nin davalara ilk derece mahkemesi gibi bakamayacağını, Yargıtayın işlevini üstlenemeyeceğini belirtti.

Dündar ve Gül ile ilgili gerekçeli karar konusunda, Anayasa Mahkemesinin, "ilk derece mahkeme daha davaya el atmadan işe vaziyet ettiğini" kaydeden Bekir Bozdağ, şöyle konuştu:

"Kararı okuduğunuzda esas incelemesi yaptığını ve dosyada delil durumuna baktığını da görüyoruz. 'Anayasa Mahkemesi böyle durumlarda ne yapar ? AİHM'e biz baktık, ne yapıyor' diye. Hukuki dayanağa bakıyor, bundan kasıt delil değil, bundan kasıt bir yasa dayanıyor mu, dayanmıyor mu ? Yasaya dayalı isnat var mı yok mu, kişi avukatıyla savunma yapmış mı, savunması için gerekli bilgi ve belgeler kendisine verilmiş mi, tutuklama sırasında hakim karar vermiş mi, hakim kendisine suçlamayı anlatmış mı, kendisini savunma imkanı vermiş mi, gerekçe anlatılmış mı, bu karara itiraz hakkı var mı, varsa itirazı inceleyecek merci önceki kararı kaldıracak güce sahip mi, tutuklama için azami süre aşılmış mı, bunları denetliyor.

Bizim Anayasa Mahkememiz, deliller üzerinden bunun değerlendirmesini yapıyor ve basın özgürlüğüne ilişkin karar veriyor. Halbuki Cumhuriyet başsavcılığının iddiası, burada basın özgürlüğüne ilişkin değil, ceza kanunumuzun suç olarak tanımladığı ve cezai yaptırıma bağladığı bazı fiilleri işlediğine ilişkin. 'Habercilik yaptı' demiyor, başka şey söylüyor iddianame.

Mahkeme kabul etmiş iddianameyi. Buna ciddiyet vakfetmiş ama Anayasa Mahkememiz bunu, yaptığı değerlendirme çerçevesinde esastan incelemiş ve basın ve ifade hürriyeti kapsamında bir işlem olduğuna karar vermiştir. Bu ilk derece mahkemesi yerine geçmektir. Daha da ötesi Yargıtayın temyiz yetkisini de gasp etmektir. Fevkalede yanlış olmuştur. Anayasa Mahkememiz, ilk derece mahkemesi değildir, temyiz mahkemesi hiç değildir. Süper temyiz mahkemesi de hiç ama hiç değildir. Eğer yetki alanını genişletmeye Anayasa Mahkemesi böyle devam ederse Türkiye'de önümüzdeki yıllar içinde çok ciddi bir hukuksal sorunumuz, tartışmamız daha olacaktır. Türkiye'yi böylesine gereksiz tartışmalara kimsenin itmemesi lazım."

- "Twitter kararında olduğu gibi"

Anayasanın 149. maddesinin 2. fıkrasında, "Siyasi partilere ilişkin dava ve başvurulara iptal ve itiraz davalarıyla Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır" ifadelerinin yer aldığını dile getiren Bakan Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin 5 Mart 2014'de iç tüzük değişikliği yaparak "şöhretli konuların Genel Kurulda görüşülmesinin yolunu açtığını" savundu.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Anayasa diyor bunu, Genel Kurul bakar diyor mu ? Sayıyor Genel Kurulun nelere bakacağını. Bireysel başvuruların bölümler tarafından karara bağlanacağını da söylüyor. Ancak Anayasa Mahkememiz, 05 Mart 2014'te iç tüzüğünde yaptığı bir değişiklikle bazı şöhretli konuların Genel Kurulda görüşmesinin yolunu açtı. Kamuoyunda pirim yapacağına inanılan konular geçmişte Twitter kararında oldu, şimdi bu bir ikincisi oldu.

Anayasayı çiğneyen bir iç tüzük değişikliğini Anayasa Mahkemesi yapıyor. Anayasa Mahkemesi, herkese 'Anayasa'ya aykırı' diyor, biz 'aykırı davrandın' dediğimizde Anayasa Mahkemesini suçlamış mı oluyoruz? Anayasa Mahkemesi bununla ilgili bir iç tüzüğe hüküm koyamaz. Anayasaya uymak, doğru uygulamak hepimizin görevi. Ancak bizden daha fazla Anayasa Mahkememizin buna hassasiyet göstermesi lazım."

-"Daha fazla eleştiriye muhatap olacaktır"

Anayasa Mahkemesine anayasa dışında başka bir yasayla görev verilemeyeceğini ancak iç tüzükle dahi görev tanzimi yapıldığını dile getiren Bozdağ, bunun da açık bir anayasa ihlali olduğunu savundu.

Anayasa Mahkemesinin kararı hemen açıkladığını ancak gerekçeli kararı internet sitesinde hemen yayınlamadığını ifade eden Bekir Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bildiğiniz gibi iptal kararları gerekçesiz açıklanamaz. Kararların hepsi gerekçeli olur. Bu genel bir hukuk ilkesidir. Sebebi, gerekçesi ile karar bir bütündür, okuyan anlasın, kararın haklılığını görsün. Uygulayıcı da nasıl uygulanacağına karar versin diye yardımcı olacak bir metindir. Anayasa Mahkemesinin yasanın bu açık kuralını ihlal etme hakkı yoktur. Twitter'da mahkeme müracaat etmeden işlemi kabul etti, karar verdi. Bu gidişle Anayasa Mahkememiz kendisini daha fazla tartışılır hale getirecektir. Aleni anayasa hükümlerini çiğnemesi nedeniyle de daha fazla eleştiriye muhatap olacaktır. Umarım bundan sonraki süreçte kamuoyunun bu değerlendirmelerini mahkeme üyelerimiz daha fazla dikkate alır. Mahkemeler eleştirilir, kararlar eleştirilir, eleştirilmez kutsal metinler değildir. Eleştirdiğimizde kimsenin alınmaması gerektiğini buradan ifade etmek isterim. "

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.